SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 2037 >>

11- BOŞAMA MUTASI BABI

 

Mut'a: Erkeğin. karısını boşaması sebebi ile ona ödemesi gereken mala denir. Mut'a adı verilen malın. boşamanın hangi çeşitinde verildiğine dair özlü bilgiyi inşaaIlah hadisin izahı bölümünde vereceğim.

 

حَدَّثَنَا أحمد بن المقدام أبو الأشعث العجلي. حَدَّثَنَا عبيد بن القاسم. حَدَّثَنَا هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة؛  - أن عمرة بنت الجون تعوذت من رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم حين أدخلت عليه. فقال ((لقد عذت بمعاذ)) فطلقها. وأمر أسامة أو أنسا، فمتعها بثلاثة أثواب رازقية.

 

فِي الزَوَائِد: في إسناده عبيد بن القاسم. قَالَ ابن معين فيه: كان كذابا خبيثا. وقال صالح بن مُحَمَّد: كذاب، كان يضع الحديث. وقال ابن حبان: ممن يروي الموضوعات عن الثقات: حدث عن هشام بن عروة نسخة موضوعة. وضعفه البخاري وأبو زرعة وأبو حاتم والنسائي وغيرهم.

 

Âişe (r.anha)'dan; şöyle demiştir: Cevn kızı Amra, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (e nikâh olunup O'n)un huzuruna konulunca Amra, senden Allah'a sığınırım, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: «Sen (şânı çok yüce olan) bir sığınılana sığındın» buyurduktan sonra onu boşadı ve Usâme veya Enes'e emredip ona râzıkkıyye (denilen beyaz keten kumaştan mamul) üç kat elbise giydirdi.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ubeyd bin el•Kasım buIumır. Onun hakkında İbn-i Main: 0, kezzab ve habisti, demiş, Salih bin Muhammed de: O. kezzabtır, hadis uyduruyordu, demiştir. İbn-i Hibban da: 0, sika zatlardan mevdu hadisleri rivayet edenlerdir, Hişam bin Urve'den bir tomar mevdu hadisler rivayet etmiş, demiştir. Buhari, Ebu Zur'a, Ebu Hatim, Nesai ve başkaları onu zayıf saymışlardır.

 

AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin senedinin durumu notta belirtilmiştir. Buhari bu hadisin bir benzerini Aişe (r.anha). diğer bir rivayeti de Ebu Useyd (r.a.)'den rivayet etmiştir. Buhari'nin rivayetinde kadının ismi belirtilmeyip ondan "Cevn kızı" diye bahsedilmiştir. Bazı rivayetlere göre kadının adı Ümeyme'dir. Buhari'nin Ebu Useyd'den olan rivayetinde "Kadın: Senden Allah'a sığınırım, deyince Peygamber (s.a.v.), kadına: «Şüphesiz sen (şanı çok yüce) bir sığınılana - Allah'a - sığındın" buyurduktan sonra (odadan) yanımıza çıktı ve: ''Ey Ebü Useyd ona razıkkıye (denilen beyaz keten kumaştan mamul) iki kat elbise giydir ve onu ailesine teslim et" buyurdu:' denilmiştir.

 

Bu kadın Cevn oğullarından Numan bin Şerahil'in kızıdır. Cevn oğulları Ezd soyundan bir kabiledir. Bu kabile Kinde emirlerinden idiler.

 

Rivayetıere göre Kinde emiri, Peygamber (s.a.v.) ile akraba olmak şerefine kavuşmak üzere kızını O'na arz etmiş, O da kabul buyurmuştu. İbni Sa'd'ın rivayetine göre anılan kadının nikah işi bittikten sonra Aişe ve Hafsa (r.anhuma) kadınlık kıskançlığı etkisi ile kadının yanına giderek başını taramışlar. Sonra Aişe (r.anha) ona şöyle demiş: Resul-i Ekrem (s.a.v.) senin yanına girdiğinde sen O'na: Senden. Allah'a sığınırım, dersen bundan memnun olur, demişti. Kadın da bu yüzden böyle söylemişti.

 

Hadiste bulunan "Muaz" kelimesinin sözlük manası "Kendisine sığınılan, sığınak, sığınma zamanı ve sığınma işidir." Burada kendisine sığınılan zat manası kastedilmiş olabilir. Bundan maksat da Allah Teaıa'dır. Çünkü kadın "Senden Allah's sığınırırn:' demişti. Bu kelime ile sığınak manası da kastedilmiş olabilir. Bu takdirde cümlenin manası "Şübhesiz sen yüce bir makama (yani Allah katına) sıgındın," demektir.

 

Anılan kelime "Maaz" olarak da okunabilir. Maaz kelimesi ise sığınak. sığınma zamanı ve sığınma işi anlamına gelir. Burada sığınak manası kastedilmiş olur

 

Hadis, henüz gerdeğe girilmemiş bir kadını boşamak halinde ona Mut'a denilen bir miktar malın verilmesinin meşruluğuna delalet eder.

 

Mut'a (Mehir) hakkındaki alimlerin görüşleri özetle şöyledir:

 

1. Hanefiler'e göre. nikah akdi sıhhatlı bir şekilde kıyılırken mehir durumu söz konusu edilmez veya fasit bir mehir tayin ve tesbit edildiği. mesela; şarap, mehir kılınırsa ve gerdege girilmemiş iken erkek karısını boşarsa, mehr-i misil yani kadının dengi olan kadınların mehirlerinin meblağının yarısını geçmemek üzere mut'a ödenir. Mut'ayı verecek erkek mut'ayı elbise olarak verebildigi gibi onun değerini nakit olarak da ödeyebihr Mut'a miktarının tayin ve tesbitinde erkek ile kadının mali durumu esas alınır. Mut'a miktarı hiç bir zaman mehr-i mislin yarısından fazla olamaz ve beş dirhemden az da olamaz. Taraflar zengin olduğu takdirde mut'anın en üstün miktarı ve taraflar fakir olduklarında mut'anın en azı takdir edilir. Taraflar orta halli iseler, mut'a'nın vasat bir miktarı tayin edilir. Mut'a, vacip, müstahap ve mübah kısımlarına ayrılır. Şöyle ki: Mehirsiz olarak kıyılan nikahtan sonra gerdeğe girilmeden önce boşama vuku bulduğunda mut'a vacibtir. Nikah akdinde mehir anılsın anılmasın gerdeğe girilip cinsel temas vukü bulduktan sonra boşama olursa mut'a ödemek müstahabtır. Nikah akdinde mehir tayin edilip, henüz cinsel temas olmamış iken boşama yapılırsa mut'a ödemek mübahtır.  Ayrıntılı bilgi için fıkıh kitabIarına müracaat edilmesi tavsiye olunur.

 

2. Şafiilere göre nikah akdi mehirsiz olarak veya mehir durumu söz konusu edilmeden kıyılıp da henüz mehir miktarı tayin edilmemiş ve cinsi temas vuku bulmamış iken boşama olursa mut'a ödemek gerekir. Cinsel ilişki vuku bulmuş olduğu takdirde de mut'a ödenir. Fakat nikah akdinde mehir miktarı tayin edilmiş olup da henüz cinsel temas yapılmadan boşama vukü bulursa mut'a ödenmez. Mut'a'nın en azı, mali değeri bulunan herhangi bir şeydir. Onun en çoğu için bir sınır yoktur. Mut'a'nın 30 dirhemden az olmaması ve mehir miktarının yarısından az olması müstehabtır. Taraflar bir meblağ üzerinde anlaşırlarsa mesele kalmaz. Aksi takdirde miktarı, hakim tarafından tesbit edilir. Hakim, yapacağı tesbitte tarafların mali durumlarını dikkate alır.

 

3. Malikiler'e göre mut'a'nın vacip kısmı yoktur. Mut'a mendubtur.

 

4. Hanbeliler'e göre muı'a'nın en üstünü bir köledir. En azı da kadının namaz kılması için örtmesi gereken vücudunu örtecek durumda olan bir elbisedir. Muı'a miktarı erkeğin mali durumuna göre tesbit edilir. Gerdeğe girilmeden ve hakim tarafından mehir miktarı tesbit edilmeden veya taraflar bir miktar üzerinde anlaşmamış iken boşama vukü bulduğunda mut'a vacip olur. Keza mehir olmaya elverişli olmayan şarap ve domuz gibi bir madde mehir kılınmak süreti ile nikah kıyıldığı takdirde yine mut'a ödenmesi vacibtir.

 

Başka alimlerin değişik görüşleri de vardır. Dört mezhebin muı'a hakkındaki ayrıntılı hükümleri bir hayli yer aldığı için bu kısa bilgi ile yetiniyorum. Geniş bilgi için fıkıh kitabıarına baş vurulabilir,