DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN
İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثنَا أَبُو
مُعَاوِيَةَ.
حَدَّثنَا
اْلأَعْمَشُ،
عَنْ تَمِيمِ
بْن
سَلَمْةَ،
عَنْ عُرْوَةَ
بْن
الزُّبَيْرِ،
عَنْ
عَائِشَةَ؛
قَالَتِ:
-
الْحَمْدُ
لِلَّهِ
الَّذِي
وَسِعَ سَمْعُهُ
الأَصْوَاتَ.
لَقَدْ
جَاءَتْ الَمْجَادِلَةُ
إِلَى
الْنَّبِيِّ
صلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ،
وَأَنَا فِيْ
نَاحِيةِ
الْبَيْتِ،
تَشْكُو
زَوْجَهَا.
وَمَا أَسْمَعُ
مَا تَقُولُ.
فَأَنْزَلَ اللَّه:
{قَدْ سَمِعَ
اللَّه
قَوْلَ
الَّتِي تُجَادِلُكَ
فِيْ
زَوْجِهَا} ((58
/سورة الَمْجادلة/
الآية 1)).
Aişe r.a.’den
şöyle dediği rivayet edilmiştir:
İşitmesi bütün
sesleri ihata eden Allah’a hamd olsun. And olsun ki mücadeleci kadın Nebi
s.a.v.’e geldi. Ben de odanın bir kendarında idim. O (kadın) eşini şikayet
ediyordu. Ben onun söylediklerini işitmiyordum. Biraz sonra Allah: ‘’ قَدْ
سَمِعَ
اللَّه
قَوْلَ
الَّتِي
تُجَادِلُكَ
فِيْ
زَوْجِهَا ‘’
Ayetini indirdi.
AÇIKLAMA:
Aişe r.anha’nin
hadisin bitiminde okuduğu ayet –Mücadele -
suresinin birinci ayetinin baş kısmıdır. Ayetin tamamının meali
şöyledir:
«Kocası
hakkında seninle mücadele eden ve (kimsesizliği ile ihtiyacından dolayı)
Allah’a şikayet eden kadının sözünü şüphesiz Allah işitti. Allah zaten
konuşmalarınızı işitir; Çünkü Allah şüphesiz her şeyi işitici ve görücüdür.
»
Yukarıya
mealini aldığımız ayet ile onu takip eden ayetlerin iniş sebebi şu olarak
bilinir:
İslam'dan önce
cahiliyet devri denilen zaman'a ait adetlerden birisine göre bir erkek karısını
veya karısının bir organını annesi, bacısı gibi bir mahreminin uzvuna
benzetirse. örneğin bir adam eşine:
«Sen bana
bacımın sırtı gibisin» derse o kadın ebedi olarak eşine haram olurdu. Buna
zihar denirdi. İşte zihar denilen bu adet hakkında İslam dininde henüz bir
hüküm inmeden önce. Sahabilerden Evs İbn-i Samit böyle bir zihar yapmıştı.
Bunun üzerine karısı Havle Bint-i Sa'lebe çok üzülmüş ve Resülullah s.a.v.' e
başvurmuştu. Yaşlılığından, kimsesizliğinden, çocuklarının küçük yaşta
oluşlarından ve maddi sıkıntılarından şikayet ediyordu. Resülullah s.a.v. ise
ona ebedi bir ayrılık gerektiğini bildirdi. Fakat kadın ısrarla bu iş üzerinde
duruyordu. İşte bu olay üzerine Zihar ile ilgili ayetler nazil oldu ve bir
keffaret verdikten sonra tekrar karı koca olarak yaşamak imkanı hasıl oldu.
Ödenmesi gereken keffaret ise; aynı surenin üç ve dördüncü ayetlerinde
belirtildiği gibi Zihar yapanların eşleriyle birleşmeden önce bir köle azad
etmesi gerekir. Bu mümkün olmadığı takdirde aralıksız iki ay oruç tutmak
kefareti vardır. Buna da gücü yetmeyen, sabah - akşam altmış yoksulu doyurma
kefareti ödemek durum hasıl olur.
Sindi diyor ki:
Hz. Aişe Allah'ın işitme sıfatının sahasının genişliğini ve her şeyi
kuşattığını, küçücük odasınm bir tarafında yapılan ve aynı odada bulunduğuna
rağmen işitmediği bir özel konuşmanın yüce Allah tarafından işitildiğini
anlamış olması üzerine Allah'a hamd ve sena ediyor. Aişe r.anha annemiz'in bu
sözleri kendisinin daha önceleri Allah'ın işitme sıfatının her şeyi ihata
ettiğinden habersiz olduğuna delalet etmez. Bu nedenle Aişe r.anha gibi büyük
bir şahsiyetin Allah'ın işitme vasfının her şeyi kapsadığını bilmediği
düşünülmez, diye bir itiraz yapılamaz.