SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 183 >>

DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI

 

حَدَّثنَا حميدة بْنُ مسعدة. حَدَّثنَا خالد بْنُ الحرث. حَدَّثنَا سعيد، عَنْ قتادة، عَنْ صفوأَن ابْن محرز المازني؛ قَالَ:

 - بينما نحن مع عَبْد اللَّه بْنُ عمر وَهُوَ يطوف بالبيت إذ عرض لَهُ رجل فَقَالَ: يا ابْن عمر! كَيْفَ سَمِعْت رَسُول اللَّهِ صَلى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ يذكر فِي النجوى؟ قَالَ سَمِعْت رَسُول اللَّهِ صَلى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ يَقُولُ: ((يدنى المؤمن من ربه يوم القيامة حَتَّى يضع عَلَيْهِ كنفه. ثُمَّ يقرره بذنوبه، فيَقُولُ: هل تعرف؟ فيَقُولُ: يا ربّ أعرف. حَتَّى إِذَا بلغ منه مَا شاء اللَّه أَن يبلغ قَالَ: أَني سترتها عَلِيّك فِي الدنيا وأَنا أغفرها لك اليوم. قَالَ، ثُمَّ يعطى صحيفة حسنلته، أَوْ كتابه، بيمينه. قَالَ، وأما الكافر أَوْ المنافق فينادى عَلَى رؤس الأشهاد)).

قَالَ خالد: فِي "الأشهاد" شيء من أَنقطاع.

{هؤلاء الذَّين كذبوا عَلَى ربهم. إِلاَّ لعنة اللَّه عَلَى الظالمين}. ((11/سورة هُوَد/ الآية 18))

 

Safvan bin Muhriz El-Mazini r.a.’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Abdullah bin Ömer r.a. bir ara Ka'be’yi tavaf ederken biz de onun beraberinde idik.Aniden bir adam ona çıkıp geldi ve:

 

- Ya İbni Ömer! Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Necva (= kıyamet günü Allah ile mu'minler arasında cereyan edecek olan özel görüşme) hakkında buyurduğu (şeyleri) kendisinden sen nasıl işittin? diye sordu. Abdullah İbni Ömer: Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den şöyle buyurduğunu işittim:

 

«Mu'min (kul), kıyamet günü Rabbine öyle bir derecede yaklaştırılır ki, artık Rabbi onun sırrını mahşer ehlinden saklamış olur. Sonra Rabbi ona bütün günahlarını ikrar ettirir. Rabbi, (ona günahlarını itiraf ettirirken)

 

- Şunu işlediğini sen bilir misin? diye sorar. Mu'min de :

 

- Ya Rabbi! bilirim ,der. Nihayet mu'minin işlediği günahlar hakkındaki itirafları Allah’ın dilediği miktara ulaşınca Allah Teala ona:

 

- ‘‘Şüphesiz ben senin işlediğin günahları dünyada senin için örttüm. Bu gün de senin için o günahlarını mağfiret ediyorum’’ buyurur. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:

 

Sonra onun hasenatının sahifesi veya defteri onun sağ eline verilir. Resulullah buyurdu ki: Ama kafir veya münafık ise şahitlerin başları üzerinde nida edilerek şöyle haykırılır: Şunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir. Haberiniz olsun. Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.»

 

Ravilerden Halid (bin el-Haris) dedi ki hadis metninden: «Şahitlerin başları üzerinden » lafzı münkatı’dır. Bu lafzın dışındaki metnin tamamı mevsul’dur.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Hadisin son fıkrası Hud suresinin 18. ayetinden bir parçadır. Ayetin tamamının meali şudur:

 

«Allah'a şerik veya çocuk isnad etmek suretiyle O'na iftira edenden daha zalim kimdir? Bu zalimler, Rablerine arzolunacaklar ve şahitler de şöyle diyecekler: «Şunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir. Haberiniz olsun, Allah'ın lan'eti zalimlerin üzerindedir.» (Hüd, 18)

 

Hadisin metninde geçen «Necva» gizli söz söylemektir, ki; buna fısıldamak tabir edilir. Kastalani, burada; Kıyamet günü Allah ile mu'minler arasında cereyan eden gizli görüşme, diye açıklanmıştır.

 

Sindi ise kıyamet günü Allah ile kul'u arasında cereyan eden gizli görüşme manasında açıklamıştır. Hadisin sonuna göre mu'min olmayan ile gizli görüşülmiyecek, üstelik inkarcılar teşhir edilecektir. Bu duruma göre «Necva» mu'minlere mahsustur. Dolayısı ile Sindi'nin "kul'' tabirinden maksad mu'min olan kuldur.

 

«Şunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir»  Nazm-ı Celili zikredilmiştir.

Buhari'nin İbn-i Ömer r.a.'den olan bir rivayetinde hadisin son, kısmı şöyledir: ,

/       -,

«Kafir ve münafık olanlara gelince: Onlar için de Nebi'den ve Meleklerden bir çok şahidIer:

Ha şunlar, Rablerine (ortak koşarak) yalan söyleyenlerdir. AIlah'ın laneti o zalimler üzerine olsun, derler.»

 

ŞahidIerin kim olduğu ayet-i kerimede bildirilmemiştir. Bazı alimler, şahidIeri peygamberler ile, bazıları da melekler ile tefsir etmişlerdir. ŞahidIer ile mu'minler veya insanın uzuvları kasdedilmiştir, diyenler de vardır.

 

Ayetteki zulüm ile küfür ve münafıkIık kasdedilmiştir. Bununla her türlü haksızlık kasdedilmiş değildir. Çünkü zulüm bir şeyi yerinden başka bir yere koymak demek olduğuna göre; küçük günahlar da zulüm manasına girer. Halbuki Allah'ın, rahmetinden uzaklaştırmak manasına olan lanet, küçük günah işleyenler için kullamlmaz, Ehl-i Sünnnet mezhebine göre mu'minlerden günah işleyenler, günahkar olduklarından dolayı küfre gitmiş olmazlar. Ve onlara lanet edilmez.