DEVAM: 199- MESCİD-İ
NEBEVİ'YE MİNBER KONULMA BABI
حَدَّثَنَا
أبو بشر، بكر
بْن خلف.
حَدَّثَنَا
ابن أبي عدي،
عَن سليمان
التيمي، عَن
أبي نضرة، عَن
جابر بْن
عَبْد اللّه؛
قَالَ:
-
كان رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يقوم إلى أصل
شجرة ((أو قال
إلى جذع)) ثم
اتخذ منبراً.
قال فحن
الجذع. ((قال
جابر)) حتى
سمعه أهل
المسجد حتى
أتاه رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
فمسحه فسكن.
فقال بعضهم:
لو لم يأته
لحن إلى يوم
القيامة.
فِي الزَوائِد:
إسناده
صَحِيْح وابن
عدي ثقة. وقال:
وقد أخرجه
النسائي عَن
جابر بسند
آخر.
Cabir bin
Abdillah r.a.'den şöyle demiştir: Resulullah.Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir
ağacın gövdesine (ravi demiştir ki: veya hurma kütüğüne) ayakta dayanırdı.
Sonra bir minber edindi.
Ravi demiştir ki:
Bunun üzerine hurma kütüğü feryad etti. (Cabir r.a. demiştir ki:)
Öyle (feryad
etti) ki, Mesciddekiler onun feryadını işittiler. Nihayet Resulullah.Sallallahu
Aleyhi ve Sellem kütüğün yanına vararak
elini sürdü de (öylece) sustu. Oradakilerin bazıları dediki: «Eğer efendimiz
onun yanına varmasaydı kütü kıyamete kadar feryad edecekti.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahihtir. İbn-i Adiyy de sıkadır. Nesai bu
hadisi Cabir (r.a.)'den başka bir senedIe rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA (1414, 1415, 1416, 1417): 1414. hadiste Nebi (s.a.v.)'in mescidi çardak
şeklinde iken yani mescidin üstü hurma yaprakları ile örtülü ve bağlardaki
çardak gibi iken Nebi (s.a.v.)'in bir hurma kütüğüne doğru namaz kılageldiği ve
hutbe okurken ona dayandığı bildiriliyor.
Mescid-i
Nebevi'nin yapılışı ve sonradan yapılan ilaveler hakkında genel bilgi 742 nolu
hadisin izahıda var.
Minber yapımı
için Nebi (s.a.v.)'in arzusunu soran sahabi'nin ismi burada açıklanmamıştır.
Ebu Davud'un İbn-i Ömer (r.a.)'den olan bir rivayetinde bu teklifi yapan
sahabi'nin Temim-i Dari olduğu belirtilmiştir. Oradaki rivayette iki basamaklı
bir minber yapıldığı bildirilmiş ise de üzerinde Nebi (s.a.v.)'in oturduğu
üçüncü basamak hesaba katılmamıştır. Burada üç basamak denilirken son basamak
hesaba katılmıştır. Böylece rivayetler arasında ihtilM yoktur.
Bu hadisin
zahirine göre teklifi yapan ve Temim-i Dari olduğu Ebu Davud'un rivayetinden
anlaşılan sahabi, minberi yapmıştır. Halbuki 1416 nolu hadisin açıklamasında
belirtildiği gibi minberi yaptıran Ensar'dan bir kadındır. Yapan da onun
mevlası olan bir marangozdur. Sindi: Rivayetler arasında ihtilaf yoktur. Çünkü
minber için ilk teklifi yapanın Temim olması ve sonradan kadının yaptırması
mümkündür. Hatta Temim'in konuyu kadına intikal ettirmesi ve böylece müşterek
çalışma neticesinde minberin yapılmış olması umulur, demiştir.
Hurma Kütüğünün
Feryad. Etmesi: Bu olay, bir Cuma günü Mescid-i Nebevi'de ve Cuma
namazına katılan mescid dolusu sahabilerin huzurunda cereyan etmiş bir
mucizedir. Bu konuda rivayet olunan sahih rivayetlerde bu kütüğün Efendimizin
hutbe için minbere çıkmakla ayrılığından dolayı elem ve üzüntü ile feryadlar
çıkardığı belirtilmektedir. Bu olayı bu babta rivayet edilen üç hadiste
belirtildiği gibi Buhari'nin Cabir (r.a.) ve İbn-i Ömer (r.a.)'den; Ahmed bin
Hanbel ile Tirmizi, İbn-i Huzeyme, Taberani, Darimi. Beyhaki ve Nuayın'ın Enes'ten;
Ahmed, Ebu Sa'd, Ebu Nuayın, Taberani ve Beyhaki'nin İbn-i Abbas'dan; Ahmed,
İbn-i Sa'd, Darimi, Ebu Ya'la, Beğavi ve Müellifin Ubeyy bin Ka'b (r.a.)'den
rivayet ettikleri hadisler ve başka hadisler de bu olayı belirtirler.
Beyhaki, Subki,
Kadı iyaz ve İbn-i Hacer: Hurma kütüğünün feryadı olayını belirten hadis,
mütevatirdir, demişlerdir.
İbn-i Ebi
Hatim'in dediğine göre Şafii: ''Allah Nebiimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
verdiğini hiç bir Nebie vermemiştir.'' demiştir. İsa{Aleyhisselam)'a ölüleri
diriltme mucizesinin verildiğini anlatan Ömer bin Sevade: . Muhammed {s.a.v.)
Efendimiz'e hurma kütüğünün feryadı mucizesi verildi. Bu feryadı herkes duydu.
Bu mucize ölüleri diriltmekten daha büyüktür', diye Şafii'ye cevap vermiştir.
Enes (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Ahmed, İbn-i Huzeyme, Taberani,
Darimi, Beyhaki ve Ebu Nuaym da Enes (r.a.)'in hadisini rivayet etmişlerdir.
Sehl (r.a.)'ın hadisini Tirmizi hariç Kütüb-i Sitte sahipleri ve Beyhaki
rivayet etmişlerdir.
Bu hadiste Nebi
(s.a.v.)'in minberinin hangi ağaçtan yapıldığı hususunda bir grup arasında
münakaşa yapıldığı belirtiliyor. İhtilaf eden cemaattaki zatların isimleri
bildirilmemiştir. Bunlar Sehl bin Sa'd (r.a.)'a başvurarak durumu öğrenmek
istemişler, O da: Bunu benden daha iyi bilen kimse kalmadı demekle vereceği
bilginin kesin ve inandırııcı olduğunu belirtmek istemiş ve minberin Cabe'nin
Esl ağacından yapıldığını bildirmiştir.
Cabe; Şam
istikametinden Medine'ye dokuz mıl mesafede ağaçlık bir yerin adıdır. Minber bu
ormancığın Esl ağacından yapılmıştır.
Kamus'un
tercemesi Okyanus'ta şu bilgi vardır: Tarfa', bir ağaç ismidir. Ki, dört sınıfı
olur. Bir sınıfı Esl dedikleridir. Bu ağaç ilgın ağacıdır. Esl, acı ilgın
ağacıdır ki, büyüğü, küçüğü, meyvelisi, meyvesizi vardır.
Minberi
yaptıran kadının Ensar'dan olduğu. Buhari'nin bir rivayetinde belirtilmiş.
Fakat ismi verilmemiştir. Adının Fukeyhe bint Ubeyd bin Deylem olduğu
söylenmiş, bazıları: Adı Aişe'dir demişlerdir. Kadın'ın hizmetçisi olup minberi
yapan marangozun adına gelince; adının Kubeysa el-Mahzumi olduğu söylendiği
gibi, Bakum'dur diyenler ve Meymun'dur, diyenler de vardır. Hafız, son kavli
seçmiştir.
Buhari'nin
Cabir (r.a.)'den olan bir rivayetine göre kadın minber yaptırmak için Nebi
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in müsaadesini istemiştir. Ebu Davud'un Nebi'den
olan rivayetinde Nebi (s.a.v.) minber yaptırma işi için kadına haber
göndermiştir. Muhtemelen önce kadın, Nebi (s.a.v.)'e teklifte bulunmuş,
bilahare Nebi (s.a.v.) ona müsbet cevap vermiştir. Kadın'ın hizmetçisi olan
marangoz, minberi yapıp getirmiş ve yerine yerleştirmiştir.
EI-Menhel
yazarının dediğine göre minberin yüksekliği ve kıble yönünden kuzey yönüne olan
uzunluğu ikişer arşın, genişliği de bir arşın idi. İlk iki basamağın yüksekliği
yarımşar arşın ve üstünde Nebi (s.a.v.)'in oturduğu son ve üçüncü basamağın
yüksekliği bir arşın idi. Son basamağın üst yüzü bir arşın kadar idi. Minberin
etrafı beş sırıkla çevrili idi. Bunların birer tanesi minberin sağ ve sol
yanlarına çakılı idi. Üç tanesi de minberin kıble tarafına çakılı idi. Nebi
(s.a.v.) minber üstünde o üç sırığa dayanırdı. Minberin ilk basamağının iki
tarafına ayrıca dikey olarak iki sırık çakılı idi. Minberin yanlarına çakılan
sırıklar, dikey sırıklarla bağlantılı idi. Minberin etrafında yedi penceremsi
açık yer vardı. Medine valisi Mervan zamanına kadar minber bu vaziyette idi.
Muaviye (r.a.) halife iken Nebi (s.a.v.)'in minberının Şam'a gönderilmesi için
Mervan'a talimat yazmış, Mervan da minberi yerinden sökmüş ve Muaviye (r.a.)'e
göndermek istemiş. Fakat aynı gün güneş tutulmuş. Medine karanlığa boğulmuş,
yıldızlar görülmüş ve şiddetli fırtına kopmuş, bunun üzerine Mervan, Medine
halkına şöyle bir hitabede bulunmuş:
'Ey Medine
halkı! Siz halife'nin Nebi (s.a.v.)'in minberini Şam'a göndermem için emir
verdiğini sanıyorsunuz. Halife bunun sakıncalı olduğunu bizden daha iyi bilir.
Halife minberi büyütüp yükseltmemi emretmiştir.
Mervan bunun
üzerine bir marangoz çağırtarak minbere altı basamak ilave etmiştir. Minber, bu
şekli ile devam etmiş, nihayet hicretin 654. yılı Mescidin yanması dolayısıyla
minber de yanmıştır.'
Hadise göre
minbel' yerine konduktan sonra Nebi (s.a.v.) minbere çıkarak orada cemaata
namaz kıldırmış, kıyam ve rüku'u minberin üstünde yapmış, minber secde etmeye
müsait olmadığı için, Nebi (s.a.v.) yüzünü kıbleden döndürmeden gerisin geriye
giderek yere inmiş ve secdeyi yerde yapmıştır. Nebi (s.a.v.)'in o gün minber
üstünde namaz kıldırmasının hikmeti, tatbikatlı olarak namazın kılınışını
cemaata öğretmek olabilir
Cabir (r.a.)'in
hadisini Buhari ve Nesai de rivayet etmiştir. Bu hadis de Nebi (s.a.v.)'in ilk
zamanlarda hurma kütüğüne doğru namaz kıldığı ve hutbede ona dayandığı, sonra
minbel' yapılınca mesciddeki cemaatın duyabileceği bir sesle kütüğün feryad
ettiği, Nebi (s.a.v.)'in onun yanına giderek elini sürdüğü, böylece kütüğün
iniltisinin kesildiği belirtiliyor. Ve bazı sahabilerin: "Eğer Nebi (s.a.v.)
ona varmasaydı kıyamete kadar kütük feryad edecekti." dedikleri
belirtiliyor .