SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

TAHARE

<< 521 >>

DEVAM: 76- HAVUZLAR

 

حَدَّثنَا محمود بْن خالد، والعباس بْن الوليد الدمشقيأَن. قَالاَ: حَدَّثنَا مروأَن بْن مُحَمَّد. حَدَّثنَا رشدين. أَنبَأَنا مَعَاوية بْن صالح، عَنْ راشد بْن سعد، عَنْ أَبِي أمامة الباهلي؛ قَالَ:  - قَالَ رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلمْ: ((أَن الَمْاء لاَ ينجسه شيء، إِلاَّ مَا غلب عَلَى ريحه وطعمه ولونه)).

 

فِيْ الْزَوَائِدِ: إِسْنَادُّهُ ضَعِيْف لضعف رشدين. قَالَ السنديّ: الحديث بدون الاستثناء، رواه النسائيّ وأبو داود والترمذيّ مِنْ حديث أَبِي سَعِيْد الخدريّ.

 

Ebu Ümame El-Bahili (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

 

«Şüphesiz hiç bir şey, suyu necis etmez. Ancak suyun kokusuna, tadına ve rengine galebe çalan şey, onu necis eder.»

 

Not: Ravilerden Rişdin. zayıf olduğu için, isnadın zayıf olduğu Zevaid'de bildirilmiştir. Sindi: 'Hadisin «Ancak suyun .. ,» kısmı hariç baş kısmı Nesai, Ebu Davud ve Tirmizi tarafından Ebu Said-i Hudri'nin hadsinden rivayet edilmiştir.' der.

 

 

AÇIKLAMA :

 

Hadisin ilk bölümü yani: 'Şüphesiz hiç bir şey suyu necis etmez' kısmı yukarıdaki notta işaret edildiği gibi Sünen sahipleri tarafından rivayet edilmiştir. Ancak, son ravisi Ebu Ümame değil, Ebu Said-i Hudri'dir. EI-Menhel yazarının beyanına göre: Tirmizi, hadisin hasen olduğunu ve Ahmed bin Hanbel de hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Hadis, Şafii, Darekutni, Hakim ve Beyhaki tarafından da rivayet edilerek Yahya bin Main ve Ebu Muhammed bin Hazm tarafından da sahih görülmüştür.

 

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ :

 

EI-Menhel yazarı 'Bidaet Kuyusu' için açılan bab'ta rivayet edilen bu hadisin fıkıh yönünü özetle şöyle beyan eder:

 

'Hadis, az olsun çok olsun suyun, içine giren bir şeyle pislenmediğine delalet eder. Hatta suyun evsafı değişse bile hükmün bu olduğu görülür. Fakat, bir necasetle suyun vasıflarından birisi değiştiği zaman, taharette kullanılamıyacağı hususunda icma' vardır. Şu halde vasıtları değişen suyun pislenme hükmü icmaa dayalıdır, Ebu Ümame'den rivayet edilen hadisteki;

 

«Ancak suyun kokusuna. tadına ve rengine galebe çalan şey onu necis eder.» mealindeki istisnaya dayalı değildir. Çünkü hadisin istisna kısmı sabit görülmemiştir. Yukarda belirtilen duruma göre suyun evsafı değişmedikçe miktarı az olsun, çok olsun necasetin girmesiyle pislenmez. Hadisin zahiri buna delalet eder. İbn-i Abbas, Ebu Hureyre, Hasan-ı Basri, İbnü'l-Müseyyeb, İkrime, İbn-i Ebi Leyla, Sevri, Davud-i Zahiri, Nehai, Cabir bin Zeyd, Malik ve Gazali bu görüştedirIer.

 

İbn-i Ömer, Mücahid, İshak, Ehl-i Beyt'ten El-Hadi, EI-Müeyyed Billah, Ebu Talib, Nasır ile Hanefi, Şafii ve Hanbeli alimleri şöyle demişlerdir : Necaset, az suyun içine girdiği zaman suyun evsafı değişsin değişmesin onu necis eder. Çünkü o su. kullanıldığı zaman içindeki necaset de kullanılmış olur. Bunların delilleri şu hadislerdir:

 

1- "Biriniz uykudan kalktığı zaman elini yıkamadan kab'a sokmasın. Çünkü elinin nerede gecelediğini bilmez.'' Bu hadiste uykudan uyanan kişi elini kab'a batırmaktan men ediliyor ve yasaklama sebebi de necaset endişesi olarak gösteriliyar. Bilindiği gibi ele uykuda dokunan ve görülmeyen necaset, suyu değiştirecek durumda değildir.

 

2- "Köpek. birinizin kabını yaladığı zaman, içindekini döktükten sonra yedi defa yıkasın."   Buradaki dökme ve yıkama emri necasetin delilidir.

 

3- "Sakın hiç biriniz durgun suyu içmesin.»

 

4- "Müftüler sana fetva verseler bile sen, kalbinden fetva iste."

 

5- "Seni şüpheye düşüreni bırak. Şüphesiz olana git.»

 

Bu görüşte olan alimler: ''Hiç bir şey suyu necis etmez." mealindeki hadisin yukarıda anılan delillerle muhassas oldugunu söylemişlerdir.

 

Bu alimler az su ve çok su miktarı hususunda ihtilaf etmişlerdir.

 

Bazıları: Su kullanıldığı zaman içine düşen necasetin de kullanıldığı sanıldığı, takdirde bu su az sayılır, demişlerdir. Bir rivayete göre, Ebu Hanife de böyle demiştir. Diğer bir kısım alimler: İki kulleden az olan su az sayılır, demişlerdir. Şafii ve arkadaşları bu görüştedirIer.

 

EI-Menhel'in verdiği izah çok uzundur. Alimlerin değişik görüşleri ve karşılıklı müdafaa ve itirazları bu izahta beyan edilmektedir.