SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1897 >>

21- GINA' (NAĞME VE YÜKSEK SESLE ŞİİR SÖYLEMEK) VE DEF (ÇALMAK) BABI

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْنُ أَبِي شَيْبَة. حَدَّثَنَا يزيد بن هارون. حَدَّثَنَا حماد بن سلمة، عن أبي الحسين ((اسمه خالد المدني)) قَالَ:  - كنا بالمدينة يوم عاشوراء. والجواري يضربن بالدف. ويتغنين. فدخلنا على الربيع بنت معوذ. فذكرنا ذلك لها. فقالت: دخل رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم صبيحة عرسي وعندي جاريتان يتغنيان وتندبان آبائي الذين قتلوا يوم بدر. وتقولان، فيما تقولان: وفينا نبي يعلم ما في غذ. فقال ((أما هذا، فلا تقولوه. ما يعلم ما في غد إلا اللَّه)).

 

Halid el-Medeni isimli Ebü'I-Hüseyn (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz bir aşure günü Medine'de idik. Cariyeler, def çalıp nağme ile söz söylüyorlardı. (Bu durumu yadırgadığımız için) Biz er-Rubeyyi' bint-i Muavviz (r.anha)'nın yanına girdik de cariyelerin durumunu ona anlattık. Kendisi bize şöyle dedi:

 

Ben, gelin olduğumun kuşluk vaktinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evlenme törenime gelerek odama girdi. O sırada iki kızcağız def çalgısı eşliğinde nağme ile söz söylüyor ve Bedir savaşında şehid edilen babalarımın menkıbelerini anıyorlardı. Bu kızcağızlar söyledikleri sözler arasında: İçimizde yarın ne olacağını bilen bir Nebi de vardır, diyorlardı. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (oradakilere) :

 

«Bu söze gelince bunu söylemeyiniz. Yarın ne olacağını Allah'tan başka kimse bilmez.» buyurdu."

 

 

Diğer tahric. Buhari, Tirmizi ve Ebu Davud da Rubeyyi' (r.anha)'nın hadisini rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Buhari ve Tirmizi'nin rivayetinde bu hadisin baş kısmında bulunan ravi Halid (r.a.)'a ait sözler yoktur. (28) Rivayetlerde manayı etkilemeyen bazı kelime değişiklikleri vardır. Bu değişiklikleri anlatmaya gerek görmüyorum. Zaten bunu anlatmak bir hayli yer alır.

 

Rubeyyi' binti Muavviz (r.anha)'nın evlendiği zatın isminin Eyas bin el-Bükeyr el-Leysi olduğu ve sahabilik şerefine mazhar olduğu İbni Sa'd tarafından beyan edilmiştir.

 

Rubeyyi' (r.anha)'nın Bedir savaşında şehid edilen ve hadiste "babalarım" diye geçen zatların, Rubeyyi' (r.anha)'nın babası Muavviz (r.a.) ve amcaları Muaz (r.a.) ile Avf. (r.a.) oldukları el-Hafız tarafından beyan edilmiştir. Hepsine "babalarım" ifadesi kullanılmıştır.

 

Peygamber (s.a.v.}, Rubeyyi' (r.anha}'nın gelin olduğu geceyi takip eden gün kuşluk zamanı Rubeyyi' (r.anha}'nın odasına gittiği, Buhari ve Tirmizi'nin rivayetinden açıkca anlaşılmaktadır. Müellifin rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) Onun odasına girdiğinde odada iki cariye, yüksek sesle şiirler söyleyip Bedir savaşında şehid edilen, gelinin babalarının hasletlerini ve iyiliklerini yad ediyorlardı. Buhari ve Tirmizi'nin rivayetinden; cariye sayısının ikiden fazla olduğu ve def çalgısı eşliğinde şiir söyledikleri anlaşılmaktadır. Buhari ve Tirmizi'nin rivayetlerinde "Cüveyriyat: Cariyecikler" tabiri kullanılmıştır. Tuhfe yazarının beyanına göre bu cariyelerden maksad, Ensar-ı Kiram'ın kızcağızlan imiş. Hür'ün, karşıtı olan cariye manası kastedilmemiştir. Yine Tuhfe'nin naklettiği bir kavle göre bu kızcağızlar, şehvet yaşına henüz gelmemiş küçük yaştaki kız çocukları imiş.

 

Peygamber (s.a.v.}, gelinin odasma girdikten sonra da kızcağızlar çalgı ve şiirlerine devam etmişler, bu arada "ve içimizde yarın ne olacağını bilen bir Peygamber vardır." demişler, Peygamber (s.a.v.}, bu söze karşı çıkarak öyle söylememelerini ve yarın ne olacağını Allah'tan başka hiç kimsenin bilmediğini buyurmuştur.

 

Buhari ve Tirmizi'nin rivayetine göre bu sözü cariyelerden birisi söylemiş ve Peygamber (s.a.v.} öyle söylememesini emrettikten sonra: «Ve evvelce söylemiş olduklarını söyle.» buyurmuştur. Bu cümle Tirmizi'de: «Ve bu sözden önce söylemiş olduklarını söyle.» şeklindedir.

 

Buhari ve Tirmizi'deki bu ilave, içinde mübalağa olmayan mersiyeleri dinlemenin caizliğine delalet eder.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ

 

1- Düğün ve kutsal günlerde kadınların def çalmaları ve yüksek sesle şiir söylemeleri caizdir. Bu husustaki ayrıntılı bilgi, müellifin 1303 nolu hadisinin izahı bölümünde geçmiştir.

 

2- "Bir fitne tehlikesi olmadıgı takdirde kadınların söyledikleri şiirleri ve def çalgısını dinlemek caizdir. Ancak hadisten çıkarılan hüküm, mübalağaya kaçmadan ölülerin meziyetlerini anlatmaya ait şiirlere mahsustur.

 

3- Allah'tan başka hiç kimse yarın ne olacağını bilemez. 'Bir Peygamber, ancak Allah tarafından kendisine bildirilen gelecekdeki şeyleri bilebilir.

 

4- Peygamber (s.a.v.)'in, gelinin odasına girmesi ve oradaki kızcağızların çalgı ve şiirlerini dinlemesi, umumi bir mübahIık hükmünü vermez. Yani gelinin mahremi olmayan erkeklerin, gelin ile çevresinde bulunan kadınların odasına gidip oturması hükmü çıkarılamaz. Çünkü 0, büyük ve eşsiz bir şahsiyet idi. En ufak bir fitne tehlikesi söz konusu degildi. Ayrıca gelinin yüzünün açık olduğuna dair bir kayıt, hiç bir rivayetde yoktur. ° zamanın örf ve adeti icabı olarak gelinlerin yüzleri örtülü idi. Yukarıda anlatıldığı gibi gelinin yanındaki kızlar da küçük yaştaki çocuklarda ayrıca Peygamber (s.a.v.) odaya girdiginde gelinin bir perde arkasında bulunmuş olması muhtemeldi. Nitekim hadisin bazı şarihleri böyle demişlerdir. Muhtemelen bu dügün, kadınların tamamen örtünmelerine ait ayetlerin inişinden önce vuku' bulmuştur.