DEVAM: 4- HASTA ÖLÜM
DÖŞEĞİNE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN ONUN YANINDA NE KONUŞULACAĞI HAKKINDA GELEN HADİSLER
BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
علي بْن الحسن
بْن شقيق، عَن
ابن المبارك،
عَن سليمان
التيمي، عَن
أبي عثمان
((وليس بالنهدي))،
عَن أبيه، عَن
معقل بْن
يسار؛ قَالَ: - قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((اقرءوها عند
موتاكم)) يعني
ياسين.
Ma'kil bin Yesar
(r.a.)'den rivayet edildiğine güre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu demiştir:
«O
sureyi (yani 'Yasin' suresini) mevtanızın yanında okuyunuz.»
Diğer tahric:
Ebu Davud, Beyhaki, İbn-i Hibban ve Hakim de bunu rivayet etmişlerdir .. Ahmed
ve Nesai de bunu daha uzun bir metin halinde rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Mevta: Meyyit'in çoğuludur. Burada ölüm döşeğine
düşen ağır hastalar kastedilmiştir. Çünkü Deyiemi ve başkalarının
Ebu'd-Derda'dan merfu' olarak rivayet ettikleri bir hadiste mealen:
«Ölüm döşeğinde
olan hiç bir hasta yoktur ki üzerinde Yasin okunsun da Allah onun sekeratını
hafifletmesin» buyuruluyor.
El-Menhel
yazarı, sekerate giren hasta'nın yanında Yasin suresinin okunmasındaki hikmet
ile ilgili olarak şöyle der: Hasta, o esnada kuvvetten düşer, gönlü Allah'a
yönelir. Yasin suresi onun yanında okununca kalbi kuvvetlenir. Din'e inancı
şiddetlenir. Ve o surede anlatılan kıyamet hallerini duymaktan hoşlanır. Tıybi
bu konuda şöyle der: 'Yasin suresinde iman esasları, din temelleri, imana
davet, geçmiş ümmetlerin halleri, kaderin isbatı, kulların fiillerinin Allah'a
dayandığı, Allah'ın varlığı ve birliğinin isbatı, kıyametin alametleri,
öldükten sonra dirilme, ahiretteki hesap, ceza gibi gerçekler beyan
edilmektedir. Bu nedenle hastanın başında okunması meşru kılınmıştır.'
Müteahhirinin
bazı alimleri, hadişin zahirini tutarak: Yasin suresi cenaze üzerinde definden
önce okumır, demişlerdir. Bazıları da: Definden önce de sonra da okunur diyerek
İbn-i Adiyy'in Ebu Bekir (r.a.)'den rivayet ettiği şu mealdeki hadisi delil
göstermişlerdir: «Kim babasınm ve annesinin veya bunlardan birisinin kabrini
Cuma günü ziyaret ederek orada Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini
mağfiret eder.»
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
Hadis, Yasin
suresinin okunmasının faziletine, ölüm döşeğine düşen hastanın başında
okunmasının, matlub olduguna; ikinci yoruma göre definden. önce ve sonra ölünün
yanında okunmasının matlub olduğuna ve gerek hasta gerek ölünün okunan Yasin
suresinden yararlandıklarına delalet eder.
Ölünün dua ve
sadakadan da faydalandığı hususunda Alimlerin ittifakı vardır. Cumhura göre
kişinin yaptığı nafile ibadetin sevabını bir ölüye veya diriye vermesi caizdir.
Yapılan ibadet; namaz, oruç, hac, sadaka, Kur'an okumak ve başka ibadetler.
olabilir. İbadeti yapan kişinin sevabından hiç bir şey noksan olmaksizin ölü
bundan yararlanır. İmam Ebu Hanife ve Ahmed de bununla hükmeden
alimlerdendirler.
Cumhur'un
delillerinden birisi, Taberani ve Beyhaki'nin İbn-i Ömer (r.a.)'den ınerfu'
olarak rivayet ettikleri şu mealdeki hadistir: "Sizden birisi, nafile bir
sadaka vereceği zaman, sevabını baba ve annesine bağışlasın. Çünkü bu takdirde
onlara sevap verilir. Kendisinin sevabından bir şey eksilmez."
Diger bir
delil; Ahmed, Müsliın, Nesai ve İbn-i Mace'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet
ettikleri şu mealdeki hadistir: "Bir adam Peygamber (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e: Babam öldü. Vasiyet de etmedi Onun yerine benim sadaka vermem ona
yarar sağlar mı? diye sordu. Efendimiz (s.a.v.): "Evet'' buyurdu."
Allah: --- İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını
indir. Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip
yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et." --- (İsra 24) ayetinde baba ve anneye dua etmeyi
emretmiş ve: (Şura: 5) ayetinde Melekler'in mu'minler için istiğfar ettiklerini
haber vermiştir.
Keza; --- Arşı
taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na
inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz!
Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları
bağışla, onları cehennem azabından koru." ---(Mu'min: 7) ayeti Hamele-i
Arş Meleklerinin mu'minlere istiğfar ettiklerini bildirir.
Bir kısmı
yukarıya alınan deliller, başkasının amelinden yarar sağlanabildiğini
kesinlikle bildirirler. «Ve şüphesiz insan ancak çalıştığına erişir.» (Necm:
39) ayeti, yukarıdaki delillere aykırı değildir. Çünkü mu'min, hayırlı bir amel
işleyip sevabını bir mu'min kardeşine bağışladığı zaman, sevap bağışlanana
ulaşır. Artık kendisi işlemiş gibi olur. Diğer taraftan bu ayet, bir kısmı
yukarıda zikredilen deliller muvacehesinde hususileşmiştir. İkrime'den rivayet
edildiğine göre bu ayet Musa (a.s.) ve İbrahim (a.s.)'ın kavimlerine mahsustur.
Ümmet-i Muhammed'e ise birbirinin amelinden yararlanır. Çünkü mezkur deliller
bunu gerektirir. Ayrıca Buhari ve Müslim'in İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet
ettikleri bir hadiste: mealen şöyle buyuruluyor;
"Bir adam
Peygamber (s.a.v.)'e: Kız kardeşim Hacc yapmayı adadı. Ve adağını yerine
getiremeden öldü, dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellen): «Eğer kardeşinin
boynunda bir borç olsaydı sen onun yerine borcunu ödiyecek miydin?» diye
sordu..
Adam: Evet,
diye cevap verdi. Efendimiz: «O halde kardeşinin Allah Teala'ya ait borcunu
öde. 0, ödenmeye daha layıktır.» buyurdu:'
Müslim, Ebu
Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn-i Mace'nin rivayet ettikleri şu mealdeki hadis de
ayrı bir delildir; «İnsan öldüğü zaman ameli kesilir. Ancak üç şeyden kesiImez:
Sadaka-i Cariye, yararlı ilim ve ona dua eden salih bir evlat.»
Bazıları:
Mezkur delillere ters düştüğü sanılan mezkur ayetteki insan kelimesi ile kafir
kişi kastedilmiştir, demişlerdir. Buna göre ayetin yorumu şudur: Kafir kişi
için amelinden başka hiçbir hayır yoktur. 0, işlediği hayra karşılık dünyada
bol rızık ve sağlık gibi nimetlere kavuşturulur. Ahirette onun için hiç bir
hayır yoktur.
OKUNAN KUR'AN'DAN
ÖLÜ YARARLANIR MI?
EI-Menhel
yazarı, yukarıdaki bilgileri verdikten sonra bu hususta şöyle der:
"Okunan
Kur'an'ın sevabının ölüye ulaşması hakkında alimler arasında ihtilaf olmuştur.
Şöyle ki:
1- Eğer ücretsiz olarak okunursa İmam Ebu Hanife,
arkadaşları ve Ahmed'e göre ölü yararlanır. Zeylai, el-Kenz'in şerhinde
'başkasının yerine hac yapmak' babında:
Ehl-i Sünnet
mezhebine göre namaz, oruç, hac, sadaka, Kur'an okumak, zikirler gibi her türlü
nafile hayırların sevabının başkasına bağışlanması caizdir. Bu sevap ölüye
ulaşır ve ölü ondan yararlanır, demiştir.
Mu'tezile'ye
göre kişi, amelinin sevabını başkasına bağışlayamaz. Bağışlasa bile ilgiliye
ulaşmaz. Ve menfaat sağlamaz. Delilleri de: ''Doğrusu insan'a çalıştığından
başkası yoktur.'' (Necm 39) ayetidir. Bu ayetin delil olmadığı yukarda
belirtildi.
Malik ve
Şafii'den meşhur rivayete göre Kur'an okumanın sevabı ölüye ulaşmaz. Fakat
'Malik ve Şafii'nin bazı arkadaşlarının seçtikleri kavle göre kıraatın sevabı.
ölüye ulaşır. Ancak okuyucunun kıraatını bir dua ile ölüye bağışlaması gerekir.
Nevevi de el-E:zkar'da: Alimler dua'nın ölülere yararlı olduğuna ve sevabının
onlara ulaştığına icma' etmişlerdir. Bunların delilleri, bu hükmü ifade eden
meşhur ayetler ve meşhur hadislerdir. Bunlardan birisi: «Ve onlardan sonra
gelenler: Ey Rabbimiz! Bize ve bizden önce iman eden kardeşlerimize mağfiret
eyle, derler." (Haşr 10) ayatidir. Nebi (s.a.v.)'in; «Allah'ım!
Bakiu'I-Garkad (mezarlığı) halkına mağfiret ete» hadisi ile; «Allah'ım! Bizim
dirimize ve ölümüze ınağfiret eyle.» hadisi de bu konudaki delillerdendirler.
Alimler, Kur'an okuma sevabının başkasına ulaşması hususunda ihtilaf
etmişlerdir. Şafii'nin meşhur kavli ile bir cemaatın kavline göre ulaşmaz.
Ahmed b. HanbeI, alimlerden bir cemaat ve Şafii'nin arkadaşlarından bir cemaat:
Ulaşır. demişlerdir. En iyisi okuyucu kıraatını bitirince: Allah'ım! Okuduğum
Kur'an'ın sevabını falan kişiye ulaştır, şeklinde dua etmesidir.
2- Ücret karşılığında okumaya gelince Hanefi ve
Hanbeli alimlerine göre bunda sevab yoktur. Ücret alan da veren de günah
işlemiş olur.
Şafii ve Maliki
alimlerine göre Kur'an okumak karşılığında ücret almak caizdir. Bunların
delili, Buhari'nin İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet ettigi Nebi (s.a.v.)'in şu
hadisidir: «Karşılığında ücret aldığınız şeylerin ücret almaya en liyakatlı
olanı, Allah'ın kitabıdır.»