123- ÜÇ, BEŞ, YEDİ VE
DOKUZ REK'AT OLARAK VİTİR (NAMAZINI) KILMAK HAKKIND GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
عبد الرحمن بن
إبراهيم
الدمشقي. حَدَّثَنَا
الفريابي، عن
الأوزاعي، عن
الزهري، عن
عطاء بن يزيد
الليثي، عن
أبي أيوب
الأنصاري؛
-
أن رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ قال
((الوتر حق. فمن
شاء فليوتر
بخمس. ومن شاء
فليوتر بثلاث.
ومن شاء فليوتر
بواحدة)).
Ebu Eyyub el-Ensari
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şÖyle buyurdu, demiştir :
«Vitir (namazı
ilahi) bir haktır. Artık dileyen beş rek'at vitir kılsın, dileyen üç rek'at
vitir kılsın, dileyen bir rek'at vitir kılsın.»
Diğer tahric:
Ebu Davud, Nesai, Tahavi, Darekutni, Beyhaki ve El-Hakim
AÇIKLAMA: Ebu Davud'un rivayetinde ilk cümle şöyledir:
"Vitir, her müslümanın zimmetinde sabit (ilahi) bir haktır.''
Sindi: Vitir
namazının vacib olduğuna hükmedenler bu hadisi delil gösterebilirler. Çünkü,
'Hak': Zimmette sabit ve yapılması lüzumlu olan şeydir. Bazı rivayetlerde vitir
kılmayanlar hakkında tehdit de vardır, vitrin vacip olmadığını hükmedenler ise
'Hak': Sabit ve meşru' demektir. Vitir kılmayan hakkında buyurulan; '' Vitir
kılmayan bizden değildir.'' tehdidinin yorumu şudur: "Vitir kılmayan,
bizim sünnetimiz ve yolumuz ehlinden değildir. (Veyahut sünnetimizden yüz
çevirmek ve hoşlanmamak üzere vitir kılmayan bizden değildir...)"
demişlerdir.
Hadisin:
''Artık dileyen beş, dileyen üç rek•at...'' cümleleri ile ilgili olarak
el-Menhel yazarı şunları söyler; El-Hakim'in Aişe (r.anha)'dan rivayeti ile.
sabit olduğu üzere Nebi (s.a.v.) vitir namazını beş rek'at kıldığı zaman
beşinci rek'atten başka hiç bir rek'atte oturmazdı ve yalnız beşinci rek'atten
sonra selam verirdi.
Buradaki cümle
böyle yorumlanmalıdır. Nebi (s.a.v.)'in dördüncü rek'atten sonra teşehhüde
oturması ve teşehhüd'den sonra selam vermeden beşinci rek'ate kalkıp bu rek'ati
de kıldıktan sonra teşehhüde oturması ve selam vermesi şeklinde yorum yapmak da
mümkündür.
Nebi
(s.a.v.)'in vitri üç rek'at olarak kıldığı zaman bunu yine bir teşehhüd ve bir
selamla kıldığı, El-Hakim'in Aişe (r.anha)'dan rivayeti ile sabittir. Şu halde
üç rek'atla ilgili cümleyi buna göre yorumlamak uygun olur. Ömer (r.a.)'ın
vitir kılışı böyle idi. Medine halkı bu vitir şeklini ondan almışlurdır.
Vitir üç rek'at
olarak kılındığı zaman iki teşehhüd ve bir selamla kılınması yorumu
muhtemeldir. Ebu Hanife ile arkadaşları ve Sevri'nin kavli budur.
Üç rek'at
vitirle alakalı olarak El-Hakim ve Darekutni'nin rivayet ettikleri Ebu Hureyre
(r.a.)'ın şu merfu' hadisi değişik şekillerde yorumlanmıştır .
"Vitri üç
rek'at olarak kıImayın. Beş veya yedi (rek'at olarak) kılınız. Akşam farzına benzetmeyiniz.''
Ebu Hanife ve
arkadaşları; bu hadisteki nehiy, tenzihen mekruhluk içindir. Gaye gece namazını
kılmayıp yalnız üç rek'atlık vitirle yetinmemektir, demişlerdir.
Diğerleri: Bu
yorum hadisin zahirinden uzaktır. Hadisteki nehiy, vitir üç rek'at olarak
kılındığı zaman akşam namazı gibi iki teşehhüd ve bir selamla kılınması
içindir. Fakat üç rek'at bir teşehhüt ve bir selamla kılındığı zaman akşam
farzından farklı olmuş olur, demişlerdir.
Hadis, bir
rek'atla vitir kılınabildiğine delildir. Bu konuda gelen bazı hadisler 116.
babta rivayet olunmuştur.