SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 1671 >>

14- RAMAZAN (AYINlDAN BİR GÜN ORUÇ BOZANIN KEFARETİ HAKKINDA GELEN (HADİSLERl BABl

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْنُ أَبِي شَيْبَة. حَدَّثَنَا سُفْيَان بْن عيينة، عَن الزهري، عَن حميد بْن عَبْدُ الرحمن، عَن أبي هُرَيْرَة؛ قَالَ: - أتى النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ رجل فقال: هلكت. قال: ((وما أهلكك؟)) قَالَ: وقعت على امرأتي في رمضان. فقال النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ: ((أعتق رقبة)) قَالَ: لا أجد. قال: ((صم شهرين متتابعين)) قَالَ: لا أطيق. قال: ((أطعم ستين مسكينا)) قَالَ: لا أجد. قال: ((اجلس)) فجلس. فينما هو كذلك إذ أتى بمكتل يدعى العرق. فقال ((اذهب فتصدق به)) قَالَ: يا رسول اللَّه! والذي بعثك بالحق، ما بين لابتيها أهل بيت أحوج إليه منا. قال: ((فانطلق فأطعمه عيالك)).

 

Ebu Hureyre (r.a.j'den: Şöyle demiştir: Bir adam. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek; Helak oldum, dedi. Efendimiz: «Seni helak eden nedir?» diye sordu. Adam: Ramazanda (gündüz) eşimle cinsi münasebette bulundum, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir köle azad et» buyurdu. Adam: Bulamam, dedi. Efendimiz;   «Üst üste iki ay oruç tut» buyurdu. Adam: Gücüm yetmez, dedi. Efendimiz: «Altmış yoksula yemek yedir.» buyurdu. Adam: Bulamam, dedi. Efendimiz: «Otur»  buyurdu. Adam da oturdu. Adam oturup beklerken arak denilen bir sepet hurma getirildi. Efendimiz ona: «Git bu hurmayı sadaka olarak dağıt» buyurdu. Adam: Ya Resulallah! Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki Medine'nin kara taşlı iki dağı arasında ailemizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur, dedi. Efendimiz (Ona): «Peki git bunu aile fertlerine yedir» buyurdu.

 

حَدَّثَنَا حرملة بْن يحيى. حَدَّثَنَا عَبْد اللّه بْن وهب. حَدَّثَنَا عَبْدُ الجبار بْن عمر. حَدَّثَني يحيى بْن سعيد، عَن ابن المسيب، عَن أبي هُرَيْرَة، عَن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ بذلك. فقال: ((وصم يوما مكانه)).

 

Müellif bu hadisi Ebu Hureyre (r.a.)'den merfu' olarak ikinci bir senedle de rivayet etmiştir. Bunda şu ilave vardır: Ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adama: «Ve o gün yerine bir gün oruç tut.» buyurdu.

 

((وصم يوماً مكانه)) في الزوائد: هذه الزيادة قد انفرد بها ابن ماجة. وفي إسنادها عَبْدُ الجبار بْن عمر، وهو ضعيف، ضعفه ابن معين وأبو داود والترمذي. وقال البخاري: عنده مناكير. وقال النسائي: ليس بثقة. وقال الدارقطني: متروك. وقال ابن يونس: منكر الحديث. وقال ابن سعد: وكان ثقة. وقد جاء من حديث أبي هُرَيْرَة مرفوعا ((من أفطر يوما من رمضان من غير رخصة لم يجزه صيام الدهر)) وهذا الحديث تخالفه الزيادة.

 

Not: وصم يوماً مكانه ilavesi hakkında Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu ilaveyi Kütüb-i Sitte sahiplerinden yalnız İbn-i Mace rivayet etmiştir. Bu ilavenin bulunduğu seneddeki Abdül-Cebbar bin Ömer zayıftır. İbn-i Main, Ebu Davüd ve Tirmizi Onu zayıf saymışlardır. Buhari de: Onun yanında münker hadisler bulunur, demiştir. Nesai de: O, sika değildir, demiştir. Darekutni de Onun terkediIdiğini söylemiş ve İbn-i Yunus: Onun• hadisinri münkerdir. demiştir. İbn-i Sa'd da: O sikaydı, demiştir. Ebu Hureyre (r.a.)'den merfu' olarak rivayet edilen (1672 nolu) hadiste: «Ruhsatsız olarak Ramazan'dan bir gün oruç bozan bir kimseye yıl boyunca tuttuğu oruç kafi değildir.» buyurulmuştur. Yukarıdaki ilave bu hadise aykırıdır.

 

 

Diğer tahric: Kütüb-i Sitte sahipIeri, Ahmed, Malik ve Beyhaki de bu hadisi rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Müellifin ikinci senedindeki; وصم يوماً مكانه ilavesinin yalnız müellif tarafından rivayet edildiği Zevaid'de bildirilmiş ve notta da bu durum belirtilmiş ise de Ebu Davud'un Ca'fer bin Müsafir'den bir senedIe Ebu Hureyre (r.a.)'den merfu' olarak yaptıgı bir rivayette Nebi (s.a.v.) adama: «Bu hurmayı sen ve ev halkın yiyiniz. Sen bir gün oruç tut ve AIlah'tan mağfiret dile» buyurmuştur Malik'in de Muvatta'da Said bin el-Müseyyeb'den mürsel olarak yaptıgı bir rivayete göre Nebi (s.a.v.) adama: «Bu hurmayı ye ve işlediğin fiil yerine bir gün oruç tut.» buyurmuştur.

 

Bu ilave ile ilgili alimlerin görüşlerini sırası geldiğinde anlatacağız. Başından itibaren hadis metnini açıklayalım: EI-Menhel yazan şöyle der: "Nebi (s.a.v.)'e müracaat eden adamın isminin Selman veya Seleme bin Sahr el-Beyazi olduğu söylenmişse de el-Hafız, el-Fetih'te bu sözÜ reddetmiş ve: Ben bunun isminin ne olduğuna rastlayamadım, demiştir.

 

Adam: "Ben helak oldum." sözÜ ile: Ben helak olmayı gerektiren bir günaha girdim, demek istemiştir.  Adamın Ramazan da ailesine gündüz yaklaştığı, Buhari'nin rivayetinde açıklanmıştır.

Hadisin zahirine göre oruç bozma kefareti olarak azad edilecek kölenin müslüman veya kafir olması, erginlik çağına ermiş veya ermemiş olması, erkek veya kadın olması caizdir. Çünkü "Rakabe" kelimesi bunların hepsini kapsar. Hanefi alimleri, hadisin zahiriyle hükmetmişlerdir. Fakat cumhur, azad edilecek kölenin müslüman olmasını şart koşmuş ve katil kefaretine ait (Nisa 92) ayetteki rakabe, mü'min kaydıyla kayıtlı olduğu için buradaki rakabeyi Ona hamletmişlerdir. Hadis, oruç bozma kefareti olarak tutulacak iki aylık orucun aralıksız tutulmasının şart olduğuna delalet ediyor. İbn-i Ebi Leyia hariç alimlerin cumhüru bu hususta ittifak halindedir. Cumhüra göre bu iki ay içinde Ramazan ayı ve oruç tutmanın yasak olduğu Ramazan bayramının ilk ve Kurban bayramının dört günü gibi günlerin bulunmaması şarttır.

Hadisin zahirine göre oruç bozma kefareti olarak doyurulacak yoksullar sayısının atmıştan aşağı olmaması gerekir. Cumhürun görüşü bu merkezdedir Hanefi alimlerine göre, adam bir yoksulu altmış gün doyurursa kefaret yerine geçer. Çünkü maksad yoksulun ihtiyacını gidermektir. Bir gün doyurulan yoksul. başka bir gün diğer bir yoksul hükmündedir

Altmış günlük nafakayı bir günde bir yoksula vermek, bir günlük kefaret yerine geçer.

Her yoksula verilecek kefaret tutarı hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Şöyle ki :

 

1- Hanefi alimlerine göre her yoksula verilecek kefaret bir fıtre miktarıdır ki; yarım" Sa' " bugday veya bir" Sa' .kuru hurma yahut bu kadar arpa veya kuru üzümdür. Bir Sa' bugünkü ağırlık ölçüsüne göre üç kilo üçyüz otuzüç gramdır. Bu meblağlardan birisinin tutarını para olarak vermek caizdir.

 

2- Maliki ve Şafii alimlerine göre yoksula verilecek günlük kefaret bir "müd"dür. Şafii mezhebine göre bir müd 560 grama tekabül eder. O şehir halkının zahiresinin çoğunluğu, hububatın hangi türünden ise, ondan kefaret ödenir.

 

3- Ahmed'e göre günlük kefaret, ya buğdaydan bir müd veya kuru hurma yada arpadan yarım sa'dır."

 

El-Menhel yazarı, yukarıdaki görüşlerin mesnedlerini izah etmiş ise de bunu aktarmaktan vazgeçtim. EI-Menhel yazarı sözlerine devamla: "Nebi (s.a.v.)'e müracaat eden adam anılan kefaretlerin hiç birini ifa edemeyeceğini arz edince Nebi (s.a.v.) Ona: "Otur.'' buyurmuştur. Bu emirdeki hikmet şu olabilir: Onun durumu hakkında vahyin gelmesi beklenirdi. Veya adamın işine yarıyacak bir şeyin geleceği Nebi (s.a.v.) tarafından biliniyordu.

 

Miktel: Sepet demektir, Arak: Hurma yaprağından yapılmış ve onbeş ila yirmi Sa' hurma alabilen büyüklükteki sepete denilir.

 

Bir sepet hurma getiren adamın ismi rivayetlerde belirtilmemiştir. Bazı rivayetlerde Ensar'dan birisi olduğu belirtilmiştir.

 

Ulbet: Medine'ye yakın Uhud ile Ali' dağlarına denilir. Bu iki dağ arasındaki araziye Medine haremi denilir. Uibeteyn kelimesi, "Labet"in tesniyesidir. İki Labet demektir. Labet kelimesinin asıl manası kara taşlı arazidir.

 

Oruç bozma kefareti olarak altmış yoksula verilecek meblağ, Nebi (s.a.v.) tarafından bu adama verilerek çoluk - çocuğuyla birlikte yemesine müsaade edilmesi mes'elesine gelince; Alimler bu hususta çeşitli yorumlar yapmışlardır. Bazıları demişler ki : Bu hüküm o adama mahsus bir ruhsattır. Başkasının böyle yapması caiz değildir. Kefareti kendi çoluk - çocuğuna değil, behemehal yoksullara dagıtmak gerekir. Nebi (s.a.v.) bu adama özel bir ruhsat vermiştir.

 

Bazıları: Bu hüküm mensuhtur, demiştir.

 

Bazıları da: Adam fakir olduğu için kefareti ödiyebilecek bir duruma gelinceye kadar kefaret Onun boynunda kalmıştır. Verilen hurmanın bir miktarını bir günlük çoluk - çocuğunun nafakasına harcayınca kalan kısım, altmış yoksulu doyurmayacak durumdaydı.

Bu yorumların dayanacağı kuvvetli bir delil yoktur. Son yorum, en uygun olanıdır.

Hadis, Ramazan'da gündüz oruçluyken bile bile eşiyle cinsi temasta bulunana kefaretin vacib olduğuna delalet eder. Şa'bi, Said bin Cübeyr, Nehai ve Katade hariç, tüm alimlerin kavli budur. Hattabi: Galiba bu hadis anılan zatlara ulaşmadığı için güne gün kaza etmesi gerekir şeklinde fetva vermişlerdir, demiştir. Unutarak ailesiyle temas edenin orucu bozulmaz. Ve kefaret de gerekmez. Cumhürun kavli budur.

 

Ahmed'e göre oruç bozulur ve kefaret gerekir. Ata'. Evzai, Rabia ve Sevri'ye göre kaza gerekir, kefaret gerekmez. Ramazan da bu fiili işleyip kefaretini ödedikten sonra tekrar işlerse ikinci kez kefaret ödemesi gerekir. Bu husüsta alimlerin icma'ı vardır. Şayet henüz kefaret ödememişse Ebu Hanife'ye göre bir kefaret yeter. Diğer üç mezhebe göre iki kefaret gerekir.

Ebu Hanife, Şafii ve Ahmed'in meşhur kavIine göre kefarette sıralamak vacibtir. Yani köle azad edebilirken onu yapmak zorundadır. Bu mümkün olmadığı takdirde iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmezse altmış yoksulu doyurur .

 

Malik'e göre, sıralamak mecburi değildir. Kişi, bu üç neviden dilediğini ifa eder.

 

KEFARETİ YALNIZ ERKEK Mİ ÖDEYECEK, YOKSA KARlSI DA ÖDEYECEK Mİ?

 

Bu hususta alimlerin görüşleri farklıdır. Şöyle ki :

 

1- Hanefi ve Hanbeli alimlerine göre erkek ödEyecek. Eşine gelince; Eğer cinsi temasa zorlanmış ise ona kefaret gerekmez. Aksi takdirde HanefiLer'e göre Ona da gerekir. Hanbeliler'e göre iki görüş vardır.

 

2- Şafiiler'e göre kefaret yalnız erkeğe gerekir. Evzai ve Hasan'ın görüşü de budur.

3- Malikiler'e göre kadın zorlanmışsa Onun kefareti de kocasına yüklenir. Zorlanmamışsa Ona da kefaret gerekir.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ :

 

1- Açıklaması hoş olmayan fiilleri kinaye yoluyla anlatmak caizdir.

2- Ramazan ayında oruçlu iken cinsi münasebetle oruç bozulduğu takdirde kefaret gerekir.

 

Ebu Hanife. Malik. Zühri. Evzai. Sevri ve İshak bu hadisi delil göstererek: Cinsi münasebetten başka şeylerle. mesela yemek yemekle. su içmekle bile bile oruç bozana kefaret gerekir. demişlerdir. Ebu Hanife alınan oruç bozucu maddenin. gıdalanmayı veya tedavi etmeyi sağlayıcı olmasını şart koşmuştur. Hamur, kum gibi örf ve adette ne gıda maddesi ne de tedavi maksadıyla alınmayan bir şey almakla kefaret gerekmez.

 

Şafii. Ahmed. Said bin Cübeyr, İbn-i Sirin. Nehai ve Davud-i Zahiri'ye göre kefaret. yalnız cinsi münasebette bulunma'da oruç bozanlara mahsustur. Başka tür bozmakla kefaret gerekmez. (kaza gerekir)

 

3- Günah işlemekten dolayı pişmanlık duyulmalı ve cezasından korkulmalıdır.

4- Kefaret türleri sıraya tabidir. (Maliki hariç)

5- Kefaret ödemek durumunda kalan fakirlere yardım edilmeli ve müslümanı içine düştüğü sıkıntıdan kurtarmaya çalışılmalıdır.

6- Kefaret ödemek, gücün yetmesine bağlıdır.

7- Hibe ve sadakayı dil ile kabullenmek şart değil, teslim almak kafidir.

8- Fakir oldugunu söyleyenin bu sözü kabul edilir. Şahit ile isbatlanması teklif edilmez,.

9- Dinini öğrenmek isteyene karşı yumuşak ve şefkatle davranılmalıdır.

10- Had cezasını gerektirmeyen suçları işleyip durumunu alim'e arzeden kişi azarlanmamalı ve ta'zib edilmemelidir.

 

Hadisin sonundaki «Ve o gün yerine bir gün oruç tut.» ilavesinin hükmüne gelince: Bu ilave,orucunu bozan kişinin kefaretten ayrı olarak o gününün orucunu kaza etmesinin gerekliliğine delalet eder. Dört mezhebin imamları ve alimlerin ekserisi bununla hükmetmiştir.