DEVAM: 11. RESUL-İ
EKREM S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ - ALİ R.A.
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ،
وَسُوَيْدُ
بْنُ
سَعِيْد،
وَإِسْمَاعِيلَ
بْنُ
مُوْسَى،
قَالَوا:
حَدَّثَنَا
شَرِيكٌ، عَنْ
أَبِي
إِسْحَاق،
عَنْ
حُبْشِيِّ
بْنُ جِنَادَةَ،
قَالَ:
-
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يَقُولُ:
((عَلِيّ مِنِّي
وَأَنَا
مِنُهُ. وَلاَ
يُؤَدِّي عَنِّي
إِلاَّ
عَلِيّ)).
Hubyiş bin Cenade
r.a.’den rivayet edildiğine göre kendisi demiştir ki: Resulullah Sallallahu
aleyhi ve Sellem’den şöyle buyurduğunu işittim: ‘’Ali bana bağlıdır. Ben de
O’na bağlıyım. Ali’den başka hiç kimse (yapmak durumunda olduğum bir şeyi)
benim yerime eda edemez.’’
AÇIKLAMA: Metinde geçen «Min» cer harfi olup iki şeyin birbirine bağlılığını ifade
ettiği için buna «İttisal Min'i» denilir. Hadiste belirtilen bağlılık akrabalık
anlamına yorumlanmıştır. Hadisin eda etmekle ilgili ikinci fıkrası bu yorumu
teyid eder.
Sindi'nin
beyanına göre, Hac ibadeti farz kılınınca ResüI-İ Ekrem s.a.v. Ebu Bekir
r.a.'in başkanlığında halkın hacca gitmelerini emretti. Bunlar yola çıktıktan
sonra, müşriklerle yapılmış olan andıaşmaların ta'dil edilmiş oldUğunu
ilgililere bildirmek ve inen Beraat süresini halka duyurmak üzere Nebi s.a.v.,
Hz. Ali r.a.'i hacı adaylarının arkasından yola çıkardı. Arabların ör! ve
adetlerine göre, aralarında her hangi bir hususta antlaşma yapmak, yapılan
antlaşmayı değiştirmek, antlaşma gereğini uygulamak, ahitleri bozmak veya
yürürlükten kaldırmak görev ve yetkisi yalnız kavrnin başkanına veya
görevlendireceği bir yakın akrabasına aittir. Bu yetki sahasında başkası kabul
edilmezdi. Nebi s.a.v. ile müşrikler arasında yapılmış olan antlaşmalar
hakkında nazil olan Beraat suresinin müşriklere okunması ve dolayısı ile
yapılmış olan antlaşmaları ta'dil edilmiş olduğunu arapların adeti veçhile ya
bizzat Nebi s.a.v. veyahut en yakın bir akrabası vasıtası ile bildirmesi icap
ediyordu. İşte bu nedenle Ali r.a. görevlendiriliyor.
Sindi'nin
verdiği bu açıklama ile Ebu Bekir r.a. eliyle bu görevin ifa edilmeyişinin
sebebi de belirtilmiş oluyor.
Beraa suresinin
ilk ayetlerinin tefsiri bahsinde Medarik müellifi şöyle nakleder: Mekke
müşrikleri ve antlaşmalara katılan diğer müşriklerin çoğu antlaşma hükümlerini
ihlal etmişler idi. Yalnız Beni Kinane ve Beni Damire kabileleri ahitlerini
bozmamışlar idi. İnen ayetler, ahitlerini bozmuş olan müşriklerin serbestçe
dolaşmaları için 4 aylık bir süre tanıyor ve Haram olan bu 4 ay bitince
müşriklerle savaşma emrini veriyor. Bu ayetler Mekke fethinden bir yıl sonra,
hicretin 9. yılı nazil oldu. Bu yıl Ebu Bekir r.a.'in riyasetinde müslümanların
hac yapmaları emrini veren Resülullah s.a.v. Ebu Bekir r.a.'in hareketinden
sonra bu ayetleri Hac mevsimi dolayısı ile Mekke'de toplanacak halka okumak ve
duyurmak üzere Ali r.a.'i görevlendirdi ve O'nu
«Adba» adlı
devesine bindirerek yolcu etti. Bu esnada Nebi s.a.v.'e:
«Bu görevin
ifası Ebu Bekir r.a.'e bırakılsaydı ... ?» denilince Resül-i Ekrem hadisin
ikinci fıkrasını buyurdu. Hz. Ali, r.a. Ebu Bekir ve arkadaşları r.a.'a iltihak
etti. Terviye (Arefeden bir önceki) günü Ebu Bekir r.a. hac ibadeti konusunda
halk'a hitap etti. Ali r.a. de Bayram günü Mina'da Akabe cemre'si yanında
halk'a Berae suresinin 30 veya 40 ayetini okudu. Sonra Ben şu dört hususu
tebliğe memur edildim, dedi.
1. Bu yıldan
sonra hiç bir müşrik Kabe'ye yaklaşamaz.
2. Hiç kimse
çıplak olarak Kabe'yi tavaf edemez.
3. İmanlı
olanlardan başka kimse Cennet'e giremez.
4. Antlaşmasını
bozmamış olan kabileler, antlaşma süresini doldurabilider.
Tefsiru'l-Hazin
müellifi de Berae (Tevbe) suresinin ilk ayetlerinin açıklaması bahsinde,Ebu
Bekir r.a.'in başkanlığında müslümanların yaptığı hac seferine geniş yer
vermiştir. Hz. Ali r.a.'in Mekke'ye gönderilmesi hususunu da Medarik tefsirinde
beyan edilen ve yukarıya alınan şekilde izah etmiştir: Bu arada:
«Hz. Ali'nin
Berae suresini okumakla görevlendirilmesinden Hz. Ebu Bekir'in Emirlikten
uzaklaştırılması manası çıkarılamaz. Nitekim Ebu Hureyre r.a.'den rivayet
edilen başka bir hadisten anlaşıldığı kadarıyla bu seferin başlangıcından
bitimine kadar Ebu Bekir kafile reisliğıni yapmış; Emir'in emri ile kendisi de
Hz. Ali'nin halk'a tebliğ ettiği bazı yasakları halka duyurmuş; Hz. Ali
kafileye iltihak ettikten sonra Ebu Bekir'in maiyetine girmiş; onun arkasında
namaz kılmıştır. Ancak arapların adetine riayet edilmek üzere, zamanında
akdedilmiş olan antlaşmaların gözden geçirilmesi için müslümanları temsil eden
Nebi s.a.v.'in en yakın akrabasr olan Hz. Ali görevlendirilmiştir», der.
Allah hepsinden
razi olsun ve bizleri onların şefaatına nail eylesin.