DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN
İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI
حَدَّثنَا
عَبْد
الْقُدُّوسِ
بْن مُحَمَّد.
حَدَّثنَا
حَجَّاجٌ.
حَدَّثنَا
حَمَّادٌ،
عَنْ ثَابِتٍ
البُنَانِّي،
عَنْ عَبْد الرَّحْمَن
بْن أَبِي
لَيْلَى،
عَنْ
صُهَيْبٍ؛
قَالَ:
-
تَلاَ
رَسُولُ
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
هَذِهِ
ِالآيَةَ: {للَّذِينَ
أَحْسَنُوا
الْحُسْنَى
وَزِيَادَةٌ} ((10/سورة
يونس/الآية 26))
وَقَالَ
((إِذَا
دَخَلَ أَهْلُ
الْجَنَّةِ
الْجَنَّةَ،
وَأَهْلُ النَّارِ
النَّارَ،
نَادَى
مُنَادٍ: يَا
أَهْلَ
الْجَنَّةِ!
أَن لَكُمْ
عِنْدَ
اللَّه
مَوْعِداً
يُرِيدُ أَن
يُنْجِزَ
كُمُوهُ)).
فَيَقُولُونَ:
وَما هو؟
أَلَمْ
يُثَقِّلِ
اللَّه
مَوَازِينَنَا
وَيُبَيِّضْ
وُجُوهَنَا
وَيُدْخلِنَا
الْجَنَّةَ
وَيُنْجِنَا
مِنَ
النَّارِ؟ قَالَ:
((فَيَكْشِفُ
الْحِجَابَ
فَيَنْظُرُونَ
إِلَيْهِ.
فَوَاللَّهِ،
مَا
أَعْطَاهُمُ
اللَّه شَيْئاً
أَحَبَّ
إِلَيْهِمْ
مِنَ
النَّظَرِ،
يَعْنِي
إِلَيْهِ،
وَلاَ
أَقَرَّ
لأَعْيُنِهِمْ)).
Suhayb r.a.’den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu ayeti okudu:
’’İman
edip güzel amel işleyenlere Cennet ve bir de Allah’ın cemalini görmek vardır…’’ (Yunus suresi, 26) ve şöyle buyurdu:
« Cennet ehli Cennete, Cehennem ehli de Cehenneme
girdikleri zaman bir davetçi:
Ey Cennet ehli!
Şüphesiz Allah indinde sizler için bir vaad vardır.
Allah o vaadı sizlere tam olarak ifa etmek ister,
diye çağırır. Bunun üzerine Cennet ehli :
O (vaad) nedir? Allah mizanlarımızı (hasenatla) ağırlaştırmadı
mı, yüzlerimizi ak etmedi mi, bizi Cennete dahil
etmedi mi, bizi (Cehennem) ateşinden kurtarmadı mı? diye
cevap verirler. (Allah’ın onlara bahşettiği lütufları bir bir
sıralarlar.)
Resulullah buyurdu ki; Bunun üzerine Allah, yüce zatı ile
kulları arasından hicabını açar da Cennet ehli O’na bakar dururlar. Allah’a andolsun ki, Allah Cennet ehline, zatına bakmaktan daha
sevimli ve gözlerini daha doyurucu bir şey onlara vermemiştir. »
AÇIKLAMA:
Ayette geçen
el-Hüsna ile Cennet ve Ziyadetün ile de Allah'ı
görmek kasdedilmiştir.
Sindi; Cennet
ehlinin «O va'd nedir?» sorusundan anlaşılıyor ki,
Cennet ehli dünyada iken, Allah'ın cemalini göreceklerine dair bildikleri va'di ahirette unutmuş oluyorlar,
diyor. Keza, Cennet ehlinin bu sorudan sonra kendilerine ikram edilmiş olan
nimetleri sıralamaları, Allah'ın onları fazl ve
keremi ile razı ve memnun ettiğine, başka nimetleri beklemediklerine ve kalpIerinden hırs, ve tama'ın çıkarılmış olduğuna delalet eder, diyor.
Hadisteki «Allah,
yüce zatı ile kullan arasından hicabı açar», bölümü üzerine Sindi diyor ki: Ru'yet (Allah'ı görmek) hakkında aktarılan hadislerde
açıklanan görme şeklinin çeşitliliği ve farklılığı sakıncalı değildir. Çünkü
görme nimeti bir defaya mahsus değildir. Defalarca olacağına göre şekli değişik
olabilir.
Hadisin son
bölümü de Allah Teala'nın cemalini görmenin Cennet
halkı için bütün nimetlerden daha değerli ve zevkli olduğunu ve onların
gözlerini doyurucu olduğunu beyan buyuruyor.