DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN
İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI
حَدَّثنَا
حرملة بْن
يَحْيَى
ويونس بْن عَبْد
الأعَلَى.
قَالاَ:
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن وهب.
أخبرني يونس،
عَنْ ابْن
شهاب. حَدَّثنَي
سَعِيْد بْن
الَمْسيب؛
أَن أبا
هُرَيْرَةَ
كَانَ
يَقُولُ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((يقبض اللَّه
الأرض يوم
القيامة،
ويطوى السماء
بيمينه،
ثُمَّ
يَقُولُ: أَنَا
الَمْلك. أين
ملوك الأرض)).
Ebu Hureyre
r.a.’den Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu, dediği rivayet
edilmiştir :
''
Allah kıyamet günü bütün yer tabakalarını kudret eline alır. Gök (tabakalarını)
da sağ eli içine dürer, büker. Sonra (mahşer halkına) :
''İşte ben
kainatın yegane malikiyim! Hani yer yüzünün padişahları nerede? '' diye hitap
eder. ''
AÇIKLAMA:
Sindi'nin de
dediği gibi bu hadis aşağıya meali alınan Zümer suresinin 39. ayetinde geçen
Nazm-ı Celil'in tefsiri gibidir.
«O kafirler
Allah'ı gerektiği gibi takdir edemediler. (Yüceliğini anlıyamadılar. Halbuki
kıyamet günü, yer küre tamamen O'nun tasarrufundadır. Gökler de elinde
dürülmüşlerdir. Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir.»
Yukarıya meali
alınan ayet-i kerimede ve izahına çalıştığımız hadis-i şerifte Allah'ın büyüklüğü
ve kudretinin kemali, bundan dolayı da kainat üzerinde tam ve mutlak tasarrufa
sahip olduğu bildirilmiş ve mutlak kudreti içindir ki tasarrufunu elinde
tuttuğu yerleri. gökleri bir anda değiştirmenin O'nun için pek kolay olduğuna
işaret buyurulmuştur.
Tefviz yolunu
seçen selef alimleri Allah Teala'yı uzuvlardan ve organlardan tenzih ederek
nasslarda kullanılan el, avuç gibi kelimeler olduğu gibi kabullenmekle beraber
bunların manalarını ve hakiki mahiyetlerinin belirtilmesini Allah'a
bırakmışlardır.
Bunun ilmini ve
izahını Allah'a bıraktıkları için onlara bu anlamı ifade eden «Tefviz» ehli
denmiştir.
Te'vil yolunu
benimseyen halef denilen müteahhir alimler de bu nev'i müteşabih kelimeleri genellikle
kudretle yorumlamışlardır. Bu alimler
ulu orta te'vile gitmeyi caiz görmemişler.
M a h i r: En doğrusu bu tür ayet ve hadisleri olduğu
gibi kabul edip te’vil yapıp bilmediği bir konuda yorum yapmaktansa Allah ve
Resulünün söylediği gibidir deyip meseleyi kapatmaktır. Nebi s.a.v. Allah’ın insan’ın
bildiği hiçbir şey’e benzemediğini bildirmiştir. İnsan kendisine verilen bilgi dışında
hayal bile kuramaz. İnsan aklının asla almayacağı bir şeyi anlayamayınca
anladığı hale getirmek ister, işte o zaman hata yapmak işten bile değildir.