SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 1134 >>

DEVAM: 96- CUMA GÜNÜ NAMAZDAN ÖNCE HALKA HALİNDE OTURMAK VE İMAM HUTBE OKURKEN İHTİBA BİÇİMİNDE OTURMAK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن المصفى الحمصي. حَدَّثَنَا بقية، عَن عَبْد اللّه بْن واقد، عَن مُحَمَّد ابن عجلان، عَن عمرو بْن شعيب، عَن أبيه، عَن جده؛ قَالَ:

 - نهى رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ عَن الإحتباء يوم الجمعة، يعني والإمام يخطب.

 

فِي الزَوائِد: في إسناده بقية وهو مدلس. وشيخه، وإن كان الترمذي قد وثقه، وإلا فهو مجهول.

 

Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin As) (radiyallahu anh)'den; şöyle demiştir :

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Cum'a günü ihtiba biçiminde oturmaktan nehiy etmiştir.

 

Ravi demiştir ki: Yani imam hutbe okurken.

 

Not: Zevaid'de deniyor ki: Bu hadisin isnadındaki Bakiyye tedlisçidir. Onun şeyhi (Abdullah bin Vakidi)yi Tirmizi. sika saymışsa da meçhuldür.

 

AÇIKLAMA: Ebu Davud. Tirmizi. Ahmed, El-Hakim ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir. Şu farkla ki: Bunlar Abdullah bin Amr (r.a.)'dan değil Muaz bin Enes (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Ebu Davud'un rivayet ettiği metin mealen şöyledir:

 

"Cuma günü imam hutbe okurken hubvet biçiminde oturmaktan Resulullah (s.a.v.) nehiy etmiştir."

 

Hubvet : "İhtiba" masdarından alınma bir kelimedir. İki kelime de aynı manayı taşır.

İhtiba ve hubvet, kişinin kabaları üzerinde oturup bacaklarını dikerek ellerini önden bağlamasıdır. Veya kuşak gibi bir şeyi beline dolayarak bacaklarının önüne geçirerek oturmasıdır. Araplar dinlenmek için böyle oturmayı adet edinmişlerdir.

 

Cuma günü hutbe okunurken bu biçim oturuşun yasaklanmasındaki hikmet, abdestin bozulmasına elverişli ve uykuyu getirmesidir.

 

Ayni: Duvara veya başka bir şeye dayanmak da mekruhluk bakımından ihtiba gibidir, demiştir.

 

Ubade bin Nesih, Evzai, MekhuI, Ata' ve Hasan-i Basri'nin dahil olduğu alimlerden bir cemaat, hutbe okunurken böyle oturmanın mekruh olduğuna hükmetmişlerdir. Delilleri de bu hadislerdir.

 

Sindi: Birinci hadisteki "Yuhallaka" fiilini traş olmak anlamında yorumlamak hatasına düşen bazı kimseler, kırk yıl gibi uzun bir zaman Cuma günü başını traş etmekten imtina etmiştir. Halbuki bu fiil traş olmak değil, halka biçiminde oturmak manasındadır, demiştir.

 

Ebu Davud'un rivayet ettiği bir hadise göre sahabilerin bir kısmı hutbe okunurken ihtiba biçiminde oturmuşlardır. Ebu Davud; İbn-i Ömet, Enes bin Malik, Şüreyh, Sa'saa bin Sühan, Said bin el-Müseyyeb, İbrahim en-Nahai gibi zatlar bu biçimde oturmuşlardır, der.

 

Ebu Davud'un Ya'la bin Şeddad (r.a.)'den rivayet ettiği bu hadis, ihtiba biçiminde oturmanın caizliğine hükmeden alimler için delildir.

 

El-Menhel yazarı, ihtiba'nın caizliğine hükmedenler arasında Salim bin Abdillah, Kasım bin Muhammed, Ata', İbn-i Sirin, Amr bin Dinar, Ebu Zübeyr, İkrime bin Halid; Ahmed bin Hanbel ve İshak'ın bulunduğunu ve Hanefi, Maliki ile Şafii mezhebIerinin bu olduğunu söylemiştir.

Bu gruptaki alimler: İhtibanın yasaklIğına ait hadisler zayıftır. Delil olamazlar, demişlerdir.

 

Tahavi: Sahabilerin uyguladıkları ihtiba biçimiyle yasak olan ihtiba biçiminin arasındaki farkın şu olduğunu söylemiştir: Yasak olan ihtiba, hutbeye başlandıktan sonra yapılacak olan ihtibadır.

 

Çünkü hutbe esnasında ihtiba etmek, hutbeyi dinlemeye mani olabilir. Sahabilerin caiz gördükleri ihtiba ise, henüz hutbeye başlamadan önce bu biçim oturmak ve hutbe bitinceye kadar vaziyeti değiştirmemektir.