DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN
İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI
حَدَّثَنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثنَا
وَكِيْع،
عَنْ الأعمش
عَنْ
خيثُمَّة،
عَنْ عدي بْن
حاتم؛ قَالَ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلمْ: ((مَا
منكم من أحد
إِلاَّ سيكلمه
ربه، لَيْسَ
بينه وبينه
ترجمأَن. فينظر
من عَنْ أَيمن
منه فلا يرى
إِلاَّ شيء
قدمه. ثُمَّ
ينظر من عَنْ
أسر منه فلا
يرى إِلاَّ شيء
قدمه. ثُمَّ
ينظر أمامه
فتستقبله
النَّار. فمن
استطاع منكم
يتقي النَّار
ولو بشق تمرة
فليفعل)).
Adiyy bin
Hatim(-i Tai) r.a.’den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu demiştir:
''Siz'den
hiç kimse yoktur ki Rabbı, (Ahiret günü) kendisi ile konuşacak olmasın.
(Rabbiniz her biriniz ile ayrı ayrı konuşacakken de) Rab ile kul arasında
tercüman bulunmayacaktır. Bu esnada kul sağına bakar, önceden sunmuş olduğu
amelinden başka hiçbir şey görmez. Sonra sol tarafına bakar, takdim ettiği
amelinden başka hiçbir şey görmez. Daha sonra önüne bakar, Cehennem ateşi ona
görünür.
Siz'den kim
Cehennem ateşinden bir hurma tanesinin yarısı ile de olsa korunabilirse bunu
yapsın. ‘'
AÇIKLAMA:
Buhari, hadisi
«Rikak » kitabında az bir lafız farkı ile ve Zekat kitabında daha uzun bir
metin ile yine ravi Adiyy bin Hatim r.a.'den rivayet etmiştir. Müslim de .Zekat
kitabında aynı raviden rivayet etmiştir.
Metinde geçen
.... kelimesi burada "Tercuman olarak harekelidir. Kastalani ve Nevevi'nin
beyanlarına göre bu kelime "Turcuman diye de okunabilir. Kamusa göre
"Tirciman ve Terceman olarak da kullanılmıştır. Bilindiği gibi Terceman:
bir dili diğer bir dile çeviren kişiye denilir.
"Kul
sağına bakar ... sonra soluna bakar ...
'' fıkraları ile ilgili olarak Kastalani, İbn-i Hubeyre' den naklen şöyle
söyler:
"insan bir
tehlike ile karşılaştığı zaman yardıma çağırmak isteği ile sağına, soluna
bakmaya başlar. (Veya acaba benim bu halimi görüp de yardımıma gelen yok mu?
diye etrafına bakar.''
el-Fetih,.
sahibi: Veyahut kul, Cehennem ateşinden kurtulmak için bir çıkar yol bulmak
ümidi ile sağına, soluna bakar, demiştir.
"Kul önüne
bakınca Cehennem ateşi ona görünür'' fıkrasının açıklamasında Kastalani diyor
ki:
Zira, kul sırat
köprüsünden geçmek zorundadır. Köprü de Cehennem üzerinde gerili olduğuna göre
Cehennem ateşi, kulun geçmek mecbüriyetinde olduğu yoldadır. Artık bu ateşi
karşılamamak mümkün olmuyor.
Bir hurmanın
yarısı,ile de olsa Cehennem ateşinden ... '' fıkrası ile alakalı olarak
Kastalani; El Mazhari ve Tıybi'den naklen iki şekil yorumu beyan eder:
El-Mazhari'ye göre mana şöyledir:
Mahşerin böyle
dehşetli olduğunu artık bilmiş olduğumuza göre; ateşten sakının ve bir hurmanın
yarısı kadar küçük de olsa kimseye haksızlık ve zulüm etmeyiniz. Bu kadarcık zulüm
bile ateşi mucip olabilir.
Tıybi ise
fıkranın yorumu muhtemelen şöyledir, demiştir:
Kıyamet günü
salih amellerden başka hiç bir şeyin size yarar sağlıyamıyacağını ve önünüzde
cehennem ateşinin bulunduğunu bilmiş olduğunuza göfel..bir hurma yarısı kadar
küçük de olsa sadakay] kendiniz ile Cehennem ateşi arasında kalkan .yapınız.
(Kastalani 2.cilt, sf: 161-162)
Müslim'in
Şarihi Nevevi de bu bölümü Tıybi gibi sadakanın fazileti anlamında
yorumlamıştır.
Buhari ve
Müslim'in Zekat kitabındaki rivayetlerinde yukarda izahına çalıştığımız bölümün
sonunda hadisin metninde şu cümle mevcuttur.
«Eğer kişi
hurma yarısını da bulamazsa güzel söz ile kendisini Cehennem ateşinden
korusun.»
Bu cümle,
yukarıda beyan ettiğimiz ve Nevevi ile Tıybi'ye ait ikinci yorumu te'yid eder
mahiyettedir.
Son cümlenin
izahında Nevevi diyor ki: Bir insanın gönlünü hoş eden mübah veya taat olan bir
sözün, Cehennemden kurtuluşa sebep olabildiği, hadisin bu son cümlesinden
anlaşılıyor.