28- ŞEHİTLER ÜZERİNDE
NAMAZ KILMAK VE ONLARI DEFNETMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
عَبْد اللّه
بْن نمير.
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ عياش،
عَن يزيد بْن
أبي زياد، عَن
مقسم، عَن ابن
عباس؛ قَالَ:
-
أتي بهم
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ يوم
أحد. فجعل
يصلي على عشرة
عشرة. وحمزة
هو كما هو.
يرفعون وهو
كما هو موضوع.
قال السندي:
يظهر من
الزوائد أن
إسناده حسن.
Abdullah bin
Abbas (r.a.)'den; şöyle demiştir: Uhud (savaşı) günü şehidlerin cenazeleri
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına getirildi. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sırayla onar cenaze grubu üzerinde namaz
kıldırmaya başladı. Hamza (r.a.)'ın cenazesi olduğu gibiydi. Diğer cenazeler
(namaz bitiminde) kaldırılıyor (ve
yerlerine başka cenazeler konuluyordu) Hamza (r.a.)'ın cenazesi, konulduğu
gibiydi."
Not: Sindi
demiştir ki: Bunun senedinin hasen olduğu Zevaid'den anlaşılıyor.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisi Hakim, Tabarani ve
Beyhaki de rivayet etmişlerdir.
Uhud
şehitlerinin yetmiş kişi olduğu ma'lumdur. Bu hadise göre şehitlerin
cenazeleri, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bulunduğu semte
getirilmiş, ResuluIlah (sallallahu aleyhi ve sellem) bunların namazını
kıldırmıştır. Her defasında on cenaze üzerinde namaz kılmış, Peygamber
(s.a.v.)'in amcası Hz. Hamza (r.a.)'ın cenazesinin namazı ilk grubun içinde
kılınmış, namaz bittikten sonra Hz. Hamza (r.a.)'ın cenazesi hariç, diğer
cenazeler kıldırılarak yerlerine dokuz cenaze getirilmiş, bu defa Hz. Hamza
(r.a.) dahil bu grubun cenaze namazı kılınmış. Her defasında gruplar değişmiş,
fakat Hamza (r.a.)'ın canazesi kaldırılmadığı için her grupla birlikte tekrar
tekrar onun namazı kılınmıştır.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- Bu hadise
göre şehidIer üzerinde cenaze namazını kılmak meşrudur. Bu husustaki alimlerin
görüşleri, bundan sonra gelecek hadisin izahıda anlatılacaktır.
2- Bir cenaze
üzerinde bir kaç defa namaz kılınabilir.
3- Birkaç cenaze
üzerinde bir defa namaz kılmak meşrudur.
ŞAFİİ’YE GÖRE
BU HADİS VE ŞEHİD CENAZESİ:
Bu hadis hem zayıf hem
de yanlıştır. İmam Şafii (r.a.) "bunu rivayet eden kişinin kendisi için
haya etmesi [utanması] gerekir" demiştir.
[*] - Buhari ve
Müslim'de yer alan şu rivayete gelince; Nebi (s.a.v.) bir gün Uhud' da şehid
olanlara ölülere kıldığı namaz gibi namaz kıldı.
Buhari'de yer aldığına
göre bu, Uhud savaşından sekiz yıl sonra, hayatta olanların ölülere veda etmesi
gibi bir namazdı. (Buhari, Meğazi, 4042; Müslim, Fedail, 5933)
Bu ifadelerde yer alan
"salat' sözcüğü ile kastedilen şey [cenaze namazı kılmak değil] dua
etmektir. Yani Nebi {s.a.v.} ölülere dua ettiği gibi Uhud şehitlerine de dua
etmiştir. Nitekim salat kelimesi "Onlar için dua et! Çünkü senin dua etmen
onlar için bir sükun [huzur] kaynağıdır" [Tevbe, 103] ayetinde dua etmek anlamında
kullanılmıştır.
[*] - İcma da bunun
böyle olduğunu [yani şehidlerin yıkanmaksızın ve namazları kılınmaksızın
defnedileceğini] göstermektedir. Çünkü bize göre şehidlerin cenaze namazı
kılınmaz. Karşı görüş sahibi olan Ebu Hanife'ye göre ise bir kabrin yanında üç
gün geçtikten sonra cenaze namazı kılınmaz.
Şehidlerin yıkanmaması
ve cenaze namazlarının kılınmamasının hikmeti onlar üzerinde şehidliğin
izlerini bırakmak ve insanların dua etmelerine muhtaç olmadıklarını göstermek
suretiyle onların değerini yüceltmektir.
[Soru]: Nebiler ve resuller, şehitlerden daha
faziletli oldukları halde onların namazı kılınmaktadır. [Nasılolur da daha
düşük seviyede olan şehitlerin cenaze namazı kılınmaz?]
[Cevap] Şehitlik, kişinin kendi çabası ile ulaşabileceği
bir fazilet olduğundan [yukarıdaki hükmün benimsenmesiyle] insanlar şehitliğe
teşvik edilmiş olmaktadır. Nebilik ve resullük ise insanın kendi emeği ile
ulaşabileceği bir şey değildir.