11. RESUL-İ EKREM
S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ - ABDULLAH BİN MES'UD
حَدَّثَنَا
عَلِيّ بْنُ
مُحَمَّد.
حَدَّثَنَا
وَكِيْعٌ.
حَدَّثَنَا
سُفِيانُ،
عَنْ أَبِي
إِسْحَاقَ،
عَنْ
الحَارِثِ،
عَنْ عَلِيّ،
قَالَ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((لَوْ
مُسْتَخْلِفَاً
أَحَداً عَنْ
غَيْر
مَشُورَةٍ،
لاَسْتَخْلَفْتُ
ابْن أُمِّ
عَبْدٍ)).
Ali bin Ebi Talib
r.a.’den rivayet edildiğine göre kendisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurdu, demiştir.
‘’ Eğer (Ashabım
ile) istişare etmeksizin bir kimseyi kendime halife seçseydim, İbni Ümmi Abd’i
seçerdim.’’
AÇIKLAMA:
Ümm-i Abd,
Abdullah'ın anasının ismi olduğu için Abdullah'a İbn-i Ümm-i Abd künyesi
verilmiştir.
Hadis, Abdullah
İbn-i Mes'ud'un Resül-i Ekrem nezdindeki değerini belirtir. Bazı hadis
alimleri: «Buradaki halifeden maksad, müslümanların başkanı değildir. Çünkü
hakiki manadaki halifenin Kureyş'ten olması gerekliliği nassla sabittir. İbn-i
Mes'ud ise Kureyş'ten değildir. Bu sebeple halifeden murad, muayyen bir ordu
kumandanı veya belirli bir kısım işlerde yahut bir bölgede idare amiri
demektir, demişlerdir.»
Sindi bu yorumu
naklettikten sonra diyor ki: «Bence Resül-i Ekrem'in maksadı hakiki manadaki
Halife olabilir. Halife'nin Kureyş'ten olmasına dair bir ilahi emir olmadan
önce İbn-i Mes'ud'un ilmi liyakatı, isabetli görüşleri, üstün idarecilik
kabiliyeti ve sayısız meziyetleri dolayısı ile Nebi s.a.v. O'nu hilaiete
liyakatlı görmüş, bu sözü söylemiş ve daha sonra Halife'nin Kureyş'ten olması
hükmü gelmiş olabilir. Diğer taraftan şu maksadın ifade edilmek istenmesi de
muhtemeldir:
Kişinin halife
seçilebilmesi için bulunması gerekli her türlü olgunluk ve dolgunluk İbn-i
Mes'ud 'de mevcuttur. Bu durum bilindiği için böyle bir tayine gidilmiş olsaydı
istişareye lüzüm yoktu. Çünkü yapılacak istişareden gaye, bu liyakat ve
kemalatın olup olmadığının tesbitidir. Ama Kureyş'ten olmadığından halifelik
için aranan bir niteliğinin olmayışı ve bu sebeple halife olamayışı başka bir
husustur.»