SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 192 >>

DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI

 

حَدَّثنَا حرملة بْن يَحْيَى ويونس بْن عَبْد الأعَلَى. قَالاَ: حَدَّثنَا عَبْد اللَّه بْن وهب. أخبرني يونس، عَنْ ابْن شهاب. حَدَّثنَي سَعِيْد بْن الَمْسيب؛ أَن أبا هُرَيْرَةَ كَانَ يَقُولُ:

 - قَالَ رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلمْ: ((يقبض اللَّه الأرض يوم القيامة، ويطوى السماء بيمينه، ثُمَّ يَقُولُ: أَنَا الَمْلك. أين ملوك الأرض)).

 

Ebu Hureyre r.a.’den Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu, dediği rivayet edilmiştir :

 

'' Allah kıyamet günü bütün yer tabakalarını kudret eline alır. Gök (tabakalarını) da sağ eli içine dürer, büker. Sonra (mahşer halkına) :

 

''İşte ben kainatın yegane malikiyim! Hani yer yüzünün padişahları nerede? '' diye hitap eder. ''

 

 

AÇIKLAMA:

 

Sindi'nin de dediği gibi bu hadis aşağıya meali alınan Zümer suresinin 39. ayetinde geçen Nazm-ı Celil'in tefsiri gibidir.

 

«O kafirler Allah'ı gerektiği gibi takdir edemediler. (Yüceliğini anlıyamadılar. Halbuki kıyamet günü, yer küre tamamen O'nun tasarrufundadır. Gökler de elinde dürülmüşlerdir. Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir.»

 

Yukarıya meali alınan ayet-i kerimede ve izahına çalıştığımız hadis-i şerifte Allah'ın büyüklüğü ve kudretinin kemali, bundan dolayı da kainat üzerinde tam ve mutlak tasarrufa sahip olduğu bildirilmiş ve mutlak kudreti içindir ki tasarrufunu elinde tuttuğu yerleri. gökleri bir anda değiştirmenin O'nun için pek kolay olduğuna işaret buyurulmuştur.

 

Tefviz yolunu seçen selef alimleri Allah Teala'yı uzuvlardan ve organlardan tenzih ederek nasslarda kullanılan el, avuç gibi kelimeler olduğu gibi kabullenmekle beraber bunların manalarını ve hakiki mahiyetlerinin belirtilmesini Allah'a bırakmışlardır.

 

Bunun ilmini ve izahını Allah'a bıraktıkları için onlara bu anlamı ifade eden «Tefviz» ehli denmiştir.

 

Te'vil yolunu benimseyen halef denilen müteahhir alimler de bu nev'i müteşabih kelimeleri genellikle kudretle yorumlamışlardır.  Bu alimler ulu orta te'vile gitmeyi caiz görmemişler.

 

M a h i r:  En doğrusu bu tür ayet ve hadisleri olduğu gibi kabul edip te’vil yapıp bilmediği bir konuda yorum yapmaktansa Allah ve Resulünün söylediği gibidir deyip meseleyi kapatmaktır. Nebi s.a.v. Allah’ın insan’ın bildiği hiçbir şey’e benzemediğini bildirmiştir. İnsan kendisine verilen bilgi dışında hayal bile kuramaz. İnsan aklının asla almayacağı bir şeyi anlayamayınca anladığı hale getirmek ister, işte o zaman hata yapmak işten bile değildir.