DEVAM: 11. RESUL-İ
EKREM S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ - ALİ R.A.
حَدَّثَنَا
عَلِيّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ.
حَدَّثَنَا
مُوْسَى بْنُ
مُسْلِمٍ،
عَنْ ابْن
سَابِطٍ،
وَهُوَ عَبْدُ
الرَّحْمَنِ،
عَنْ سَعْد
بْنُ أَبِي
وَقَّاص؛
-
قَالَ: قَدِمَ
مُعَاوِيَةَ
فِي بَعْضِ
حَجَّاتِهِ،
فَدَخَلَ
عَلَيْهِ
سَعْد، فَذَكَرُوا
عَلِيُّاً.
فَنَالَ
مِنْهُ. فَغَضِبَ
سَعْد،
وَقَالَ:
تَقُولُ
هَذَا لِرَجُلٍ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يَقُولُ
((مَنْ كُنْت
مَوْلاَهُ فَعَلِيُّ
مَوْلاَهُ))
وَسَمِعْتُهُ
يَقُولُ
((أَنْتَ
مِنِّي
بِمَنْزِلَةِ
هَارُونَ مِنْ
مُوْسَى
إِلاَّ
أَنَّهُ لاَ
نَبِيَّ بَعْدي))
وَسَمِعْتُهُ
يَقُولُ
((لأُعْطِيَنَّ
الرَّأَيةَ
الْيَوْمَ
رَجُلاً
يُحِبُّ اللَّه
وَرَسُولَهُ))؟
Abdurrahman İbni
Sabit r.a.’den rivayet edildiğine göre kendisi Sa'd bin Ebi Vakkas r.a.’den
nakletmiştir. Hac seferlerinden birisinde, Muaviye r.a. gelince, Sa'd r.a. onun
yanına vardı. Bir ara Ali r.a.’den bahsettiler. Muaviye r.a. Ali r.a. aleyhinde
konuştu. Sa'd r.a. bundan öfkelendi ve: Sen! (nasıl) bu sözü öyle bir adam için
söylüyorsun? ki onun hakkında Resulullah s.a.v.’den şöyle buyurduğunu işittim: ‘’Ben
kimin mahbubu isem Ali r.a.’de onun mahbubudur.’’
Efendimiz’den
şöyle buyurduğunu da işittim: ‘’(Ya Ali!) Senin bana bağlılığın Harun’un
Musa’ya bağlılığı mesabesindedir. Şu farkla ki benden sonra Nebi yoktur.’’
Resul-i Ekrem’den
şunu da buyurduğunu işittim: ‘’Bu gün sancağı öyle bir adam'a vereceğim ki
Allah’ı ve O’nun Resulünü sever. ‘’
AÇIKLAMA: Bu isnad ile Resül-i Ekrem s.a.v.'den rivayet edilen hadis fıkraları,
115, 116 ve 117 nolu hadislerde az bir lafız farkı ile rivayet edilmiş ve
oralarda gerekli izah yapılmış olduğu için burada aynı fıkraları izah etmeye
lüzum kalmamıştır.
Sindi bu
hadisin açıklaması bahsinde diyor ki: Muaviye r.a.'ın bu mecliste Ali r.a.
hakkında neler söylediğini kesinlikle bilmiyoruz. Müslim ve Tirmizi'de naklen
söylendiğine göre bu mecliste _ Muaviye r.a., Ali r.a. aleyhinde konuşmuş, hatta
Sa'd r.a.'ın da kendisini teyid etmesini istemiştir. Bütün sahabiler hakkında
iyi zan beslemek durumunda olduğumuz için bu mecliste Muaviye r.a. tarafından
söylenen sözlerin Ali r.a.'i hatalı göstermekten ibaret olduğuna hamlederiz. Bu
sözlerin sanıldığı gibi uygunsuz laflar ve tahkir edici kelimeler olduğu
ihtimalini vermeyiz.
İbn-i Hacer,
"Eı-İsa'be»'de demiştir ki: Ali r.a.'in menkıbeleri çoktur. İmam Ahmed'in
beyanına göre hiç bir sahabi hakkında bu kadar çok rivayet yapılmamıştır.»
Nesai, onun hakkında varid olan hadisleri tesbit etmeye çalışarak bir hayli
rivayetlerde bulunmuş olup beyan ettiği senedIerin çoğu güzeldir. Bazı
alimlerin dediğine göre Ali r.a.'in Emeviler tarafından tenkid edilmesi onun
hakında bu rivayetlerin nakline ve yüce şerefinin belirtilmesine sebep
olmuştur.
Sahabiler
arasında zamanında vuku bulmuş olan ve zerre kadar sorumluluğunu taşımadığımız
olayları dilegetirmek doğru değildir. Sorumsuz iken mes'uliyet altına girmeye
yol açar. Ehl-i Sünnet mezhebine göre sahabilerin hepsi en yüce mevkileri ihraz
etmişlerdir. Allah cümlesinden razi olsun. RADİYALLAHU ANHUM