DEVAM: 115- KANI
DEVAMLI GELEN VE DAHA ÖNCE AYBAŞI ADETLERİNİN GÜNLERİNİ HESAPLAYABİLEN
MÜSTEHAZA KADIN HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد، و
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ.
قالاَ:
حَدَّثنَا
وكيع، عَنْ
الأعمش، عَنْ
حبيب بْن
أَبِي ثابت،
عَنْ رعوة بْن
الزبير، عَنْ
عَائِشَة؛
قالت:
-
جَاءَتْ
فاطمة بِنْت
أَبِي حبيش
إلى الْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
فقالت: يَا
رَسُولَ
اللَّهِ! إني
امرأة أستحاض
فلا أطهر.
أفأدع الصلاة؟
قَالَ ((لاَ.
إنما ذلك عرق،
وليس بالحيضة.
اجتنبي
الصلاة أيام
محيضك. ثُمَّ
اغتسلي وتوضئي
لكل صلاة. وإن
قطر الدم
عَلَى
الحصير)).
Aişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: Fatime bint Ebi Hubeyş (r.anha) Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek :
Ya Resulallah!
Ben müstahaza olan bir kadınım. Temizlenemiyorum. (Kanım kesilmiyor.) Ben
namazı bırakayım mı? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Hayır! O ancak
bir damar kanıdır. Hayız değildir. Sen hayız olduğun günlerde namazdan uzak
kal. Sonra ğuslet ve kan, hasir üzerine damlasa bile her namaz için abdest al.»
AÇIKLAMA :
Fatime bint-i
Ebi Hubeyş (r.anha)'nın Nebi (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)'e vaki müracaatına ve
aldığı cevaba ait olan bu hadis az bir lafız farkıyla Urve bin Zübeyr
(r.a.)'den 620 numarada rivayet edilmişti. Orada Urve bin Zübeyr, (r.a.),
Fatime bint-i Ebi Hubeyş (r.anha)'dan hadisi işittiğini belirtmiştir. Burada
ise Aişe (r.anha)'dan işittiği kaydedilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki. Urve (r.a.)
bunu hem Aişe (r.anha) hem de soru sahibi Fatiı e (r.anha)'dan işitmiş. Hadis,
ihtiva ettiği hüküm bakımın'dan daha önce geçen rivayetten farksız görülüyor.
Zahirine göre, müstahaza kadının hayız günlerinin hesaplanmasında eski adeti
esastır.
Hadisin
sonunda; '' ...kan, hasirin üzerine damlasa bile ... " fıkrası ile ilgili
olarak EI-Menhel yazarı şöyle der: 'Bu Fıkra, istisfar edip, kanının akmasının
önlenmesi için gereken tedbiri. alan ve buna rağmen, kanı durdurulamayan kadın
için yorumlanır. Bu durumda kadın, sahib-i özür hükmündedir.
Hanefilere göre
müstahaza kadın, küçük abdestini tutamayan veya burnu devamlı kanayan sahib-i
özür hükmündedir. Bir vakit için güzelce taharetlenip, istisfar denilen bez
bağlama işini sağlamca yaptıktan sonra, aldığı abdest ile o vakit çıkıncaya
kadar vakit namazı ile bir çok kaza namazı kılabilir ..
Şafiilere göre
vakit girdikten sonra, kadın taharetlenip, istisfar denilen işlemi yapıp abdest
alır ve yalnız bir farz namaz kılar. Bunun yanında dilediği kadar nafile namaz
kılabilir. Kazaya kalmış farz namazların hükmü de budur. Yani, kaza olsun, eda
olsun birden fazla farz namaz kılamaz. Tarif edilen şekilde bez bağlayıp abdest
alırken veya abdest aldıktan sonra ara vermedem namaza dururken, kan damlasa
bile özür sahibi sayılır.'
İstisfar:
Geçmişte kuşak ile bağlanan bez, pamuklu bez, günümüzdeki ise hijyenik ped.