6- HİLALİ GÖRMEYE
ŞAHİTLİK ETMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
عمرو بْن
عَبْد اللّه
الأودي، ومحمد
بْن إسماعيل.
قالا:
حَدَّثَنَا
أبو أسامة.
حَدَّثَنَا
زائدة بْن
قدامة.
حَدَّثَنَا سماك
بْن حرب، عَن
عكرمة، عَن
ابن عباس؛
قَالَ:
-
جاء أعرابي
إلى النَّبِي
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
فقال: أبصرت
الهلال الليلة.
فقال ((أتشهد
أن لا إله إلا
اللَّه، وأن
محمدا رسول
الله؟)) قال:
نعم. قال: ((قم يا
بلال! فأذن في
الناس أن
يصوموا غداً)).
قال أبو علي:
هكذا رواية
الوليد بْن
أبي ثور،
والحسن بْن
علي. ورواه
حماد بْن
سلمة، فلم
يذكر ابن عباس.
وقال: فنادى
أن يقوموا وأن
يصوموا.
(Abdullah) İbn-i
Abbas (r.a.)'dan; şöyle demiştir: Bir A'rahi, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e gelerek: Ben bu gece Ramazan hilalini gördüm, dedi. Efendimiz Ona:
«Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna
şehadet ediyor musun?» buyurdu. Adam: Evet, dedi. Efendimiz: «Kalk ya Bilal!
Yarın oruç tutmaları için halka ilan yap.» buyurdu.
Ravi Ebu Ali demiştir
ki: EI- Velid bin Ebi Sevr'in ve el-Hasan bin Ali'nin rivayetleri (de)
böyledir. (Yani İbn-i Abbas (r.a.)'a ulaşır.) Hammad bin Selerne de bunu
rivayet etmiş (fakat) İbn-i Abbas (r.a.)'ı zikretmemiş ve : Bilal (r.anh)
halkın o gece teravih gibi Ramazan gecelerine mahsus ibadete kalkmaları ve oruç
tutmaları için çağrıda bulundu. ilavesini zikretmiştir:'
Diğer tahric:
Ebu Davud, Nesai, Tirmizi, Darekutni, Hakim, Beyhaki ve Darimi de bunu rivayet
etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadis, Ramazan hilalini görmek mes'elesinde
kafirin şahitliğinin muteber olmadığına ve bu mes'elenin sübutu için şahidin
müslüman olduğunun bilinmesiyle yetinilebileceğine delalet eder. Peygamber
(s.a.v.) A'rabinin adil veya fasıklık durumunu araştırmayıp sadece müslüman
olup olmadığını araştırmakla yetindiğine göre Ramazan hilalinin şahitliği için
adil olmak şartı aranmaz, denilemez. Çünkü o A'rabi eğer o anda kelime-i
şehadeti getirmekle yeni müslüman olmuş ise bir kafirin müslümanlığı kabul
etmesiyle geçmişteki tüm günahları affedilir. O halde adil sayılır, fasık
değildir. Şayet A'rabi bu olaydan önce müslüman olmuş ise bütün sahabiler
adildir. Şahidin adil olma şartını koşan alimler, böyle demişlerdir.
Ramazan
hilalinin şahitliği için adil olmak şart değildir, diyen alimlerin görüşlerini
yansıtan Sindi: Peygamber (s.a.v.)'in A'rabiye Kelime-i Şehadetin mefhumuna
inanıp inanmadığını sorması, müslüman olup olmadığını tahkik etmek içindir.
Hadisten anlaşıldığına göre hava bulutlu olduğu zaman hilali gördüğüne şahittik
eden kişinin müslüman olduğu tahakkuk ettiği zaman, adil olsun olmasın, hür
olsun, köle olsun Ramazan hilalini gördüğüne dair şahitliği makbuldür. Şöyle de
söylenebilir:
Saadet
devrindeki bütün müslümanlar adil idiler. Bu sebeple adil olmıyanın
şahitliğinin kabül edilmesi gerekmez, demiştir.
Müellifin
zikrettiği sened, İbn-i Abbas (r.anh)'a ulaşır. Bu senedIe rivayet edilen
hadiste halkın oruç tutmaya başlamaları için Bilal (r.anh)'ın ilan yapması
emredilmiştir. Fakat o gece teravİh namazını kılmaları veya başka, ibadetle
ihya etmeleri için bir ilan yapması emri bulunmamaktadır. Müellif, el-Velid bin
Ebi Sevr'in ve el-Hasan bin Ali'nin yer aldıkları başka SenedIeri rivayet eden
Ebu Ali'nin beyanına göre o senedlerle rivayet edilen hadis metni böyledir. Ebu
Davud kendi süneninde el-Velid bin Ebi Sevr'in rivayeti Muhammed bin Bekkar'dan
rivayet etmiş, o rivayet yine Zaide bin Kudame'de Müellifin senediyle birleşir.
el-Hasan bin Ali'nin senedini ise bizzat kendisi rivayet etmiş. Bu da Hüseyin
el-Ca'fi'nin aracılığıyla Zaide'den rivayet etmiş ve böylece müellifin
senediyle birleşmiştir.
Müellifin Ebu
Ali'den naklen Hammad bin Seleme'den rivayet ettiği hadisi Ebu Davud, Musa bin
İsmail aracılığıyla Hammad'dan, Hammad da Simak'tan, O da İkrime'den mürsel
olarak rivayet etmiştir. Hammad'ın rivayetinde bulunan hadis metninde Bilal
(r.anh)'ın çağrısında halkın o geceyi ihya etmeleri emri de vardır.
Hadis, Ramazan
hilalinin görülmesi için adil bir şahidin şahitliğinin kafi olduğuna delalet
eder.