DEVAM: 10- UYKUDA
KALARAK VEYA UNUTARAK NAMAZ KILMAYAN BABI
حدثنا حرملة
بْن يَحْيَى.
حدّثنا عَبْد
الله بْن
وهب.حدّثنا
يونس، هن ابْن
شهاب، عَنْ
سعيد بْن
المسيب، عَنْ
أبي هريرة؛ - أَن
رَسُول اللَّه
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم، حين
قفل من غزوة
خيبر، فسار
ليلة ، حتى
إِذَا أدركه الكرى
عرس، وَقَالَ
لبلال ((أكلا
لنا الليل)) فصلى
بلال مَا قدر
له. ونام
رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم
واصحابه. فلما
تقارب الفجر
استتد بلال
إلى راحلته،
مواجه الفجر.
فغلبت بلالا
غيناه،
وَهُوَ مستند
إلى راحلته.
فلم يستقيظ
بلال ولا أحد
من اصحابه حتى
ضربتهم الشمس.
فكان رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم
اولهم
استيقاظا. ففزع
رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَم
فَقَالَ ((أي
بلال!))
فَقَالَ بلال:
اخذ بنفسى
الذي أخذ
بنفسك، بأبي
أنت وأمي، يا
رسول الله!
قال: ((اقتادوا
رواحلهم شيئا.
ثُمَّ توضأ
رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَم.
وأمر بلال
فاقام الصلاة.
فصلى بهم الصبح
. فلما قضى
النَبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم
الصلاة قال
((من نسى صلاة
فليصلها
إِذَا ذكرها
فان اللّه عز
وجل قال ((وأقم الصلاة
لذكرى)).
قال، وكان
شهاب يقرؤها
للذكرى-.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber savaşından döndüğü zaman gece boyunca
yolculuk etmiş, nihayet uykusu gelince gece yarısına doğru konaklamış ve Bilal
(r.a.)'a:
«Bizim
için bu geceyi sen koru.» buyurmuştur. Bunun üzerine Bilal (r.a.) kendisi için
Allah tarafından takdir edildiği kadar namaz kılmakla meşgul olmuş, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı da uyumuşlardı. Fecir yaklaşınca Bilal
(r.a.), yüzünü fecre döndürerek bineği olan deveye yaslanmış sonra bineğe
yaslanmış halde uykuya dalmış ve Güneş harareti onlara vuruncaya kadar, ne
Bilal (r.a.) ne de hiç kimse uyanmamış. Onların ilk uyananı Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olmuştur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) uykudan sıçrayarak:
«Ey Bilal!» diye
seslenmiş, Bilal (r.a.) de :
Babam annem sana
feda olsun Ya Resulallah! Senin nefsini kudretinde tutan (Allah) benim nefsimi
de tutmuş, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bineklerinizi (n
yularlarından tutup arkanızdan)
çekiniz,» buyurmuş, Sahabiler bineklerini çekerek biraz gitmişler sonra
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest almış ve Bilal (r.a.)'a
emretmiş, Bilal (r.a.) namaz için ikamet etmiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) onlara sabah namazını kıldırmıştir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
namazı kaza ettikten sonra:
«Kim bir namazı
unutursa onu hatırladığı zaman kılsın. Çünkü Allah Azze ve Celle; «...Beni
anmak için namaz kıl» [Ta Ha 14] buyurmuştur."
Bu savaş hicretin
8. yılı Muharrem ayında vuku bulmuştur.
Ravi Yunus)
demiştir ki: ibn-i Şihab. ayeti للذكرى olarak okumuştur.
Diğer tahric:
Müslim, Ebu Davud ve Beyhaki
AÇIKLAMA :
Hadiste geçen
''Keril'' kelimesi, uyuklamak demektir. Bazıları: Uykudur, demişlerdir. Bir de:
Adamın uyku ile uyanıklık arası haline denir, diyenler vardır.
Ta'ris:
Yolcunun gecenin sonunda istirahat ve uyumak için konaklamasıdır. Cumhur böyle
demiştir. Ebu Zeyd'e göre gece veya gündüzün her hangi bir vaktindeki
konaklamaya ta'ris denir.
Buhari'deki
rivayete göre sahabiler konaklama arzusunu Nebi (s.a.v.)'e iletmişler, Nebi
(s.a.v.) :
''Uykuda kalıp
(sabah namazını) kaçırmanızdan korkarım.'' buyurmuş, Bilal (r.a.): Ben sizleri
uyandırırım, demiştir. Nebi (s.a.v.), onlar için önce ihtiyatlı olanı tutmuş,
sonra muhtaç olduklarını görünce konaklamalarına izin vermiştir.
Nebi (s.a.v.);
Bilal (r.a.)'a: ''Bizim için geceyi sen koru.'' emriyle, sabah namazını
kaçırmamak için nöbet tutmasını istemiştir.
Nebi
(s.a.v.)'in uyanırken sıçraması, namazının kaçırılmasından dolayıdır. El-Asili:
Müşriklerin müslümanları izlemeleri endişesi ile sıçradığını söylemişse de bu
söz tutarsızdır. Çünkü siyer ehlinden hiç kimse böyle bir şey söylememiştir.
Nebi (s.a.v.), tam bir zafer ik Hayber savaşından dönmüştü. Hiç bir düşmanın
onları izlemesi söz konusu değildi.
Nebi
(s.a.v.)'in: ''Ya Bilal!'' diye seslenişi şu maksadladır: Yani niçin uyudun da
sabah namazının vakti çıktı? İbn-i İshak'ın rivayetinde: ''Bize ne yaptın Ya
Bilal?'' buyurmuştur. Buna benzer başka rivayetler de vardır. Bundan maksad
Bilal (r.a.)'ın bir daha nefsine güvenmemesi ve benzer iddialardan
kaçınmasıdır. Çünkü Buhari'nin rivayetinde geçtiği gibi Bilal (r.a.): Ben sizi
uyandırırım, demişti.
Sahabiler, Nebi
(s.a.v.)'in emriyle binek hayvanlannın yularlarından çekerek az bir zaman
yürüdükten sonra durup abdest almışlardır.
Kaza namazı
için ezan ve kamet edilir mi?
Hadisin:
''Bilal (r.a.), sabah namazı için kamet etti.'' parçası, kaza namazı için kamet
edilmesinin meşruluğuna delalet eder. Ezandan bahsedilmediğine göre ezan
okunmaz. Malik , cedid (yeni-son) kavline göre Şafii ve Evzai böyle
demişlerdir. Bundan başka delilleri. Ebu Said-i Hudri (r.a.)'un Hendek günü
kaçırılan öğle, ikindi ve akşam namazı kaza edilirken yalnız kamet edildiğine
dair hadisidir.
Ebu Hanife.
Ahmed ve Ebu Sevr'e göre hem ezan okunur, hem kamet edilir. Şafii'nin kadim
(ilk) kavli de budur. Ve Şafii'nin arkadaşları bu kavliyle amel etmişlerdir.
Bunların delili de bu olayın anlatıldığı Buhari ve Müslim'in rivayetleridir.
Çünkü orada:
''Bilal (r.a.)
namaz için ezan okudu. Sonra Resulullah (s.a.v.) iki rek'at namaz kıldı. Bundan
sonra sabah namazını kıldırdı...'' buyurulmuştur.
Süfyan-i
Sevri'ye göre kaza namazı için ne ezan okunur ne de kamet edilir. Fakat onun
sözü mevcut hadislerle reddedilmiştir.
Birkaç namaz
bir arada kaza edildiği zaman, Şafii alimleri ve Hanefiler'den Muhammed'e göre yalnız
ilk namaz için hem ezan okunur, hem kamet edilir. Ondan sonraki namazlar için
yalnız kamet edilir. Ebu Hanife'ye göre ezan da okunabilir.
Hadiste
anlatılan gün sabah namazı kaza edildikten sonra Nebi (s.a.v.) : ''Kim bir
namazı unutursa.:.yani: Veya uykuda kalırsa, demektir, Nitekim 695 nolu Enes
(r.a.)'in hadisinde; yine Enes (r.a.)'in Müslim'deki rivayetinde, 698 nolu Ebu
Katade hadisinde ve Tirmizi'nin Ebu Katade'den olan rivayetinde: " ...
veya uykuda kalırsa ... '' cümlesi mevcuttur. Ravi burada unutma halini
zikretmekle yetinmiş, uyku halini zikretmemiştir. Çünkü taksiratın ve şuurun
olmayışı bakımından uyku da unutmak gibidir,
UYUYA KALAN
VEYA UNUTANIN KAÇIRDIĞI NAMAZI DERHAL KAZA ETMESİ GEREKİR Mİ ?
Hadisin:
''Namazı hatırhıdığı zaman kılsın.'' parçası derhal kılınmasının vacibliğine
delalet eder.
Ebu Hanife, Ebu
Yusuf, El-Müzeni ve El-Kerhi böyle demişlerdir. Delilleri bu hadis ve bundan
sonra gelen Ebu. Katade hadisi ile daha önce geçen Enes'in hadisleridir.
Şafii ve
Malik'e göre daha sonra kaza edebilir. Onların delili de bu ve benzeri
hadislerdir. Zira hadiste anlatılan gün güneş doğduktan sonra uyanınca Nebi
(s.a.v.), sahabilerin o yerden hareket etmelerini emretmiştir. Eğer. derhal
kaza edilmesi vacib olsaydı aynı yerde kaza etmeleri emredilecekti. Diğer
taraftan mezkur parçada: ''..... hatırladığı zaman kılsın'' buyuruluyor.
Hatırlama zamanı geniştir. Hatırladıktan sonra bir müddet ara verilip kılınırsa
yine hatırlandığı zaman kılınmış olur.Hatırlandığı ilk anda kılmak müstahabtır.
Verilen emir istihbab içindir.
KASDEN NAMAZI
TERKEDEN'İN KAZA ETMESİ VACİB Mİ ?
Kasden namazı
terkedenin kaza etmesinin vacibliği hadisten anlaşılıyor. Cumhurun görüşü
budur. Cumhura göre bu hadislerde namaz'ın kaza edilmesi, unutmak ve uykuda kalmakla
kaydedilmiş ise de, bu kayıtlamadan maksad, bilerek kazaya bırakanın. kaza
etmemesi değildir. Anılan özre binaen namazı kazaya bırakan .kişi kaza etmekle
mükellef olunca, özürsüz olarak namazı kaçıran kimse kaza etmekle yükümlü
tutulmaz mı? Bu hüküm Kur'an-ı Kerim'in ''Baba ve anneye öf deme'' emrine
benzer. Baba ve anneye öf demek yasaklanınca bu sözden daha ağır olan sövmek ve
dövmek gibi davranışlar haydi haydi yasak kılınmış oluyor.
Bilerek namazı
kaçıranın, unutarak veya uykuda kalarak kaçırandan farkı şudur ki : Bilerek
kaçıran kişi kaza etmekle mükellef olmakla beraber, bununla günahtan
kurtulamaz. Bununla beraber kaza etmesi, faydadan hali değildir. Hadisin
sonundaki ayete gelince; Bu ayetin sonundaki kelime meşhur kıraate göre للذكرى dir .
Bu kıraatın
zahirine göre ayet hadis konusu münasip görülmüyor. Çünkü zahirine göre ayetin
manası şudur: "Beni anmak için namaz kıl.." Bu yoruma benziyen bir
kaç yorum şekli rivayet olunmuştur. Bunlardan bir kısmı şunlardır:
1- "Namaz
kıl ki ben seni överek anayım."
2- ''Zikir
(namaz) vakitlerinde namaz kıl.."
3- "Ben,
anlatıp emrettiğim için namaz kıl.."
4- ''İhlaslı
olarak beni anmak için namaz kıl."
Sindi: Ayetin
hadisle uygunluğunu sağlamak için bazı alimler ayeti şöyle yorumlamışlardır:
''Ben (im
namazım)i hatırladığın vakit namaz kıl." veyahut "Beni hatırladığın
(yani namazımı hatırladığın) vakit namaz kıl." .
Her iki
taktirde "Zikr" kelimesinin başında cer harfi olan "lam"
tevkİt içindir. Yani vakit ifade eder. Birinci yorum şekline göre zikir
kelimesi ile mütekellim zamiri arasında salat kelimesi mahfuzdur. İkinci yorum
şekline göre zikirden maksad namazdır.
İbn-i Şihab'ın
kıraatına göre ayetin hadisle münasebeti açıktır. Çünkü; ذكرى
kelimesi hatırlamak demektir. Başındaki cer harfi tevkit içindır. Ayetin
tefsiri şudur: ''Hatırladığın zaman namaz kıl...
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- İhtiyaç
halinde istirahat etmek ve uyumak meşrudur.
2- Önemli işler
için nöbet tutturulmalıdır.
3- Nebilik
görevine noksanlık getirmeyen beşeri arızaların Nebi (s.a.v.)'de görülmesi
mümkündür.
4- Mazeret
dolayısıyla va'dini yerine getirmeyenin mazeretini kabul etmek meşrudur.
5- Şeytan
yatağı olduğu sanılan yerden başka yere geçmek meşrudur.
6-Kaçırılan
namaz kaza edilmelidir.
7- Kaza namazı
için kamet edilmelidir.
8- Kaza
namazının cemaatle kılınması meşrudur.
9- Alimler.
dini hükÜmleri başkalarına öğretmelidirler.
10- Unutulan
namaz hatırlandığı zaman kaza edilmeli, keza uykuda kalınarak kazaya kalan
namazı uyandıktan sonra kılınmalıdır.