SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 195 >>

DEVAM: 13. CEHMİYYE'NİN İNKAR ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI BABI

 

حَدَّثنَا عَلَى بْن مُحَمَّد. حَدَّثنَا أَبُو معاوية، عَنْ اْلأَعْمَشُ، عَنْ عمرو بْن مرة، عَنْ أَبِي عبيدة، عَنْ أَبِي موسى؛ قَالَ:

 - قام فينا رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ بخمس كلَمْات. فَقَالَ: ((إِنَّ اللَّه لاَ ينام. ولا ينبغي لَهُ أَن ينام. يخفض القسط ويرفعه. يرفع إليه عمل الليل قبل عمل النهار، وعمل النهار قبل عمل الليل. حجابه النور. لو كشفه لأحرقت سبحات وجهه مَا انتهى إليه بصره من خلقه)).

 

Ebu Musa (el-Eşari) r.a.’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem beş hususu tebliğ etmek üzere, aramızda ayağa kalkarak (bir konuşma yaptı) ve :

 

'' Şüphesiz Allah uyumaz. Zaten uyku onun şanına layık değildir. O, Kıst’ı (=teraziyi) aşağı indirip yukarı kaldırır. Kullarının gündüz amelinden önce gece ameli ve gece amelinden evvel gündüz ameli O’nun katına yükseltilir. O’nun görülmesini perdeliyen hicap nurdur. Eğer Allah o hicap (perdeyi) açsaydı, celal ve cemali, O’nun gördüğü bütün mahlukatını yakardı '', buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Resulullah s.a.v.'in ayakta konuşma yapması, tebliğ buyurduğu hususların önemini dinleyicilerine sezdirrnek, herkesin kolaylıkla duymasını sağlamak için olsa gerek. Hutbelerini de bu maksadla ayakta okuduğu malumdur. Ravi de rivayet ettiği hadisin ehemmiyetini belirtmek için Resulullah s.a.v.'in ayakta hitab buyurduğunu anlatmıştır.

 

Hadisin «Allah uyumaz ... » bölümü hakkında Sindi derki; Çünkü uyku vücud ve bedendeki organların dinlenmesi içindir. Yorgunluk ve istirahat etmek ihtiyacı Allah için geçersizdir. Zayıflık ve muhtaçlığın bir gereği olan uyku her türlü eksikliklerden münezzeh olan Allah Tealanın şanına layık değildir. 

 

Hadisin ikinci bölümü olan «O, Kıst'ı aşağı ... » daki «Kıst» kelimesi çeşitli şekillerde yorumlanmıştır: Kıst, sözlükta; adalet ve pay demektir.

 

«Kıst» kelimesi ile Allah katındaki manevi terazinin murad oldUğunu söyleyenler olmuştur. Terazi, bazı maddelerin adaletle taksimine yarayan bir araç olduğu için adalet anlamına gelen Kıst kelimesi ile ifade' edilmiş olur. Bu yoruma göre mana şöyle olur:

0a

«Huzuruna kullarının amelleri yükselen ve katından bütün canhlann rızıkları inen Allah Teala amellere ve erzaka ait manevi teraziyi indirip kaldırır.» Nasıl ki terazi sahibi eşyayı tartarken elini bir indirir bir kaldırır ve terazinin gözü bir alçalır bir yükselir .»

 

Kıst kelimesi ile adalet terazisinin kasdedilmiş olması da muhtemeldir. Buna göre fıkranın manası şudur:

 

«Allah mahlukatı hakkında adalet terazisine göre hüküm ve takdir buyurur. Onun adalet ölçüsü dahilindeki hüküm ve tasarruflan terazi sahibinin, elini indirip kaldırmasına benzer.»

 

Bu yoruma göre Resulullah bu fıkra ile Rahman suresinin 29'uncu ayetinde geçen .........= «Hergün O, yeni bir icad (ve yaratma) dadır.» nazmına işaret buyurmuş olur.

 

Sindi diyor ki bu yorum bir önceki fıkraya daha uygun olur. Sanki şöyle buyurulmuş oluyor:

 

«Allah sürekli olarak mülkünde adalet terazisi ile tasarruf ederken O'nun için uyumak nasıl düşünülebilir?»

 

Kıst kelimesi ile rızık manasının murad olduğu da söylenmiştir.

 

Çünkü kıst kelimesi sözlükte nasib ve pay manasına gelmiştir. Rızıkda kişinin payı ve nasibi olduğuna göre burada rızık manası kasdedilmiş olabilir. Fıkradaki indirme ve yükselmeden maksad da azaltmak ve çoğaltmaktır. Bu duruma göre fıkranın manası budur:

 

«Allah rızkı azaltır ve çoğaltır.»

 

Metindeki «Kullarının gündüz amelinden önce gece ameli. .. » fıkrası, kulların gece işledikleri amellerin bekletilmeden sabahla .beraber derhal Allah'ın huzuruna çıkarıldığını ve gündüz amellerinin de akşam olur olmaz hemen O'nun katına yükseltildiğini ifade ediyor. Bilindiği gibi kulların işledikleri amelleri, anında Allah görür ve bilir. Meleklerin bu amelleri sabah ve akşam Allah'ın katına arzetmelerinden gaye her amel karşısında Allah'ın kul için ihsan buyurduğu mükafa.tın melekler tarafından öğrenilmesi ve kulun defterinde hıfzedilmesidir.

 

«O'nun görülmesini perdeleyen hicab ... » cümlesindeki Hicab; görmek isteyen ile görülmek istenen arasındaki perdeye denir. Burada ise dünyada yaratıkların Allah'ı görmelerine mani olan şey demektir. Fıkra:

 

Allah'ın görülmesine mani olan perdenin, hatıra gelen ve bilinen perdeler cinsinden olmadığını belirtiyor ve izzet celal, azamet ve kibriya nuru, dolayısı ile Allah Teala'nın yaratıkları tarafından görülmediğini, yaratıkların gözlerinin O'na bakabilmek güç ve kabiliyetine sahib olmadığını, bu sebeple Allah Teala'nın, cemalini yaratıklarına göstermiş olsaydı bakmaya takati olmayan bütün yaratıkların yanıp mahvolmuş olacağını ifade ediyor. İşte gözleri mahveden, kalbIeri şaşkına çeviren ve akılları dehşet içine sokan ilahi hicap ve perde bu nurdur. Bu nur perdesi açılıp giderilseydi Allah'ın azamet ve celali bütün yaratıkları yakardı. Şöyle de yorum yapanlar vardır:

 

«Eğer Allah hicab olan nur'u izhar edip açığa vursaydı...»