DEVAM: 194 - BEŞ YAKİT
NAMAZIN FARZİYETİ YE BUNLARI MUHAFAZA (yani bunlara devam) ETMEK HAKKINDA GELEN
HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
عيسى بْن حماد
المصري.
أَنْبَأَنَا
الليث بْن
سعد، عَن سعيد
المقبري، عَن
شريك بْن
عَبْد اللّه
بْن أبي نمر؛
أنه سمع أَنَس
بْن مَالِك
يقول:
-
بينما نحن
جلوس في
المسجد، دخل
رجل على جمل
فأناخه في
المسجد. ثم
عقله. ثم قال
لهم: أيكم
محمد؟
ورَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
متكئ بين
ظهرانيهم. قال
فقالوا: هذا
الرجل الأبيض
المتكئ. فقال
له الرجل: يا
ابن عَبْدُ المطلب!
فقال له
النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
((قد أجبتك))
فقال له
الرجل: يا محمد!
إني سائلك
ومشدد عليك في
المسألة. فلا
تجدن علي في
نفسك. فقال: ((سل
ما بدا لك)) قال
له الرجل:
نشدتك بربك
ورب من قبلك. آلله
أرسلك إلى
الناس كلهم؟
فقال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((اللهم! نعم))
قال: فأنشدك
بالله، آلله
أمرك أن تصلي
الصوات الخمس
في اليوم
والليلة؟ قال
رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ: ((اللهم!
نعم)) قال:
فأنشدك
بالله، آلله
أمرك أن تصوم
هذا الشهر من
السنة؟ فقال
رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ: ((اللهم!
نعم)) قال:
فأنشدك
بالله، آلله
أمرك أن تأخذ
هذه الصدقة من
أغنيائنا
فتقسمها على
فقرائنا؟
فقال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((اللهم! نعم))
فقال الرجل:
آمنت بما جئت
به. وأنا رسول
من ورائي من
قومي. وأنا
ضمام بْن
ثعلبة، أخو
بني سعد بْن
بكر.
Enes bin Malik
(r.a.)'den: şöyle demiştir: Biz bir gün mescidde oturmuş iken bir adam devesine
binmiş olarak geldi. Devesini mescid'in bir tarafında çöktürerek bağladıktan
sonra mescidde oturanlara:
- Muhammed
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hanginizdir? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) mescidde oturanlar arasında yaslanmış vaziyette idi.
Enes (Radiyallahu
anh) demiştir ki: Oradakiler: - Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaslanan
bu beyaz adamdır dediler. Adam O'na:
- Ey
Abdu'l-Muttalib'in oğlu ! (diye) hitab etti. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Seni dinliyorum»
mealinde bir cevap buyurdu. Adam O'na: - Ya Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
ben sana (bir şeyler) sormak istiyorum
ve soru sormakta şiddetli davranacağım. Bana kızma, dedi. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): «Sormak istediğini sor» buyurdu. Adam O'na:
- Senin Rabbin ve sen'den öncekilerin Rabbinin
hakkı sana soruyorum. Allah mı seni bütün insanlara Nebi olarak gönderdi ? diye
sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah'ım ! Evet» buyurdu.
Adam:
- Allah hakkı için sana soruyorum. Allah mı
sana her gün ve gecede beş namaz kılmanı emretti? Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): «Allah'ım ! Evet» buyurdu. Adam:
- Peki Allah hakkı için sana soruyorum. Allah
mı senenin bu ayını (Ramazan ayını) oruçla geçirmeni emretti ? diye sordu.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah'ım ! Evet» buyurdu. Adam:
- Peki Allah adıyla sana soruyorum. Bu
sadakayı zenginlerimizden alıp fakirlerimize taksim etmeni Allah mı sana
emretti ? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah'ım !
Evet» buyurdu. Bundan sonra Adam:
- Senin getirdiğin din'e inandım ve ben
arkamdaki kavmimin elçisiyim. Beni Sa'd bin Bekr'in kardeşi Dimam bin
Sa'lebe'yim dedi.
Diğer tahric:
Buhari ve Müslim de bunu benzer lafızlarla rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadisin metni uzun olduğu için Buhari ve Müslim'
eki benzer rivayetlerden bahsetmek konuyu uzatır. Müslim'in rivayetinde Enes
(r.a.) hadisin baş kısmında mealen şöyle demiştir:
Biz, Resulullah
(s.a.v.)'e bir şey sormaktan menedilmiştik. (Enes (r.a.) bu sözüyle Maide
suresinin 101. ayetindeki yasaklamayı kastetmiştir. Ayetle sorulması yasak
kılınan şeyler, ihtiyaç duyulmayan, gereksiz sorulardır.) Bu sebeple
bedevilerden aklı başında bir adamın gelip soru sormasını ve bizim de dinleyici
olarak faydalanmamızı arzuluyorduk. Bir gün bedevilerden bir adam gelerek ...
Müslim'in
rivayetinin sonunda adam, hac farziyetini sormuş ve bunun cevabını aldıktan
sonra Nebi (s.a.v.)'e : Seni hak din ile gönderen Aııah'a yemin ederim ki bu
farzlardan ne fazla yaparım, ne de bunları eksiltirim, diyerek dönüp gitmiş;
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «Yemin olsun. Eğer doğru söylediyse
mutlaka Cennet'e girer,. buyurmuştur.
Bu hadisin
ihtiva ettiği ilmi mes'eleler çoktur. Bunların bir kısmına göz atalım:
1- Nebi
(s.a.v.) ümmeti arasında büyük bir tevazu' ile ve onlardan farksız bir
kıyafetle bulunurdu. Ashab arasında oturmuş iken gelen yabancılar, makam, mevki
ve kıyafet farklılığı ile Onu ayırd edemezlerdi.
2- Adam çetin
soru sormak istediğini ve hoşgörü ile karşılanmasını istemiş, Nebi (s.a.v.)
büyük bir müsamaha ile karşılayarak rahatça soru sorması imkanını bahşetmiştir.
3- Adam soru
yöneıtirken adeta Nebi (s.a.v.)'e yemin yöneltir gibi olmuş, Nebi (s.a.v.) de
buna uyarak her cevabın doğruluğuna Allah'ı şahid göstermiştir.
4- Hadis, Nebi
(s.a.v.)'in bütün insanlara gönderildiğini,
5- Hergün ve
gece beş namazın farz olduğunu,
6- Ramazan ayı
orucunun farz olduğunu,
7- Zekatın farz
olduğunu hükme bağlamıştır.
Nevevi,
Müslim'in şerhinde Şeyh Ebu Amr bin Salah'ın şöyle dediğini nakletmiştir: Taklidi
imana sahip avam tabakasının mü'min sayılıp, tereddütsüz olarak İslamiyet'e
inanmalarının kafi olduğuna dair İslam alimlerinin mezhebinin sıhhatine bu
hadis delalet eder. Çünkü Nebi (s.a.v.)'e bu soruları soran Dimam (r.a.) aldığı
cevapları doğrulamış, bunların derinliğine inmemiş, Nebi (s.a.v.) de Onun böyle
itikad etmesinin yeterli sayılmıyacağını bildirmemiştir. Nebi (s.a.v.)'in
sükutu bunun kifayetine delildir. Eğer bu kadarı kafi gelmeseydi, Nebi (s.a.v.)
ona: Benim mucizelerimi görmek suretiyle ve kesin delillerle itikad sahibi
olman gerekir şeklinde cevap verecekti.
Nevevi bu
arada: Haber-i Vahid ile amel etmenin meşruluğu bu hadisten çıkarılıyor,
demiştir.