DEVAM: 16 - KUR'AN-I
ÖGRENEN VE ÖGRETENİN FAZİLETİNİN BEYANI BABI
حَدَّثنَا
عمرو بْن
عَبْد اللَّه
الأودي. حَدَّثنَا
أَبُو أسامة،
عَنْ عَبْد
الحميد بْن
جعفر، عَنْ
الَمْقبري،
عَنْ عطاء
مولى أَبِي اَحْمَد،
عَنْ أَبِي
هريرة؛ قَالَ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((تعلَمْوا
القرآن
واقرأوه وارققدوا.
فإن مثل
القرآن ومن
تعلَمْه فقام
بِهِ، كمثل
جراب محشوٍّ
مسكاً يفوح
ريه كلَّ مكان.
ومثل من
تعلَمْه فرقد
وَهُوَ فِيْ
جوفه، كمثل
جراب أوكي
عَلَى مسك)).
Ebu Hureyre
r.a.’den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
''
Kur'an’ı öğreniniz, okuyunuz ve uyuyunuz. Çünkü Kur'an’ın durumu ile onu
öğrenip hakkını ödemeye çalışan mu'min’in durumu için misk dolu tuluğun
durumuna benzer ki, misk’in kokusu her tarafa yayılır. Kur'an’ı öğrenip, içinde
Kur'an bulunduğu halde uyuşup gaflete dalanın durumu da içinde misk bulunup
ağzı sıkıca bağlanmış olan tuluk gibidir. ''
AÇIKLAMA:
Hadisin ilk
fıkrasında Kur'an'ın öğrenilmesi, okunması emrediliyor. Sindi diyor ki;
Okunmasından
maksad devamlı okunması ve onunla amel edilmesidir. Öyle ya! Eğer kişi ayda bir
veya bir kaç ayda bir Kur'an-ı Kerim'i okusa buna Kur'an okuyucusu denmez.
Diğer taraftan Kur'an okumadan maksad, onun emir ve nehiylerini imkan
nisbetinde öğrenmeye çalışmak ve Kur'an'ın hükümleri ile amel etmektir.
Kur'an'ın hükümleri ile amel etmeyen, emir ve yasaklarına saygılı olmayan kişi
ondan pek feyiz almış sayılır mı?
Bu fıkrada
Kur'an okuyucusunun dinlenmesi ve uyuması da isteniyor. Şu halde Kur'an'ın
hakkını ödeyen okuyucunun gerekli uykusunu alması ve istirahatını sağlaması
mes'uliyeti mucip bir hal değildir.
Hadisin ikinci
fıkrasında Kur'an'ı öğrenip hakkını eda eden yani devamlı okuyarak onunla amel
eden mu'min, içi misk dolu ve ağzı açık tuluğa benzetiliyor. Kur'an-ı Kerim de
tuluğun içini dolduran misk'e benzetiliyor. içi misk dolu ve ağzı açık tuluktan
güzel misk kokusu her tarafa yayıldığı gibi ruhu ve bedeni Kur'an-ı Kerim'i
okumak ve onunla amel etmekle süslenmiş olan mu'minden de her tarafa nur ve
feyiz yayılır.
Hadisin son
fıkrasında da Kur'an'ı öğrenip de devamlı okumayan, onunla amel etmeyin, uyuşup
kalan ve gaflet içine dalan kişi, içinde misk bulunan, fakat ağzı sıkıca
bağlanmış olan tuluğa henzetiliyor. Onun öğrenmiş olduğu Kur'an da tuluk içine
hapsedilmiş olan ve kokusundan faydalanılmayan misk'e benzetiliyor. Bu misk'in
kokusundan nasıl istifade edilmiyor ise böyle adamın Kur'an öğreniminden hatta
göğsündeki mahpus Kur'an bilgisinden istifade edilmiyor.