97- CUMA GÜNÜ EZAN
HAKKINDA GELEN (HADİS) BAB!
حَدَّثَنَا
يوسف بْن موسى
القطان.
حَدَّثَنَا
جرير. ح
وحَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن سعيد.
حَدَّثَنَا
أبو خالد
الأحمر،
جميعاً عَن مُحَمَّد
بْن إِسْحَاق،
عَن الزهري،
عَن السائب
بْن يزيد؛
قَالَ: - ما كان
لرَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ إلا
مؤذن واحد.
إذا خرج أذن،
وإذا نزل
أقام. وأبو
بكر وعمر
كذلك. فلما كان
عثمان، وكثر
الناس، زاد
النداء
الثالث على
دار في السوق،
يقال لها
الزوراء. فإذا
خرج أذن، وإذا
نزل أقام.
Saib bin Yezid
(r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yalnız
bir tek müezzini vardı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (cuma günü
minbere) çıktığı zaman müezzin ezan okurdu ve
(hutbeden sonra minberden) indiği zaman ikamet getirirdi. Ebu Bekir ve
Ömer (r.a.) da (halifeyken) beyleydiler. Osman (r.a.) (halife) olunca ve cemaat
çoğalınca çarşıdaki Zevra adlı bina üstünde üçüncü çağrıyı (şimdi okunmakta
olan ilk ezanı) ilave etti. Osman (r.a.) minbere çıktığı zaman müezzin ezan
okurdu ve minberden indiği zaman müezzin ikamet ederdi.
Diğer tahric:
Buhari, Tirmizi, Nesai ve Ebu Davud
Buhari'nin
rivayeti mealen şöyledir: "Cuma günü ilk nida (ezan) Resulullah (s.a.v.).
Ebu Bekir ve Ömer (r.a.) zamanlarında imam minbere oturduğu vakit başlardı.
Osman (r.a.) (halife) olup halk da çoğalınca Zevra' üzerinde (okunan) üçüncü
çağrıyı (ezanı) ilave etti."
AÇIKLAMA: Zevra': Buhari'nin dediği gibi Medine'nin
çarşısında bir yerin adıdır. İbn-i Macenin, Taberani'nin ve İbn-i Huzeyme'nin
rivayetine göre çarşıdaki bir evin adıdır.
Hadisin çeşitli
rivayetlerinden anlaşıldığına göre Resulullah (s.a.v.) devrinde ve Ondan sonra
Ebu Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) zamanlarında Cuma günü imam minbere çıkıp
oturduğu zaman ezan okunurdu. Daha önce ezan okunmazdı. Osman (r.a.) halife
olunca bu durum Ebu Naim'in rivayetinde belirtildiği, gibi bir müddet devam
etti. Sonra cemaat çoğalınca Cuma günü öğle vakti olunca mescide yakın olan
Zevra' adlı evin damında ezan okunmasını halife emretmiştir.
İmam minbere
çıkınca daha önce olduğu gibi ikinci kez ezan okunmuş ve hutbenin hitamında
(bitiminde) kamet edilmiştir. Meşruluk bakımından ilk ezan sonuncu olduğu için
hadiste Zevra' üzerinde okunan ezana üçüncü çağrı denilmiştir. Bunun üçüncü
sayılması, hutbeden sonra okunan kametin ikinci çağrı olarak hesaplanması
nedeniyledir. Osman (r.a.) zamanında ihdas edilen ezana bazı rivayetlerde ilk
ezan denilmiştir. Çünkü okunuş sırası bakımından ilk ezandır. Bazı rivayetlerde
bu ezana "İkinci" denilmiştir. Bunun nedeni açıktır. Çünkü kamet
hesaba katılmasa ve imam minbere çıktığında okunan ezana, birinci ezan
denilirse vaktin girişinde okunan ezan ikinci olur.
Bu gün Cuma
vaktinde minarelerde okunan ezan, Osman (r.a.) zamanında ihdas edilen ezandır.
Bu ezan, Osman (r.a.)'ın ictihadıyla ihdas edilmiştir. Buna bidat demek doğru
olmaz. Şayet bidat olduğu kabül edilse bile bid'at-i hasene'dir. Aslında bid'at
dememek gerekir. Çünkü müteaddit rivayetlerle sabit olduğu gibi Nebi (s.a.v.) :
Benim sünnetime
ve benden sonra Hulafa-i Raşidin'in sünnetine uyunuz.'' buyurmuştur. Diğer
taraftan Osman (r.a.)'ın bu ictihadı, bütün sahabilerin susması ve sükuti
icmaıyla meşru olmuştur. Hiç bir sahabi tarafından itiraz edildiğine dair
rivayet yoktur. Bu sebepledir ki asırlardan beri devam edegelmiştir.
Hadiste;
"Resulullah (s.a.v.)'in yalnız bir tek müezzini vardı" denilmektedir.
Ebu Davud'un rivayetinde bu cümle şöyle geçer; Resulullah (s.a.v.)'in yalnız
tek bir muezzini vardı. (O da) Bilal (r.a.) idi.
El-Menhel
yazarı şöyle der;
"Yani Cuma
namazında yalnız Bilal (r.a.) müezzinlik yapardı. Hadis böyle yorumlanınca
Bilal (r.a.)'den başka Resulullah (s.a.v.)'in İbn-i Ümm-i Mektum, Ebu Mahzure,
Sa'd El-Karaz ve Ziyad bin El-Haris (r.a.) adlarında başka müezzinleri vardı
diye itiraz edilemez. Çünkü bu zatlar Cuma günü Nebi (s.a.v.)'in müezzinliğini
yapmazlardı. İbn-i Ümm-i Mektum (r.a.) şafak sökünce sabah ezanını okurdu.
Başka vakitlerde okumazdı. Nitekim Buhari'nin rivayetinde:
''İbn-i Ümm-i
Mektum'un ezanını işitinceye kadar (sahurdal yeyiniz ve içiniz.,.
buyurulmuştur. Ebu Mahzure (r.a.) Mekke'de müezzin idi. Sa'd El-Karaz (r.a.)
ise; Nebi (s.a.v.) Onu Kuba mescidine müezzin tayin etmişti. Ziyad bin El-Haris
(r.a.) ise kendi kavmine ezan okumak için ezanı öğrenmişti. El-Ayni bu bilgiyi
vermiştir.
İbn-i Habib
El-Maliki: Nebi (s.a.v.) minbere çıkıp oturduğu zaman üç müezzin ard arda ezan
okurlardı. Üçüncü müezzin ezanı bitirince Nebi (s.a.v.) kalkıp hutbe okurdu.
demişoe de bu husus sahİh bir yoldan rivayet edilmemiştir. Buradaki Saib
(r.a.)'in rivayeti İbn-i Habib'in sözünü reddeder. El-Hafız ve Şafii de İbn-i
Habib'in dediğinin muttasıl bir tarik ile varid olmadığını söylemişlerdir.
Ahmed'in S aib
(r.a.)'den olan bir rivayetinde : "Ne Cuma namazında ne de vakit
namazlarında Nebi (s.a.v.)'in Bilal (r.a.)'dan başka müezzini vardı."
denilmiştir."
Şu halde beş
vakit namazda müezzinlik görevini devamlı yapan Bilal (r.a.) idi. İbn-i Ümm-i
Mektum (r.a.) sabah namazında fecir doğunca ezan okurdu. Fecir doğmadan önce
ilk ezanın Bilal (r.a.) tarafından okunduğu rivayet edilmiştir. Cuma namazında
ise ezan ve ikamet görevini Bilal (r.a.) yapardı.