DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN
İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
بشار.
حَدَّثنَا أَبُو
عَبْد الصمد،
عَبْد العزير
بْن عَبْد الصمد.
حَدَّثنَا
أَبُو عمرأَن
الجوني، عَنْ
أَبِي بكر بْن
عَبْد اللَّه
بْن قيس
الأشعري،
عَنْ أبيه؛ قَالَ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((جنتان من
فضة،
أَنيتهما وما
فيهما. وجنتان
من ذهب،
أَنيتهما وما
فيهما. وما
بين القوم
وبين أَن
ينظروا إِلَى
ربهم تبارك
وتعالى
إِلاَّ رداء
الكبرياء
عَلَى وجهه
فِي جنة عدن)).
Abdullah bin Kays
(Ebu Musa) el-Eşari r.a.’den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu,demiştir :
''
Kabları ve bütün eşyaları gümüşten olan iki cennet vardır. Ve kabları ile bütün
eşyaları altından olan iki cennet daha vardır. Adn (adlı) Cennet ehli ile
bunların Rabları Tebareke ve Teala’ya bakmaları arasında, Allah’ın zatı
üzerindeki azamet ve Kibriya ridaından başka bir engel yoktur. ''
AÇIKLAMA:
Buhari, hadisi
Rahman suresine ait bölümde ve Tevhid 24 aynı raviden nakletmiş, Müslimde İman
kitabının 76. babında aynı raviden nakletmiştir. Taberi ve İbn-i Ebi Hatim'in
rivayet ettikleri bir hadise göre, altından olan iki cennet Mukarrabin içindir
ve gümüş Cennet de Eshab-ı Yemin içindir. Kastalani Tevhid kitabındaki hadisini
açıklarken diyor ki :
Ahmed ile
Tirmizi'nin Ebü Hureyre'den rivayet ettikleri ve İbn-i Hibban tarafından sahih
olduğu beyan edilen bir hadise göre Ebu Hureyre r.a. Resül-i Ekrem'e Cennet'in
yapısını soruyor. Nebi s.a.v. de;
Cennet
yapısının altın ve gümüş kerpiçlerden olduğunu bildiriyor. Bu hadis,
açıklamasını yaptığımız hadislere görünüşte uymamaktadır. Çünkü, açıklamakta
olduğumuz hadislerin görünüşe göre iki Cennet sırf altından; ve iki Cennet de
sırf gümüştendir. Görülen zahiri çelişkiye şöyle cevap verilmiştir:
Açıklamakta
olduğumuz hadisler Cennet'in yapısı değil, içindeki eşyalar hakkındadır. Ebu
Hureyre'den rivayet edilen hadis ise Cennet'in içindeki eşyalar değil, yapısı
hakkındadır.
Kastalani daha
sonra şöyle söyler:
Hadis,
müteşabih çeşidindendir. Çüiıkü Allah hakkında metinde kullanılan 'Vech' = yüz,. ve 'Rida' =Belden yukarı giyilen
elbise,. bildiğimiz manasıyla düşünülemez. Bu durumda ya bunun izahı ehline
bırakılır veyahut te'vil edilir:
Mesela Rida kelimesi
Allah'ın Kibriya ve azameti anlamında kullanılmıştır. Çünkü elbise, ötesinde
kalan eşyanın görülmesine mani olduğu gibi Kibriya ve azarnet vasfı da
insanların izin verilinceye kadar gücü yetmeyecek olan gözlerinin Allah'ı
görmesine engel olur. Allah, insanların gözlerini ve kalpIerini
kuvvetlendirmeyi dilediği zaman kibriya ve azamet perdesini aralar' ve cemalini
sevdiği. kullarına seyrettirir. Ebu'l-Abbas el-Kurtubi de Rida'nın azamet'den
kinaye olduğunu söylemiştir.
Nevevi de,
şöyle söyler:
AIimler
Resulullah s.a.v.'in araplarla konuşurken meramını onların seviyesine göre ve
anlayabilecekleri sözlerle ifade buyururdu. Rahat ve iyi anlasınlar diye bazen
çeşitli rnecazları ve istianeleri kullanırdı. İşte burada kıyamet günü Cennet
ehlinin Allah Taala'yı görmelerine engel olaii' maninin kalkmasıni, Ridanın
kaldırılması şeklinde ifade buyurmuştur, derler.
Hadisin
zahirine göre Cennet-i Adn, ehIi kibriya ve azarnet perdesi engeliyle Allah'ı
görmiyeceklerdir. Kastalani'nin El-Kevaakib'den naklen verdiği cevap şöyledir:
«Hadis Cennet
ehlinin Allah'a bakmalarının çok yakın olduğunu, zira azamet perdesinin aslında
bakmaya mani olmadığını ve bu perdenin aralanmasıyla Cennet ehlinin Allah'ı
görmelerine hiç bir engel bulunmadığını ifade etmiş oluyor.
Hafız İbn-i
Hacer de verilen cevabı özetlerken şunu söyler:
Kısacası,
Allah'ı görmeye tek engel kibriya ridasıdır. Allah bu ridayı aralama lütfunu
bahşedince; Cennet ehli O'nun cemalini seyretmeye kavuşacaklardır. Mu'minler
Cennetteki mevkilerinde yerleşince Allah'ın azamet ve kibriyasının mu'minler
üzerindeki heybeti olmasaydı Allah'ı görmelerine hiç bir engel bulunmazdı.
Allah Teala onlara ikram etmeyi dilediği zaman ilahi heybete karşı dayanma
gücünü lütfeder, ve cemalini onlara seyrettirir.
Kastalani
bundan sonra diyor ki :
Velhasıl
kıyamet günü bütün erkek ve kadınlar mahşerde Allah'ı göreceklerdir. Ehl-i
Sünnet'in bir kısmı: Münafıklar, diğer bir kısmı; Kafirler de Allah'ı mahşerde
görecekler, sonra onlara ebedi hasret olsun diye bir daha göremiyeceklerdir,
demişlerdir.
Cennet'te
Allah'ı görme mes'elesine gelince, bütün Nebiler, sıddiklar, Ümmet-i
Muhammediyye'nin bütün erkekleri için Allah'ı görme nimetinin ikram edileceğine
Ehl-i Sünnet icma' etmişlerdir. Ümmet-i Muhammediyye'den kadınların Allah'ı
görüp görmemeleri Ehl-i Sünnet alimleri arasında ihtilaf konusudur. Bazı
alimler konu hakkında varid olan nassların genelliğine bakıp kadınların da
Allah'ı göreceklerini veya bayram günleri kadınlara da bu nimetin verileceğini
söylemişlerdir. Çünkü Darekutni'nin Enes r.a.'den rivayet ettiği merfu' bir
hadiste Kurban ve Ramazan bayramlarında mu'min olan kadınların da Allah'ı
görecekleri ve erkek mu'minlerden Allah'ı en az görenlerin her Cuma günü O'nun
cemaliyle müşerref olacakları bildirilmiştir.
Ehl-i Sünnet
alimlerinin diğer bir kısmı da mu'min kadınların Allah'ı görmiyeceklerini, zira
konu hakkında varid olan hadisIerde kadınların görmesine aid bir sarahat
olmadığını söylemişlerdir.