DEVAM: 78 CUMA (NAMAZI)
NIN FARZİYETİ HAKKINDAKİ BAB
حَدَّثَنَا
علي بْن
المنذر.
حَدَّثَنَا
ابن فضيل.
حَدَّثَنَا
أبو مالك
الأشجعي، عَن
ربعي بْن
حراش، عَن
حذيفة. وعن
أبي حازم، عَن
أبي هُرَيْرَة؛
قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((أضل اللَّه
عَن الجمعة من
كان قبلنا.
كان لليهود
يوم السبت.
والأحد للنصارى.
فهم لنا تبع
إلى يوم
القيامة. نحن
الآخرون من
أهل الدنيا،
والأولون
المقضى لهم
قبل الخلائق)).
Huzeyfe ve Ebu
Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur :
«Allah bizden
öncekilerini Cum'a gününden sapıttırdı. (İbadet günü olarak) Yahudiler için
Cumartesi günü var. Pazar günü da Hristiyanlarındır. Artık bunlar kıyamet
gününe kadar bizden geri kalmış oldular. Biz dünya ehlinin en sona
kalanlarıyız. Ve (kıyamet günü) başa geçip bütün yaratıklardan evvel haklarında
hüküm verilecek olanlarız.»
Diğer tahric:
Müslim ve Nesai
AÇIKLAMA: Hadisin baş kısmında: ''Allah bizden öncekilerini
Cuma gününden sapıttırdı.'' buyurulmuştur. Buhari ve Müslim'in yine Ebu Hureyre
(r.a.)'den merfu' olarak rivayet ettikleri bir hadisin meali şöyledir:
''Biz (ehli
kitaba nazaran) en sonraya kalmışız. (Dünyaya gelişte böyle olduğumuza rağmen)
kıyamet gününde (faziletçe) en başa geçecek olanlarız. Şundan dolayı ki. Bizden
evvel onlara kitap verildi. Sonra Allah'ın onlara farz kıldığı gün bu (Cuma
günü) iken onlar bu gün hakkında ihtilafa düştüler (başka günü ta'zim ettiler).
Bize o günü değerlendirmek için Allah hidayet verdi. Artık onlar bu hususta
bizden geri kalmış oldular. Yahudilerin ibadet günü yarındır. Hıristiyanlarınki
yarından sonradır,''
Nevevi, Kadi
İyaz'ın şöyle dediğini nakleder:
Hadisin
zahirine göre Allah Teala Yahudilere ve Hristiyanlara Cuma gününün ta'zimini
farz kılmış ve bu günün tesbitini onların ictihadına bırakmıştır. Günün tesbiti
hususunda yaptıkları ictihadda ihtilafa düşmüşlerdir.
Allah Teala
onlara bu hususta hidayet vermemiştir. Sonra Allah Ümmet-i Muhammed'e Cuma
gününün ta'zimini emrederken günü de tayin etmiştir. Yapacakları ictihadle.
bulmasına terketmemiştir.
Böylece günü
ilahi inayetle tanıyan Ümmetimiz günün ta'zimini yaparak, bol bol feyiz
almışlardır. Rivayete göre Musa (a.s.), Yahudilere Cuma gününü ta'zim etmeyi
emretmiş. Fakat onlar Musa (a.s.) ile münakaşa ederek Cumartesinin ta'zime daha
layık olduğunu iddia etmişler. Bunun üzerine Yahudilere münakaşa etmemesi için Musa
(a.s.)'a talimat verilmiştir. Yahudiler böylece Cuma gününden sapmışlardır.
Eğer ta'zim için Cuma günü ismen tayin edilmiş olsaydı, Yahudilerin ve
Hıristiyanların buna muhalefet etmeleri makul olmazdı.'
Nevevi daha
sonra şöyle der: 'Ehl-i Kitabın Cuma gününü tazim etmekle emrolunduklarında
Cuma gününün ismen ve apaçık olarak onlara tanıtılmış olması mümkündür. Onlar
bu emri aldıktan scnra emre uymak mecburiyetinin varlığı ve bu günü başka bir
günle değiştirme yetkisinin kendilerinde bulunması husüsunda ihtilafa düşmüş
olabilirler ve nihayet Yahudiler Cuma gününü Cumartesi günü ile değiştererek
Cuma yerine Cumartesi'yi tazim etmişler, Hırıstiyanlar da Cuma yerine Pazar
gününü tazim etmeye girişmişler. Böyle olması muhtemeldir, der.
Yukarıdan beri
verilen ma'lumat terceme ettiğim hadisin: ''Allah bizden öncekilerini Cuma
gününden sapıttırdı...'' cüm8sinin açıklamasına ışık tutar kanaatindeyim.
Hadisin:
''Artık onlar kıyamet gününe kadar bizden geri kalmışlar.''cümlesinin manası şu
olabilir: Cumartesi ve Pazar günü, Cuma gününden sonra geldiği için bizim
kutsal günümüz onlarınkinden öncedir. böylece onlar bu bakımdan bizden geri
kalmış oldular."
İkinci bir
ihtimal: "Bol bol feyiz ve sevap kazanmaya vesile olan haftanın en mübarek
günü Cuma günüdür. Biz bu günü Allah'ın yardım ve hidayeti ile tanımış olduk.
İyi değerlendirdik Böylece sevap kazanmak alanında çok ilerledik. Ehl-i Kitab
ise bu feyizli günü tanımadılar, sapıttılar, dolayısı ile bu mübarek günü
değerlendirmediler, bunun sevabından mahrum kaldılar ve böylece hayat boyunca
sevap kazanmak bakımından bizden geri kaldılar.
Tabi bu yorum
İslam öncesi Hıristiyanlar ve Hıristiyanlık öncesi Yahudiler için geçerlidir.
Zira onlar sapmış ve Allah'ın yolundan ayrılmıştırlar. Bu nedenle de günümüz
Yahudi ve Hıristiyanların sevap imkanları yoktur.
Hadisin: ''...
Bütün yaratıklardan önce haklarında hüküm verilecek olanlarız.'' cümlesi ile
ilgili olarak Sindi şöyle der: "Yani bu ümmet diğer ümmetIerden sonra
dünyaya geldiği halde ahiret günü hepsinden önce, haşredilecek, evvela onun
hesabı görülüp hükme bağlanacak, cennete öncelikle girecektir."