DEVAM: 189- HACET
NAMAZI HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أحمد بْن
منصور بْن
يسار. حَدَّثَنَا
عثمان بْن
عمر.
حَدَّثَنَا
شعبة، عَن أبي
جعفر الدني،
عَن عمارة بْن
خزيمة بْن
ثابت، عَن
عثمان بْن
حنيف؛ - أن
رجلاً ضرير
البصر أتى
النَّبِي صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
فقال: ادع اللَّه
أن يعافيني.
فقال ((إن شئت
أخرت لك وهو
خير. وإن شئت
دعوت)) فقال:
ادعه. فأمره
أن يتوضأ فيحسن
وضوءه. ويصلي
ركعتين. ويدعو
بهذا الدعاء
((اللّهم! إني
أسألك،
وأتوجه إليك
بمحمد نبي
الرحمة. يا
محمد! إني قد
توجهت بك إلى
ربي في حاجتي
هذه لتقضى.
اللهم! فشفعه
في)).
قال أبو
إِسْحَاق: هذا
حديث صَحِيْح.
هذا الحديث قد
رواه الترمذي
في أبواب
الأدعية، في
أحاديث شتى من
باب الأدعية.
وقال: هذا
حديث حسن صَحِيْح
غريب، لا
نعرفه غلا من
هذا الوجه، من
حديث أبي
جعفر.
Osman bin Huneyf
(r.a.)'den; şöyle demiştir:
Gözü kör veya çok
az gören bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellern)'e gelerek: Benim için
Allah'a dua et, bana afiyet versin. (Gözümü sıhhata kavuştursun.) diye dilekte
bulundu. Efendimiz :
«Dilersen bu
hastalığın mükafatını kendin için ahirete bırakırsın. Bu daha hayırlıdır. Ve
eğer dilersen ben dua ederim.» buyurdu.
Adam: Dua et,
dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adam'a güzelce abdest
almasını, iki rekat namaz kılmasını ve şu dua ile dua etmesini emretti:
«Allah'ım!
Şüphesiz ben Senden isterim ve rahmet Nebii olan Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Sana
yönelirim.
Ya Muhammed
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ihtiyacımın yerine getirilmesi için senin
yardımınla Rabbime yöneldim. Allahım Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
benim hakkımda şefaatçi kıl.»
Ravi Ebu İshak
demiştir ki: Bu Hadis sahihtir.
Not: Tirmizi bu
hadisi dualara ait bablarda rivayet ederek bunun hasen sahlh garib olduğunu ve
yalnız ravi Ebu Ca'fer tariki ile bildiklerini söylemiştir.
Diğer tahric:
Tirmizi ve Nesai de bunu rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Tirmizi'nin rivayetinde adam, Peygamber
(s.a.v.)'den dua isteyince şöyle buyurulmuştur: ''Dilersen dua ederim, dilersen
sabredersin. Sabretmek senin için daha hayırlıdır.''
Tuhfe yazarı
şöyle der: Dua istiyen kişi ya a'ma idi veya az görüyordu. Göz hastalığından
şifa bulması için Peygamber (s.a.v.)'den dua dilemiştir. Tıybi: Peygamber
(s.a.v.} adama:
''Dilersen dua
ederim" buyurmuş, adam da onun dua etmesini istemiş, sonra Peygamber
(s.a.v.}. adamın dua etmesini emretmiştir. Bana öyle geliyor ki; adamın dua
edilmesini sabretmeye tercih etmesi, Peygamber (s.a.v.}'in hoşuna gitmemiştir.
Nitekim adamla konuşurken:
''Sabretmek
senin için daha hayırlıdır'' demiştir. Mamafih Peygamber (s.a.v.}'in Ona
tavsiye ettiği duada zat-ı Nebevisini şefaatçı kılması ve duanın kabulü yolunda
zatını vesile kılması, yapılacak duaya Peygamber (s.a.v.}'in iştirak ettiği
manası anlaşılır, demiştir.
Duanın manası:
Allah'ım! Ben dileğimi Senden isterim. Alemlere rahmet olarak gönderilen
Muhammed (s.a.v.) Peygamber'i vasıta kılarak Sana yönelirim. Ey Muhammed
(s.a.v.)! Ben Allah katında şefaat etmeni dilerim. Ta ki Senin şefaatınla
ihtiyacım yerine getirilsin. Allah'ım! Peygamber'i benim hakkımda şefaatçı kıl.
Nesai'nin
rivayetinde, hadisin sonunda şu ilave vardır: «Allah, o adamın gözünü açmış
olduğu halde adam dönüp gitti.''
El-Hakim de bu
hadisi, Nesai'deki ilaveyle birlikte rivayet etmiştir. Taberani de bunu rivayet
etmiş ve bu rivayetin başında şu kıssayı anlatmıştır:
"Bir adam,
bir iş için defalarca halife Osman bin Affan (r.a.)'ın yanına gidip gelmiş,
buna rağmen işi görülmemiştL Adam bir gün Osman bin Huneyf (r.a.)'e rastlamış
ve derdini dökmüştür. Osman bin Huneyf (r.a.) Ona: İbrik'i getir, abdest al
sonra camiye gidip orada iki rek'at namaz kıldıktan sonra şöyle dua et:
(Hadisimizdeki duayı zikretmiş) Bu duayı yaptığın zaman işini dile getir. Sonra
bana uğra ki, ben de seninle geleyim, demiş. Adam da gidip Onun dediklerini
yapmış, sohra halife'nin kapısına varmış. Kapıcı hemen gelip elinden tutarak
halife'nin yanına çağırmış. Halife onu yanına ve minder üzerine otur!muş ve:
Hacetin nedir? diye sormuş. Adam da işini söylemiş. Halife derhal onun dileğini
yerine getirmiş, sonra ona:
Bu saate kadar
ihtiyacını niye bana anlatmadın? Ne işin olursa bize gel, demiş. Adam halife'nin
yanından çıktıktan sonra Osman bin Huneyf (r.a.)'e rastalmış ona dua etmiş ve:
Seninle
görüşünceye kadar işim olmuyordu demiştir. Osman bin Huneyf (r.a.) da:
ValIahi senin
işin hakkında ben halife ile konuşmadım. Lakin Resulullah (s.a.v.)'i gördüm.
Ama bir adam O'na gelerek gözÜnden şikayet etti.,." Taberani bu hadisi zikrettikten sonra sahih
olduğunu söylemiştir.
İbn-i Teymiyye
"Ettevessül Ve'l-Vesile" adlı risalesinde de bu hadisi zikrettikten
sonra aynen şunları şöyler: Bu hadisi Beyhaki ve başkaları, "Nübüvvet'in
delilleri" bahsinde rivayet etmişlerdir.
«Tuhfe» yazarı
yukarıdaki bilgileri verdikten sonra şöyle der:
Eş-Şeyh
Abdü'l-Gani 'Miftahu'l-Hane adlı kitabında şöyle demiştir: Üstadımız es-Sindi
kendi risalesinde şöyle der: Bu hadis Peygamber (s.a.v.) hayatta iken Ondan
şefaat dilemenin ve Onu vasıta kılmanın caizliğine delalet eder: Peygamber
(s.a.v.)'in vefatından sonra da Ondan şefaat dilemek ve Onu vasıta kılmak
caizdir. Çünkü Taberani, Mu'cemu'l-Kebir'de Osman bin Huneyf (r.a.)'den rivayet
ettiğine göre bir adam bir ihtiyaç için defalarca halife Osman bin Affan (r.a.)
'a gidip gelmiş ... ve mezkur hadisi zikretmiştir.
Şeyh
Abdü'l-Gani daha sonra şöyle der: Mezkur üstadımız bu konuda tafsilatlı bir
risale yazmıştır. İsteyen oraya müracaat etsin.
Şevkani de
Tuhfetü'z-Zakirin'de : Her şeyi veren ve vermeyen, dilediği olan dilemediği
olmayanın Allah Teala olduğuna itikad etmek kaydıyla Resulullah (s.a.v.)'i
kendisiyle Allah arasında vasıta kılmanın caizliğine bu hadis delalet eder.
Peygamberlerle tevessül etmek için Osman bin Huneyf (r.a.)'ın hadisi bir
örnektir. Salihlerle tevessül etmeye gelince; Sahih hadisle sabit olmuştur ki
kuraklık dolayısıyla sahabiler Peygamber (s.a.v.)'in amcası Abbas (r.a.)'a
tevessül ederek yağmur duası yapmışlar. Yani dua ederlerken: "Ya Rabb!
Peygamber (s.a.v.)'in amcası Abbas (r.a.)'ın hatırı için bize yağmur ihsan eyle",
demışlerdir.
Buhari'de ve
diğer hadis kitapIarında rivayet edildiği gibi Ömer bin el-Hattab (r.a.) yağmur
duasını yaparken şöyle demiştir:
"Allah'ını!
Başımıza kuraklık geldiği zaman biz Nebimize tevessül ederdik. Sen bize yağmur
verirdin. Biz Peygamberimizin amcasıyla sana tevessül ediyoruz bize yağmur
ver!"
Bu duadan sonra
Allah yağmur vermişti. Hz. Ömer (r.a.) böyle dua ederken hiç bir sahabi buna
karşı çıkmamıştı. Böylece bu konuda sahabilerin icmaı oluşmuştu. Geniş bilgi
için Tirmizi'nin 'Dualar bablarından müteferrik hadisler bölümü'nde rivayet
edilen bu hadisin şerhine ait Tuhfetü'l-Alıvezi yazarının verdiği bilgiye
müracaat edilebilir.