11- BOŞAMA MUTASI BABI
Mut'a:
Erkeğin. karısını boşaması sebebi ile ona ödemesi gereken mala denir. Mut'a adı
verilen malın. boşamanın hangi çeşitinde verildiğine dair özlü bilgiyi
inşaaIlah hadisin izahı bölümünde vereceğim.
حَدَّثَنَا
أحمد بن
المقدام أبو
الأشعث العجلي.
حَدَّثَنَا
عبيد بن
القاسم.
حَدَّثَنَا هشام
بن عروة، عن
أبيه، عن
عائشة؛ - أن عمرة
بنت الجون
تعوذت من رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَم
حين أدخلت
عليه. فقال
((لقد عذت
بمعاذ)) فطلقها.
وأمر أسامة أو
أنسا، فمتعها
بثلاثة أثواب
رازقية.
فِي
الزَوَائِد:
في إسناده
عبيد بن
القاسم. قَالَ
ابن معين فيه:
كان كذابا
خبيثا. وقال
صالح بن
مُحَمَّد:
كذاب، كان يضع
الحديث. وقال
ابن حبان: ممن
يروي
الموضوعات عن
الثقات: حدث
عن هشام بن
عروة نسخة
موضوعة. وضعفه
البخاري وأبو
زرعة وأبو
حاتم
والنسائي وغيرهم.
Âişe
(r.anha)'dan; şöyle demiştir: Cevn kızı Amra, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) (e nikâh olunup O'n)un huzuruna konulunca Amra, senden Allah'a
sığınırım, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: «Sen (şânı çok yüce olan) bir
sığınılana sığındın» buyurduktan sonra onu boşadı ve Usâme veya Enes'e emredip
ona râzıkkıyye (denilen beyaz keten kumaştan mamul) üç kat elbise giydirdi.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ubeyd bin el•Kasım buIumır. Onun hakkında
İbn-i Main: 0, kezzab ve habisti, demiş, Salih bin Muhammed de: O. kezzabtır,
hadis uyduruyordu, demiştir. İbn-i Hibban da: 0, sika zatlardan mevdu hadisleri
rivayet edenlerdir, Hişam bin Urve'den bir tomar mevdu hadisler rivayet etmiş,
demiştir. Buhari, Ebu Zur'a, Ebu Hatim, Nesai ve başkaları onu zayıf
saymışlardır.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin senedinin durumu
notta belirtilmiştir. Buhari bu hadisin bir benzerini Aişe (r.anha). diğer bir
rivayeti de Ebu Useyd (r.a.)'den rivayet etmiştir. Buhari'nin rivayetinde
kadının ismi belirtilmeyip ondan "Cevn kızı" diye bahsedilmiştir.
Bazı rivayetlere göre kadının adı Ümeyme'dir. Buhari'nin Ebu Useyd'den olan
rivayetinde "Kadın: Senden Allah'a sığınırım, deyince Peygamber (s.a.v.),
kadına: «Şüphesiz sen (şanı çok yüce) bir sığınılana - Allah'a - sığındın"
buyurduktan sonra (odadan) yanımıza çıktı ve: ''Ey Ebü Useyd ona razıkkıye (denilen
beyaz keten kumaştan mamul) iki kat elbise giydir ve onu ailesine teslim
et" buyurdu:' denilmiştir.
Bu kadın Cevn
oğullarından Numan bin Şerahil'in kızıdır. Cevn oğulları Ezd soyundan bir
kabiledir. Bu kabile Kinde emirlerinden idiler.
Rivayetıere
göre Kinde emiri, Peygamber (s.a.v.) ile akraba olmak şerefine kavuşmak üzere
kızını O'na arz etmiş, O da kabul buyurmuştu. İbni Sa'd'ın rivayetine göre
anılan kadının nikah işi bittikten sonra Aişe ve Hafsa (r.anhuma) kadınlık
kıskançlığı etkisi ile kadının yanına giderek başını taramışlar. Sonra Aişe
(r.anha) ona şöyle demiş: Resul-i Ekrem (s.a.v.) senin yanına girdiğinde sen
O'na: Senden. Allah'a sığınırım, dersen bundan memnun olur, demişti. Kadın da
bu yüzden böyle söylemişti.
Hadiste bulunan
"Muaz" kelimesinin sözlük manası "Kendisine sığınılan, sığınak,
sığınma zamanı ve sığınma işidir." Burada kendisine sığınılan zat manası
kastedilmiş olabilir. Bundan maksat da Allah Teaıa'dır. Çünkü kadın
"Senden Allah's sığınırırn:' demişti. Bu kelime ile sığınak manası da
kastedilmiş olabilir. Bu takdirde cümlenin manası "Şübhesiz sen yüce bir
makama (yani Allah katına) sıgındın," demektir.
Anılan kelime
"Maaz" olarak da okunabilir. Maaz kelimesi ise sığınak. sığınma
zamanı ve sığınma işi anlamına gelir. Burada sığınak manası kastedilmiş olur
Hadis, henüz
gerdeğe girilmemiş bir kadını boşamak halinde ona Mut'a denilen bir miktar
malın verilmesinin meşruluğuna delalet eder.
Mut'a (Mehir)
hakkındaki alimlerin görüşleri özetle şöyledir:
1. Hanefiler'e göre.
nikah akdi sıhhatlı bir şekilde kıyılırken mehir durumu söz konusu edilmez veya
fasit bir mehir tayin ve tesbit edildiği. mesela; şarap, mehir kılınırsa ve
gerdege girilmemiş iken erkek karısını boşarsa, mehr-i misil yani kadının dengi
olan kadınların mehirlerinin meblağının yarısını geçmemek üzere mut'a ödenir.
Mut'ayı verecek erkek mut'ayı elbise olarak verebildigi gibi onun değerini
nakit olarak da ödeyebihr Mut'a miktarının tayin ve tesbitinde erkek ile
kadının mali durumu esas alınır. Mut'a miktarı hiç bir zaman mehr-i mislin
yarısından fazla olamaz ve beş dirhemden az da olamaz. Taraflar zengin olduğu
takdirde mut'anın en üstün miktarı ve taraflar fakir olduklarında mut'anın en
azı takdir edilir. Taraflar orta halli iseler, mut'a'nın vasat bir miktarı
tayin edilir. Mut'a, vacip, müstahap ve mübah kısımlarına ayrılır. Şöyle ki:
Mehirsiz olarak kıyılan nikahtan sonra gerdeğe girilmeden önce boşama vuku
bulduğunda mut'a vacibtir. Nikah akdinde mehir anılsın anılmasın gerdeğe
girilip cinsel temas vukü bulduktan sonra boşama olursa mut'a ödemek
müstahabtır. Nikah akdinde mehir tayin edilip, henüz cinsel temas olmamış iken
boşama yapılırsa mut'a ödemek mübahtır.
Ayrıntılı bilgi için fıkıh kitabIarına müracaat edilmesi tavsiye olunur.
2. Şafiilere
göre nikah akdi mehirsiz olarak veya mehir durumu söz konusu edilmeden kıyılıp
da henüz mehir miktarı tayin edilmemiş ve cinsi temas vuku bulmamış iken boşama
olursa mut'a ödemek gerekir. Cinsel ilişki vuku bulmuş olduğu takdirde de mut'a
ödenir. Fakat nikah akdinde mehir miktarı tayin edilmiş olup da henüz cinsel
temas yapılmadan boşama vukü bulursa mut'a ödenmez. Mut'a'nın en azı, mali
değeri bulunan herhangi bir şeydir. Onun en çoğu için bir sınır yoktur.
Mut'a'nın 30 dirhemden az olmaması ve mehir miktarının yarısından az olması
müstehabtır. Taraflar bir meblağ üzerinde anlaşırlarsa mesele kalmaz. Aksi
takdirde miktarı, hakim tarafından tesbit edilir. Hakim, yapacağı tesbitte
tarafların mali durumlarını dikkate alır.
3. Malikiler'e
göre mut'a'nın vacip kısmı yoktur. Mut'a mendubtur.
4. Hanbeliler'e
göre muı'a'nın en üstünü bir köledir. En azı da kadının namaz kılması için
örtmesi gereken vücudunu örtecek durumda olan bir elbisedir. Muı'a miktarı
erkeğin mali durumuna göre tesbit edilir. Gerdeğe girilmeden ve hakim
tarafından mehir miktarı tesbit edilmeden veya taraflar bir miktar üzerinde
anlaşmamış iken boşama vukü bulduğunda mut'a vacip olur. Keza mehir olmaya
elverişli olmayan şarap ve domuz gibi bir madde mehir kılınmak süreti ile nikah
kıyıldığı takdirde yine mut'a ödenmesi vacibtir.
Başka alimlerin
değişik görüşleri de vardır. Dört mezhebin muı'a hakkındaki ayrıntılı hükümleri
bir hayli yer aldığı için bu kısa bilgi ile yetiniyorum. Geniş bilgi için fıkıh
kitabıarına baş vurulabilir,