DEVAM: 21- FİTR
SADAKASI BABI
Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'den\ Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda
olduğu zaman biz fıtır zekatını yiyecek maddesinden bir sa' olarak çıkarırdık.
(Çıkarılan yiyecek maddesi şunlardı:) Kuru hurmadan bir sa', arpadan bir sa',
keşkten bir sa', kuru üzümden bir sa'.
Muaviye (r.a.) yanımıza Medine-i Münevvere*ye
gelinceye kadar biz devamlı böyle yapardık. Muaviye'nin halka söylediği şeyler
arasında şu sözü de vardı: Ben Şam'ın buğdayından iki müddü (yani yarım
saı) ancak bu yiyeceğin bir sa'ına eşit
olarak sanırım. Artık halk onun bu sözünü tuttu.
Ebu Said demiştir
ki: Ben yaşayacağım sürece fıtır sadakamı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in hayatta iken çıkardığım gibi (bir sa' olarak) çıkarmaya devam
edeceğim.
Diğer tahric:
Buhari (1505, 1506, 1507, 1510), Müslim 985 (17, 18, 19, 20, 21), Ebu Davud
(1616, 1617, 1618), Tirmizi (673), Nesai s-kübra (2303) Ahmed, Müsned (11182)
ve İbn Hibban (3305,3306, 3307) rivayet etmişlerdir. Ayrıca Darekutni, Tahavi
ve ibn-i Huzeyme rivayet etrpişlerdir
AÇIKLAMA: Ebu Said (r.a.)'ın: "Resulullah (s.a.v.)
aramızda iken" sözü, onların fıtır sadakası olarak çıkardıkları yiyecek
maddesinin türünden ve miktardan efendimizin haberdar olduğuna ve buna karşı
çıkmadığına işarettir. Bu itibarla hadis merfu' hükmündedir
Hadiste geçen:
"Taam" kelimesinin asıl manası en-Nihaye'de belirtildiği gibi, zahire
türünden olan buğday, arpa, kuru hurma \-e diğer gıda maddelerinin tümünü
kapsar. Böyle yorumlanınca zahirenin her çeşidinden fıtır sadakasını çıkarmanın
caizliği hükmü çıkarılır. Kuru hurma, arpa, keşk ve kuru üzüm o dönemde yaygın
zahire maddelerini teşkil ettiği için bunlar ismen anılmıştır.
Bazı alimler
hadisteki "Taam" ile buğdayın kasdedildiğini söyleyerek: Hadiste
keşk, kuru hurma, kuru üzüm ve arpa zikredilmiştir. Bu maddeler onların o gün
için zahireleri idi. Hadiste buğday zikredilmemiştir Halbuki buğday onların en
kıymetli ve en üstün zahiresi idi. Eğer hadisteki "Taam" ile buğday
kastedilmemiş olsaydı, buğday da ismen zikredilirdi, demişlerdir.' Hattabi bu
kavli naklettikten sonra: Arap dilinde "Taam" kelimesi kayıtsız
olarak kullanıldığı zaman buğday manasını ifade eder. Nitekim Araplar 'Taam
çarşısına git' dedikleri zaman buğday pazarına git, manası anlaşılır, demiştir.
Bu yoruma göre
'Taam' kelimesiyle buğday kastedilmiş olur. El-Fetih yazarı: İbnü'l-Münzir bu
kavli reddederek demiştir ki: Bazı arkadaşlarımız Ebu Said (r.a.)'ın
hadisindeki ''Taamdan bir sa" ifadesini 'Fıtır sadakasının buğdaydan bir
sa olarak çıkarılır' diyenler için delil saymışlardır. Fakat delil olamaz.
Çünkü Ebu Said (r.a.) fıtır sadakasını yiyecek maddesinden çıkardıklarını önce
mücmel olarak 'Taam' kelimesi ile ifade etmiş, sonra bunları açıklamıştır. Zira
Buhari'deki Ebu Said'in hadisi şöyledir: "Peygamber (s.a.v.) hayatta iken
biz fıtır günü (Ramazan bayramı günü taamdan bir sa çıkarırdık. Ebu Said
demiştir ki: Bizim taamımız arpa, kuru üzüm, keşk ve kuru hurma idi." diye
bilgi vermiştir
Subulu's-Selam
yazarı da 'Taam' kelimesinin buğday manasına yorumlanmasının sıhhatlı bir şey
olmadığınu söylemiştir.
EI-Menhel
yazarı yukardaki nakilleri yaptıktan sonra: Hadisteki Taam kelimesinin umumi
manada kullanıldığı açıktır. Özellikle Tahavi'nin rivayetindeki şu ifade
buğdayın o gün için Medine halkının zahiresinden olmadığına delalet eder.
"Muaviye (r.a.) Medine'ye gelince ve Şam buğ;dayı da gelince, Muaviye:
Bunun bir müddünün iki müdde eşit olduğunu sanıyorum dedi.
Hadis, kuru
hurma, kuru üzüm, arpa ve keşk'ten bir sa fıtır sadakasını çıkarmanın
caizliğine delalet eder.
Keşk, diye terceme
ettiğim "Ekit" kelimesini el-Menhel yazarı: Kaymağı alınmadan
kurutulan yoğurttur, buna keşk denilir, diye tarif etmiştir.
El-Ayni de:
Ekit, süzülüp taş gibi katılaştırılan yogurttur Bununla yemek pişirilir,
demiştir.
Keşkten fıtır
sadakasını çıkarmanın caiz olup olmadığı da ihtilaf vardır. Hadisin zÜhirine
göre cnizdir. Malik bununla hükmetmiştir.
Hanefiler Eger
keşk, deger itibariyle fıtır sadakasının değerine denk olursa caizclir. Degeri
buğday, arpa gibi fıtır sadakası olarak verilen maddenin degerinden düşük ise
caiz değildir. Çünkü keşkten fıtır sadakasının çıkarılabildiğine dair güvenilir
bir yolla sabit olan bir nass yoktur. Hakkında nass olmayan bir madde, ancak
değeri itibari ile fıtır sadakasının değerine muadil ise caizdir. Aksi takdirde
caiz ve kafi değildir, ancak fıtır sadakasının değerine denk oluncaya kadar
miktarı çoğaltılırsa olur, demişlerdir.
Şafii Ben
keşkten fıtır sadakasını çıkarmayı sevmem. Eğer bundan bir sa çıkarılırsa,
çıkaranın tekrar fıtır sadakasını ödemekle mükellef tutulup tutulmıyacagı
hususunda bir hüküm veremiyorum, demiştir.
Hadisle işaret
edildiği gibi Halife Muaviye (r.a.) Medine'ye gittiğindeMedineliler le yaptığı
görüşme esnasında söyledigi sözler arasında. Şam buğdayından yarım sa' ın
Medine'deki bir sa yiyeceğe eşit olduğunu sandığını söylemiş ve Medineliler de
onun bu sözünü tutmuşlardır. Fakat Ebu Said (r.a.) bu görüşe katılmayarak
Peygamber (s.a.v.) zamanında çıkardığı gibi, yine bir sa olarak çıkarmaya devam
etmiştir.
EI-Menhel
yazarı: Yarım sa buğdayın Medine'nin arpa, kuru üzüm. kuru hurma ve keşkten bir
sa' ya muadil olması Muaviye (r.a.)'ın bir içtihadıdır. Fıtır sadakasının
buğdaydan yarım sa' olduguna hükmeden alimler bu hadisi delil göstermişlerdir
Şöyle bir
itiraz hntıra gelebilir: Bu görüş bir sahabinin sözüdür. Bu sahabi'den daha çok
sürede Peygamber (s.a.v.) ile sohbette bulunmuş ve O'nun halini daha iyi bilmiş
olan Ebu Said (r.a.) bu görüşe muhalefet etmiştir, Şu halde o sahabinin sözü
niye delil sayılmışlır"?
BlIna cev:ıben:
Hadiste Ebu Said (r.a.)'ın da dediği gibi Medine'deki halk Muaviye (r.a.)'ın bı
sözünü tutmuşlardır. Tutanların arasında sahabiler de vardı. O halde bu söz
üzerinde icma oluşmuştur .. Ebu Said (r.a.)'ın muhalefeti icmaa zarar vermez.
Çünkü Ebu Said kendi uygulamasını beyan etmiştir. Onun uygulayışı, bunun
mecburi ve vacip olduğUnu ifade etmez. Üstelik Ebu Said (r.a.) Fıtır sadakasını
arpa, kuru üzüm, kuru hurma ve keşkten bir sa olarak çıkarmaya devam etmiştir.
Buğdaydan ne bir sa, ne de yarım sa olarak çıkardığı sabit değildir. Fakat
buğdaydan yarım sa olarak çıkarmanın Ebu Said (r.a.) tarafından tasvip
edilmediği anlaşılıyor .
HANGİ YİYECEK
MADDELERİNDEN NE KADAR FITIR SADAKASININ ÇIKARILACAĞI HUSUSUNDA ALİMLERİN
GÖRÜŞLERİ
1. Ebü Hanife
ile arkadaşları ve Zeyd bin Ali: Fıtır sadakası buğdaydan yarım sa ve arpa,
kuru üzüm, kuru hurmadan ise bir sa vermek yeter, demişlerdir. Bu görüş, Ebu
Bekir, Ömer, Osman, Ali, Ebu Hureyre, Cabir bin Abdillah, İbn-i Abbas ve İbn-i
Zübeyr (r.a.)'un kavlidir. Bunların delili Ebu Said-i Hudri (r.a.)'ın hadisi ve
benzeri hadislerdir.
2. Malik,
Şafii, Ahmed'in arkadaşları, İshak ve Hasen-i Basri'ye göre anılan yiyecek
maddelerinden en az bir sa vermek gerekir. Buğday da böyledir. Bundan yarım sa
vermek kafi değildir. Ebu Said-i Hudri, Ebu'l-Aliyye ve Cabir bin Zeyd
(r.a.)'ün kavli budur.
El-Menhel
yazarı bu görüşleri naklettikten sonra: Kuvvetli görüş ilk grubunkidir. Çünkü
sahabiler ve tabiiler Muaviye (r.a.) devrinde buğdaydan yarım sa' ın kafi
olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Ve buğdaydan bir sa vermenin
gerekliliğini açıkça belirten sahih bir hadis yoktur, demiştir.
BUĞDAY VE ARPA
UNUNDAN FİTR (FITIR) SADAKASI VERİLİR Mİ?
1. Hanefiler
ile Ahmed'e göre verilebilir. Hanefiler'e göre buğday unundan yarım sa, arpa.
unundan bir sa vermek lazımdır. Ahmed'e göre buğday unundan da en az bir sa
vermek gerekir.
2. Malik, Onun
arkadaşları. Şafiiler ve alimlerin ekserısi undan fıtır sadakasının
verilemiyeceğini, çünkü sahih hadisIerde un'un zikredilmediğini ve unun
zikredildiği hadislerin delil olmaya elverişli olmadığını söylemişlerdir
Hadislerin
zahirine göre mükellef fıtır sadakasını çıkarırken bu maddelerden istediğini
tercih edebilir. Seçtiği maddenin, o yerde ikamet eden halkın zahiresinin
çoğunu teşkil etmesi şart değildir. O yerde en az kullanılan zahireden de olsa
verilebilir, Bu husustaki alimlerin görüşleri şöyledir:
1. Hanefiler'e
göre mükellef kişi, buğday arpa, kuru hurma ve kuru üzümden dilediğini
seçebilir. Başka maddelerden verebilmesi için o maddenin ç!karacağı miktarın
değerinin anılan dört maddeden hiç olmazsa birisine muadil olması şarttır.
2. Malikiler'e
ve Şafiiler'in ekserisine göre mükellef' fıtır sadakasını çıkardığı yerde
oturan halkın zahiresinin çoğunu teşkil eden maddeden çıkarmak zorundadır.
3, Hanbeliler
in sözlerinin zahirine göre mükellef, mevcut olan bu maddelerden dilediğini
seçebilir.
Fıtır sadakası
olarak çıkarılacak maddeyi aynen vermek caiz olduğu gibi Hanefi alimlere göre
bunun değerini para olarak çıkarmak da caizdir. Malikiler'e göre para olarak
çıkarılması caiz olmakla beraber mekruhtur. Diğer iki mezhebe mensup alimler
ile başka alimlerin ekserisine göre para olarak çıkarmak caiz değildir,