SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 187 >>

DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI

 

حَدَّثنَا عَبْد الْقُدُّوسِ بْن مُحَمَّد. حَدَّثنَا حَجَّاجٌ. حَدَّثنَا حَمَّادٌ، عَنْ ثَابِتٍ البُنَانِّي، عَنْ عَبْد الرَّحْمَن بْن أَبِي لَيْلَى، عَنْ صُهَيْبٍ؛ قَالَ:

 - تَلاَ رَسُولُ اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ هَذِهِ ِالآيَةَ: {للَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ} ((10/سورة يونس/الآية 26)) وَقَالَ ((إِذَا دَخَلَ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ، وَأَهْلُ النَّارِ النَّارَ، نَادَى مُنَادٍ: يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ! أَن لَكُمْ عِنْدَ اللَّه مَوْعِداً يُرِيدُ أَن يُنْجِزَ كُمُوهُ)). فَيَقُولُونَ: وَما هو؟ أَلَمْ يُثَقِّلِ اللَّه مَوَازِينَنَا وَيُبَيِّضْ وُجُوهَنَا وَيُدْخلِنَا الْجَنَّةَ وَيُنْجِنَا مِنَ النَّارِ؟ قَالَ: ((فَيَكْشِفُ الْحِجَابَ فَيَنْظُرُونَ إِلَيْهِ. فَوَاللَّهِ، مَا أَعْطَاهُمُ اللَّه شَيْئاً أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِنَ النَّظَرِ، يَعْنِي إِلَيْهِ، وَلاَ أَقَرَّ لأَعْيُنِهِمْ)).

 

Suhayb r.a.’den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu ayeti okudu:

 

’’İman edip güzel amel işleyenlere Cennet ve bir de Allah’ın cemalini görmek vardır…’’ (Yunus suresi, 26) ve şöyle buyurdu:

 

« Cennet ehli Cennete, Cehennem ehli de Cehenneme girdikleri zaman bir davetçi:

 

Ey Cennet ehli! Şüphesiz Allah indinde sizler için bir vaad vardır. Allah o vaadı sizlere tam olarak ifa etmek ister, diye çağırır. Bunun üzerine Cennet ehli :

 

O (vaad) nedir? Allah mizanlarımızı (hasenatla) ağırlaştırmadı mı, yüzlerimizi ak etmedi mi, bizi Cennete dahil etmedi mi, bizi (Cehennem) ateşinden kurtarmadı mı? diye cevap verirler. (Allah’ın onlara bahşettiği lütufları bir bir sıralarlar.)

 

Resulullah buyurdu ki; Bunun üzerine Allah, yüce zatı ile kulları arasından hicabını açar da Cennet ehli O’na bakar dururlar. Allah’a andolsun ki, Allah Cennet ehline, zatına bakmaktan daha sevimli ve gözlerini daha doyurucu bir şey onlara vermemiştir. »

 

 

AÇIKLAMA:

 

Ayette geçen el-Hüsna ile Cennet ve Ziyadetün ile de Allah'ı görmek kasdedilmiştir.

 

Sindi; Cennet ehlinin «O va'd nedir?» sorusundan anlaşılıyor ki, Cennet ehli dünyada iken, Allah'ın cemalini göreceklerine dair bildikleri va'di ahirette unutmuş oluyorlar, diyor. Keza, Cennet ehlinin bu sorudan sonra kendilerine ikram edilmiş olan nimetleri sıralamaları, Allah'ın onları fazl ve keremi ile razı ve memnun ettiğine, başka nimetleri beklemediklerine ve kalpIerinden hırs, ve tama'ın çıkarılmış olduğuna delalet eder, diyor.

 

Hadisteki «Allah, yüce zatı ile kullan arasından hicabı açar», bölümü üzerine Sindi diyor ki: Ru'yet (Allah'ı görmek) hakkında aktarılan hadislerde açıklanan görme şeklinin çeşitliliği ve farklılığı sakıncalı değildir. Çünkü görme nimeti bir defaya mahsus değildir. Defalarca olacağına göre şekli değişik olabilir.

 

Hadisin son bölümü de Allah Teala'nın cemalini görmenin Cennet halkı için bütün nimetlerden daha değerli ve zevkli olduğunu ve onların gözlerini doyurucu olduğunu beyan buyuruyor.