SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 188 >>

DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI

 

حَدَّثنَا عَلِيّ بْن مُحَمَّد. حَدَّثنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ. حَدَّثنَا اْلأَعْمَشُ، عَنْ تَمِيمِ بْن سَلَمْةَ، عَنْ عُرْوَةَ بْن الزُّبَيْرِ، عَنْ عَائِشَةَ؛ قَالَتِ:

 - الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي وَسِعَ سَمْعُهُ الأَصْوَاتَ. لَقَدْ جَاءَتْ الَمْجَادِلَةُ إِلَى الْنَّبِيِّ صلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ، وَأَنَا فِيْ نَاحِيةِ الْبَيْتِ، تَشْكُو زَوْجَهَا. وَمَا أَسْمَعُ مَا تَقُولُ. فَأَنْزَلَ اللَّه: {قَدْ سَمِعَ اللَّه قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِيْ زَوْجِهَا} ((58 /سورة الَمْجادلة/ الآية 1)).

 

Aişe r.a.’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

İşitmesi bütün sesleri ihata eden Allah’a hamd olsun. And olsun ki mücadeleci kadın Nebi s.a.v.’e geldi. Ben de odanın bir kendarında idim. O (kadın) eşini şikayet ediyordu. Ben onun söylediklerini işitmiyordum. Biraz sonra Allah: ‘’ قَدْ سَمِعَ اللَّه قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِيْ زَوْجِهَا ‘’ Ayetini indirdi.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Aişe r.anha’nin hadisin bitiminde okuduğu ayet –Mücadele -  suresinin birinci ayetinin baş kısmıdır. Ayetin tamamının meali şöyledir:

 

«Kocası hakkında seninle mücadele eden ve (kimsesizliği ile ihtiyacından dolayı) Allah’a şikayet eden kadının sözünü şüphesiz Allah işitti. Allah zaten konuşmalarınızı işitir; Çünkü Allah şüphesiz her şeyi işitici ve görücüdür. »

 

Yukarıya mealini aldığımız ayet ile onu takip eden ayetlerin iniş sebebi şu olarak bilinir:

 

İslam'dan önce cahiliyet devri denilen zaman'a ait adetlerden birisine göre bir erkek karısını veya karısının bir organını annesi, bacısı gibi bir mahreminin uzvuna benzetirse. örneğin bir adam eşine:

 

«Sen bana bacımın sırtı gibisin» derse o kadın ebedi olarak eşine haram olurdu. Buna zihar denirdi. İşte zihar denilen bu adet hakkında İslam dininde henüz bir hüküm inmeden önce. Sahabilerden Evs İbn-i Samit böyle bir zihar yapmıştı. Bunun üzerine karısı Havle Bint-i Sa'lebe çok üzülmüş ve Resülullah s.a.v.' e başvurmuştu. Yaşlılığından, kimsesizliğinden, çocuklarının küçük yaşta oluşlarından ve maddi sıkıntılarından şikayet ediyordu. Resülullah s.a.v. ise ona ebedi bir ayrılık gerektiğini bildirdi. Fakat kadın ısrarla bu iş üzerinde duruyordu. İşte bu olay üzerine Zihar ile ilgili ayetler nazil oldu ve bir keffaret verdikten sonra tekrar karı koca olarak yaşamak imkanı hasıl oldu. Ödenmesi gereken keffaret ise; aynı surenin üç ve dördüncü ayetlerinde belirtildiği gibi Zihar yapanların eşleriyle birleşmeden önce bir köle azad etmesi gerekir. Bu mümkün olmadığı takdirde aralıksız iki ay oruç tutmak kefareti vardır. Buna da gücü yetmeyen, sabah - akşam altmış yoksulu doyurma kefareti ödemek durum hasıl olur.

    

Sindi diyor ki: Hz. Aişe Allah'ın işitme sıfatının sahasının genişliğini ve her şeyi kuşattığını, küçücük odasınm bir tarafında yapılan ve aynı odada bulunduğuna rağmen işitmediği bir özel konuşmanın yüce Allah tarafından işitildiğini anlamış olması üzerine Allah'a hamd ve sena ediyor. Aişe r.anha annemiz'in bu sözleri kendisinin daha önceleri Allah'ın işitme sıfatının her şeyi ihata ettiğinden habersiz olduğuna delalet etmez. Bu nedenle Aişe r.anha gibi büyük bir şahsiyetin Allah'ın işitme vasfının her şeyi kapsadığını bilmediği düşünülmez, diye bir itiraz yapılamaz.