SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 1841 >>

27- (ZENGİN OLDUĞU HALDE) ZEKAT ALMASI HELAL OLANLARIN (BEYANI) BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن يحيَى. حَدَّثَنَا عَبْدُ الرزاق. أَنْبَأَنَا معمر، عَن زيد بْن أسلم، عَن عطاء بْن يسار، عَن أبي سعيد الخدري؛ قَالَ:  - قال رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ: ((لا تحل الصدقة لغني إلا لخمسة: لعامل عليها، أو لغاز في سبيل الله، أو لغني اشتراها بماله، أو فقير تصدق عليه فأهداها لغني، أو غارم)).

 

Ebu Saicl-i Hudri (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Şu) beş kişi müstesna, zekat almak hiç bir zengine helal değildir: Zekat amili (memuru), Allah yolundaki mücahid, zekat malını kendi malı ile satın alan zengin, fakirin, kendisine verilmiş olan sadakayı hediye ettiği zengin ve (Müslümanların arasını bulmak yolunda)  borçlanan (zengin).»

 

 

Diğer tahric. Ebu Davud, Ahmed, Darekutni ve Hakim de bunu rivayet etmişlerdir. Ayrıca Malik, Ebu Davud ve Hakim bunu Ata bin Yesar'dan mürsel olarak rivayet etmişlerdir .

 

AÇIKLAMA: Hadis, beş zengin hariç, zekat alıp mülk edinmenin hiç bir zengin için helal olmadığını beyan eder. Müstesna kılınan 5 zenginden her hangi birisine zekatın helal olması fakirIikten başka nedenlere, dayanır. Şimdi bu beş zenginle ilgili gerekli bilgiyi vermeye geçelim:

 

1. Zekat amilidir. Yani Devlet başkanı veya yetkili kıldığı zat tarafından zekat toplamakla görevlendirilen memur. Zekat mallarının toplanması, korunması, hesabının tutulması, müstehaklarına dağıtılması gibi işlerde çalışan bütün görevliler bu kapsama girer. Her görevliye, münasip bir miktar verilirken onun zengin olması buna mani değildir. Çünkü verilen hisse emek karşılığı bir nevi ücrettir.

 

Zekat amiline verilecek miktar hakkında alimler ihtilaf etmişlerdir.

       

a. Ebu Hanife ve arkadaşlarına göre, devlet yetkilisi, zekat amiline, yetecek bir miktar verir. Çünkü ona verilen meblağ zekata müstehaklık yolu ile değil, emek karşılığı verilir. Nitekim bu memur zengin bile olsa, toplanan zekattan kendisine bir miktar verilmesi icma, ile sabittir. Tabii memurun topladığı zekatın tümü şayet az olup onun için yetecek miktarı ödendikten sonra bir şey artmıyacak olursa, toplanan zekatın azami yarısı ona verilebilir. Fazlası verilmez.

 

b. Şafii'ye göre toplanan zekatın sekizde biri zekat memuruna verilir. Çünkü zekata mustehaklarının sekiz sınıf olduğu ve zekat amilinin bunlardan birisi olduğu ayetle sabittir. Fakat bu görüşe şöyle itiraz edilmiştir: Sözü edilen ayette zekatın müstehakları beyan buyurulmuştur. Fakat bunlara nasıl taksim edileceği belirtilmemiştir.

 

c. Malik'e göre memur'un emeğinin karşılığı toplanan zekatın tümünü de tutsa yine tam olarak verilir.

 

2. Allah yolundaki mücahiddir. Yani İslamiyet'in yükselmesi için savaşan gaziler, zengin bile olsalar onlara zekattan hisse verilir. Maiik'in görüşü budur.

 

Ebu Hanife ve arkadaşlarına göre Mücahid fakir olmadığı takdirde ona zekattan pay verilmez. Çünkü Muaz (r.a.)'ın Yemen'e vali olarak gönderildiğine dair malum hadisin zekatla ilgili bölümünde: «ve fakirlerine iade edilir.» buyurmuştur. (1783 nolu had.) İkinci delil: «Zekat hiç bir zengine helal değildir.» hadisidir. (1839 nolu had.)

 

Hanefi alimlerine göre izaha çalıştığımız hadis mukim iken zengin olup cihada çıkacağı zaman silah, binek gibi savaş araç ve gereçlerine ihtiyaç duyan mücahidler manasına yorumlanır.

 

Şafii, Ahmed ve İshak'a göre mücahid bir maddi menfaat gözetmeksizin cihada katıldığı zaman zengin bile olsa ona zekattan hisse verilir.

 

Malik ve son gruptaki alimlerin Hanefi alimlere yukardaki görüşleri dolayısıyla verdikleri cevap şudur: Hiç bir zengine zekatın helal olmadığına dair hadis Muaz (r.a.l'ın hadisi ve benzeri hadisler umumidir. Bu babtaki hadisler onların umumiliğini hususileştirir. Çünkü bu hadis beş sınıf insan zengin bile olsa zekat almalarının helal olduğunu açıkça bildirir. Şu halde bu beş sınıf insan umumi olan diğer hadislerden müstesnadır.

 

3. Zekat malını kendi malıyla satın alan kişidir. Yani kendilerine başkaları tarafından zekat verilmiş olan müstehakların elindeki zekat malını para veya başka mal ile satın alan bir zengin satın almış olduğu bu zekat malını kullanabilir. Ona helaldır. Kişinin zekat olarak fakirlere vermiş olduğu malının zekatını sonradan satın alması meselesine gelince; bu husus ihtilaflıdır. Cumhur'a göre mekruhtur.

 

Ahmed, el-Hasen, Katade, el-Baci' ve Maliki'lerden bir cemaat, kişinin vermiş olduğu kendi zekatını veya başka tür sadakasını satın almasının haramlığına hükmetmişlerdir.

 

Keffaret, adak ve başka nevi sadaka ve bağışlar zekat hükmündedir. Yani kişinin yaptığı bu gibi hayır para ve mallarını sonradan fakirden normal bedeli mukabilinde bile olsa satın alması Cumhur'a göre mekruhtur.

 

Yukarıda anılan alimlere göre haramdır. Bu hayırlar başka şahıslar tarafından yapılmış ise herhangi bir kimse bunları fakirlerden satın alabilir. Bunda ihtilaf yoktur.

 

Hibe ve benzeri mülk edinme yolları satın alma hükmündedir.

 

Satın almaya ait yukardaki tafsilat bu gibi akidler için de mevcuttur. Zekat malına mirasçı olmak ise bu hususta hiç bir sakınca yoktur. Çünkü bu mal mirasçının iradesi dışında kendiliğinden onun mülkiyetine geçmiştir. Bunu bir misal ile açıklamak meselenin iyice anlaşılmasına yardımcı olur: Mesela: Fakir bir kimse zekat almıştır. Bu zekat malı henüz harcamamış iken fakir ölüp zengin mirasçıları bırakırsa o zekat malı zengin olan mirasçılarına helaldır. İbn-i Abdi'l-Berr: İbn-i Ömer ve el-Hasan bin Yahya müstesna bütün alimler murisin bıraktığı zekat malının zengin niirasçılarına helal olduğuna hükmetmişler, demiştir.

 

4. Fakirin aldığı zekat malını hediye olarak sunduğu zengindir.  Yani bir fakir kabul etmiş olduğu zekatı arzu ettiği başka bir zengine hediye edebilir. Zengin de fakirin hediye ettiği malı kabul edebilir. Bu ona helaldır. Fakat fakire zekat veren zengin verdiği zekatı fakirden hediye olarak geri alamaz. Bu durum hadisin şümulüne girmez, böyle bir yola tevessül edenler yanlış ve haram bir iş yapmış olurlar ve Allah katında mes'uldürler.

 

5. Müslümanların arasını bulmak için meşru bir yolla giriştiği barıştırma nedeniyle borç altına giren borçludur. Böyle bir borçlu zengin bile olsa yüklendiği borcu kendi malından ödemekle mükellef değildir. Bu borcu kapatacak miktarda zekat kabul edebilir Hadiste kastedilen borçlu budur. Bir kavle göre hadisten kastedilen borçlu, borcu malından fazla olan kimsedir.

 

Kendisinin veya beslemekle mükellef olduğu aile fertlerinin geçimı için borçlanıp borcunu karşılayacak kadar malı olmayan borçlu bu hadiste kastedilmemiştir. Çünkü hadis, zengin olan borçlu hakkındadır. Bu adam ise zengin değil fakir sayılır ve fakirliği dolayısıyla zaten zekata müstehaktır.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ :

 

1. Hadiste anılan beş kişi hariç farz olan sadaka hiç bir zengin için helal değildir. Bu hususta icma vardır. Bir adam bu beş kişinin dışında kalan bir zengine zenginliğini bildiği halde zekat verirse verdiği zekat geçerli değildir. Bu hususta alimler müttefiktir. Eğer onun fakir olduğuna inanıp zekat verdikten sonra zengin olduğunu anlarsa Ebu Hanife, Muhammed, el-Hasan ve seçkin kavline göre Ahmed Verilen zekat geçerlidir, demişlerdir. Ebu Yusuf, Şafi Malik ve bir rivayette Ahmed: Geçerli değildir, mal sahibi tekrar zekat çıkarmakla mükelleftir, demişlerdir. Evvelce vermiş olduğu zekatı zenginliğini gizleyen alıcıdan geri alması hususundaki tafsilat için Fıkıh kitaplarına müracaat etmek gerekir.

 

2. Hadis araları açık olan müslümanların barıştırılmasını teşvik eder.

3. Müstehakların kabul etmiş oldukları zekat malını satmaları ve halkın bu malları satın almaları caizdir. Çünkü fakirlerin kabulü ile bu malın vasfı değişmiş olup artık ona zekat denmez.

 

4. Fakir, kabul ettiği zekat. malını zengin olan eşine, dostuna, komşusuna hediye edebilir. Ve bunlar zengin de olsalar fakirin bu hediyesini kabul edebliirler