73- ABDEST ÜZERİNE
ABDEST ALMAK
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
يَحْيَى.
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن يزيد
الَمْقرئُ.
حَدَّثنَا
عَبْد
الرَّحْمَن
بْن زياد،
عَنْ أَبِي غطيف
الهذلي؛
قَالَ:
-
سَمِعْت
عَبْد اللَّه
بْن عمر بْن
الخطاب، فِيْ
مجلسه فِيْ الَمْسجد.
فلَمْا حضرت
الصلاة قام
فتوضأ وصلى، ثُمَّ
عاد إِلَى
مجلسه. فلَمْا
حضرت العصر قام
فتوضأ وصلى،
ثُمَّ عاد
إِلَى مجلسه.
فلَمْا الَمْغرب
قام فتوضأ
وصلى، ثُمَّ
عاد إِلَى مجلسه.
فقُلْتُ:
أصلحك اللَّه.
أفريضة أم سنة،
الوضوء عند كل
صلاة؟ قَالَ:
أوفطنت إلي،
وإلى هَذَا
مني؟ فقُلْتُ:
نعم. فَقَالَ:
لاَ. لو توضأت
لصلاة الصبح
لصليت بِهِ
الصلوات كلها.
مالَمْ أحدث.
ولكني
سَمِعْت
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
يَقُولُ:
((مِنْ توضأ
عَلَى كل طهر
فله عشر
حسنات)) وأَنما
رغبت فِيْ
الحسنات.
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
مدار الحديث
عَلَى عَبْد
الرَّحْمَن
بْن زياد
الإفريقيّ،
وَهُوَ ضَعِيْف.
ومَعَ ضعفه
كَأَن يدلس.
ورواه أَبُو داود
والترمذيّ
بغير ذكر
القصة.
Ebu Gutayf
El-Huzeli (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir:
Abdullah bin Ömer
bin El-Hattab (r.a.), Mescid-de, yerinde oturuyordu. (Öğle) namazı vakti olunca
kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Sonra yerine dönüp oturdu. Ta ikindi namazı
zamanı gelince (abdesti olduğu halde) yeniden abdest alıp namaz kıldı. Sonra yerine
geçip oturdu. Akşam namazı zamanı olunca kalkıp (tekrar) abdest tazeleyip namaz
kıldıktan sonra yine yerine dönünce ben O'na :
Allah, seni
salihlerden kılsın, her farz namaz zamanı abdest tazelemek farz mıdır? Sünnet
midir? diye sordum. Kendisi bana:
Sen bana ve benim
şu yaptığıma mı baktm? diye sordu. Ben de: Evet, deyince kendisi:
Hayır. Ben, sabah
namazı için abdest alsaydım, abdestim bozulmadıkça onunla (günlük) bütün
namazları kılabilirdim. Lakin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle
buyururken işittim:
«Kim abdest
üzerine abdest alırsa kendisi için on hasene vardır.» Gerçekten ben de bu
hasenelere rağbet ettim, dedi."
Not: Zevaid'de:
Hadisin sıhhat bakımından medarı ravi Abdurrahman bin Ziyad El-İfriki
üzerindedir. Kendisi zayıftır. Ve zayıf olmakla berabar tedlis yapardl. Ebu
Davud da hadisi rivayet etmiş, Tirmizi ise hadis'ten yalnız Resul-i Ekrem'e ait
metni rivayet etmiştir, denilmektedir.
AÇIKLAMA :
Hadisin son kısmı
İbn-i Ömer (r.a.)'in mevcut abdestini bozmadan abdest tazelediğine delalet
ettiği için tercemede bu durumu parentez .içi ilavelerle ifade ettik.
Hasene: Kulun
işlediği hayırlı haslete denir. Abdest almak bir hasenedir. Hadis, abdest
üzerine abdest alan kimseye AIlah Teala'nın on abdest sevabını vereceğini
bildiriyor. İşlenen bir hasene karşılığında Allah'ın vadettiği mükafatın en azı
o hasenenin 10 katıdır, Bazen bu mükafat 70 kat, bazen 700 kat bazen daha çok
olabilir. Ebu Davud ve Tirmizi Sünenlerinin şerhleri, Tuhfe ve Menhel'de bu
durum belirtiliyor.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- Hadis, her
farz namaz için abdest tazelemenin müstahab olduğuna delalet eder. Bu hususta
mukim ve yolcu arasında bir fark yoktur. Cumhur'un mezhebi budur.
2- Tecdid-i Vudu',
yani abdest üzerine abdest almamn mükafatını bildiriyor.
3- İbn-i Ömer
(r.a.) aldığı bir abdestIe namaz kıldıktan sonra ikinci bir farz namaz için,
abdest üzerine abdest aldığı noktasından hareketle bazı alimler: 'Bir abdestIe;
namaz, Kur'an'ı ellemek ve Ka'be'yi tavaf gibi bir ibadet yapıldıktan sonra
abdest üzerine abdest almak müstahabtır. Aksi takdirde yani alınan abdestle bir
ibadet yapılmadıkça o abdes.t üzerine tekrar abdest almak müstahab değildir,
demişlerdir. Bazı alimler ise: 'Abdest üzerine abdest almak için böyle bir
kayıtlama yoktur. Tecdid-i Vudu', daima müstahabtır, demişlerdir.