SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1848 >>

2- TEBETTÜL (= KADINLARDAN UZAK DURUP EVLENMEYİ TERKETMEK)'DEN NEHİY BABI

 

حَدَّثَنَا أبو مروان مُحَمَّد بْن عثمان العثماني. حَدَّثَنَا إبراهيم بْن سعد عَن الزهري، عَن سعيد بْن المسيب، عَن سعد؛ قَالَ:

 - لقد رد رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ على عثمان بْن مظعون التبتل. ولو أذن له، لاختصينا.

 

Sa'd (bin Ebi Vakks) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: (And olsun ki) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Osman bin Maz'un (r.a.)'in tebettül (= evlenmekten imtina etmesi )ni menetti. Eğer ona izin verseydi (biz daha ileri giderek) hadımlaşırdık.

 

 

Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi de bunu rivayet etmiştirr.

 

AÇIKLAMA: Tebettül; Tuhfe yazarının beyanına göre kelimenin asıl manası in kıta ve kesilmektir. Buradaki maksat ise; kadınlardan kesilmek ve evlenmeyi terketmektir.

 

Kadınlardan uzak durup evlenmeyi terketmek hıristiyanların Şeriatında bulunurdu. Buna ruhbanlık deriz. Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'in, ümmetini bundan menettiğini burada bildirmiştir.

 

Hadisteki "İhtisa" yumurtaları çıkarmaktır Yumurtaları çıkarılan insana 'Hadım', hayvana da 'İğdiş' denir. İnsan neslinin kesilmesine sebebiyet verdiği için haramdır.

 

Tuhfe yazarı bu hadisin açıklaması bahsinde şunları yazar: "'-yani Osman bin Maz'un (r.a.) hiç evlenmemek ve kadınlardan tamamen uzak durmak için Peygamber (r.a.v.)'den müsaade istemiş fakat Peygamber (s.a.v.) ona izin vermemiş ve onu bu halden menetmiştir.

 

Nevevİ: Bizim arkadaşlarımız evlenmeyi terk etmenin yasaklığına ait bu hükmü, evlenme masrafına muktedir olup şehvet bakımından da ihtiyaç duyana yorumlamışlardır, demiştir.

Sa'd (r.a.)'ın: "Eğer ona izin verseydi biz hadımlaşırdık" sözüne gelince bunun zahiri manası: "Kadınlara şehvet yönünden muhtaç olmamak için hepimiz hadımlaşırdık."

 

Tıybi: 'Zahiren Sa'd (r.a.) şöyle demeli idi: "Eger ona müsaade etseydi hepimiz evlenmeyi bırakırdık." cümlesi daha kuvvetli olmasını belirtmek amacıyla bu ifade tarzını bırakarak: .. hepimjz hadımlaşırdık." demiştir. Yani kadınlardan uzak durmak işinde aşırı giderdik. Nerde ise hadımlaşmış gibi olurduk. Sa'd (r.a.) gerçek manada hadımlaşma yolunu tutma anlamını kasdetmemiştir. Çünkü bu iş haramdır.

 

Bazıları Sa'd (r.a.)'ın sözünü zahirine göre manalandırarak : Bu söz hadımlaşmanın yasak kılınmasından önceki günlerde söylenmiştir. Ebu Hureyre (r.a.), İbn-i Mes'ud ve başka sahabilerden bir cemaatın hadımlaşmak için Peygamber (s.a.v.)'den izin almak için başvurmaları bu kavli te'yid eder mahiyettedir, demiştir.

 

Nevevi de. Sa'd (r.a.)'ın "Biz hadımlaşırdık." sözü onların kendi ictilıadlarına dayanarak hadımıaşmanın caiz oldugunu zan ettikleri manasına yorumlanır. Lakin onların bu zannı isabetsiz çıkmıştır. Çünkü küçük ve büyük her yaştaki insanlar için hadımlaşmak haramdır. Bagavi demiş ki: Eti yenmeyen hayvanların yumurtalarını çıkarmanın hükmü de budur. Eti yenen hayvana gelince bunlar küçük iken yapılır, büyüdükten sonra yapmak haramdır', demiştir.

 

Evlenmek hakkında farz, vacib. sünnet. mübah. mekruh ve haram gibi değişik hükümlerin bulunduğunu bundan önceki bahta belirtmiştim. Bu nedenle o hükümlerin kimlere ait olduğu hususunda burada tekrar bilgi vermeye gerek yoktur. Esasen oradaki bilgi de yeterli sayılmayabilir, geniş malumat için Fıkıh kitaplarına müracaat etmek gerekir. Bu itibarla 'Tebettül' ile ilgili özlü bir bilgi vermekle yetinmek istiyorum.

 

El-MenheI'in Tekmilesinde özetle şöyle deniliyar:

 

İbn-i Kudama. Evlenmek hususunda insanlar üç kısma ayrılır.

 

Birinci kısım, evlenmedigi takdirde, harama gireceğinden korkanlardır. Böylelerinin evlenmesi alimlerin büyük çoğunluğuna göre vacibtir. Çünkü iffetini koruması lüzumludur. Bunun yolu ise evlenmektir.

 

İkinci kısım insanlar, kadınlara iştihası bulunmakla beraber, harama girmekten emin olanlardır. Böylelerin evlenmesi müstehabtır. Ve evlenmeyip tüm zamanını ibadete ayırmasından evladır. Cumhurun kavli böyledir ..

 

Hanefi alimlerin kavli de budur. Sahabilerin söz ve fiillerinin zahiri de bunu te'yid eder

 

Şafii ise: Harama girmekten emin olanların evlenmeyip tüm zamanını ibadete ayırmak efdaldır, çünkü Allah Teala Yahya (a.s.)'ı Al-i İmran suresinin 39. ayetinde; (mealen) ''Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: "Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." diye ünlediler. --- Ayetteki Hasur: şehvet kudreti bulunduğu halde kadınlara yanaşmayan demektir. Eğer evlenmek efdal olsaydı Yahya (a.s.) evlenmeyi terk etmekle övülmezdi. Bir de Allah Teala aynı surenin 14. ayetinde;

 

"İnsanlara kadınlardan. oğullardan .. - ileri gelen -- şehvetler sevgisi tezyin edilmiştir," buyurmuştur. Bu ayet zem meyanında buyurulmuştur.

 

Cumhurun delilleri ise bundan önceki babta geçen hadisler, benzeri hadisler ve bu babtaki hadislerdir.

 

Peygamber (s.a.v.) ve Ashab-ı Kiram (r.a.)'un evlenme yolunu seçmeleri de evlenmenin efdal olduğuna delalet eder. Sonra evlenmede pek çok yarar vardır. Bunlar film zamanını ibadete vermenin yararlarından fazla ve önemlidir. Bu yararlardan bir kaçı şunlardır: Evlenme, erkek ve kadının iffetlerini korur, fitne ve fesad yollarının bazısını tıkar, aile ocağının kurulmasına ve birtakım hakların ifasının sevabına vesile olur, Ümmet-i Muhammediye'nin çoğalmasına ve neslin devamına vesile olur" .

 

Üçüncü kısım insanlar, yaşlılık; hastalık ve benzeri sebeplerle şehvetten düşmüş veya erkeklikten doğuştan mahrum olanlardır. Böylelerin evlenmeleri hususunda iki görüş vardır: Umumi hükümlere bakılırsa evlenmeleri uygun görülür. İkinci görüşe göre evlenmeyip kendilerini ibadete vermeleri efdaldır. Çünkü böylesinin evlenmesi halinde kendisinden yana olan yararların çoğu gerçekleşmez. Ayrıca nikahı altında tutacağı kadının cinsel haklarını veremez, onu mutazarrir eder. üstelik adam yüklendiği birtakım yükümlülüklerin ifasından aciz kalabilir. Ve faydasız meşguliyetler yüzünden ibadet ve ilimle pek meşgulolmayabilir.

Evlenmeyi bırakmanın yasaklanmasına dair bu babtaki hadisler ve benzerleri, erkekliği olup şehvet ve masraf ile nafaka durumu evlenmeye müsait olanlara ait diye yorum yapılır.