DEVAM: 59- SELEF,
BİLİNEN BİR ÖLÇEK VE BİLİNEN BİR TARTI İLE VE MALUM BİR VADEYE BAĞLANARAK
YAPILIR, BABI
حدّثنا
يَعْقُوبُ
بْنُ
حُمَيْدِ
بْنِ كَاسِبٍ.
حدّثنا
الْوَلِيدُ
بْنُ
مُسْلِمٍ،
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
حَمْزَةَ
ابْنِ
يُوسُفَ بْنِ
عَبْدِ اللهِ
بْنِ
سَلاَمٍ،
عَنْ
أَبِيهِ، عَنْ
جَدِّهِ
عَبْدِ اللهِ
بْنِ
سَلاَمٍ؛
قَالَ: جَاءَ
رَجُلٌ إِلَى
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم فَقَالَ:
إِنَّ بَنِي
فُلاَنٍ أَسْلَمُوا
((لِقَوْمٍ
مِنَ
الْيَهُودِ))
وَإِنَّهُمْ قَدْ
جَاعُوا.
فَأَخَافُ
أَنْ
يَرْتَدُّوا. فَقَالَ
النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم:
((مَنْ
عِنْدَهُ؟))
فَقَالَ
رَجُلٌ مِنَ
الْيَهُودِ:
عِنْدِي
كَذَا
وَكَذَا
((لِشَيْءٍ
قَدْ
سَمَّاهُ))
أُرَاهُ
قَالَ
ثَلاَثُمِائَةِ
دِينَارٍ
بِسِعْرِ
كَذَا
وَكَذَا مِنْ
حَائِطِ بِنِي
فُلاَنٍ.
فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم: ((بِسِعْرِ
كَذَا
وَكَذَا
إِلَى أَجَلِ
كَذَا
وَكَذَا،
وَلَيْسَ
مِنْ حَائِطِ
بَنِي
فُلاَنٍ)).
في الزوائد:
في إسناده
الوليد بْنُ
مسلم. وهو مدلّس.
Abdullah bin
Selâm (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
geldi ve (Yahudilerden bir kavmi kasdederek): Falanın oğulları müslüman
oldular. Fakat cidden aç kaldılar. Bundan dolayı dinden dönmelerinden
korkuyorum, dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kimin
yanında (bir şey) vardır?» buyurdu. Yahudilerden bir adam: Benim yanımda bu
kadar (nakid) vardır, (Zannımca üç yüz dinar, dedi) falanın oğullarının
bahçesinden (alınacak meyva üzerine) şu ve bu fiyatla (selem akdini yaparım,)
dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şu ve bu fiyatla
ve şu şu vâdeyle (olur). Fakat falanın oğullarının bahçesinden (elde edilecek
meyva kaydı) olmaz,» buyurdu.
Not: Bunun
senedinde bulunan Velid bin Müslim'in tedlisçi olduğu Zevaid'de bildirilmiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadis. peşin alınan para karşılığında selem usulü
ile satılan malın fiyatının belirtilmesinin ve malın teslim edileceği vadenin
tayin ve tesbit edilmesinin gerekliliğine, fakat malın yani meyvanın falan
bahçeden elde edilecek mahsulden olması şartının koşulmasının caiz olmadığına
delalet eder. Çünkü o bahçenin o yıl mahsul vermemesi muhtemeldir.
HADİSTEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER
1. Selem
akdinde paranın peşin alınması ve malın veresiye olması meşrudur.
2. Meyvaların
selem usulü ile ve veresiye olarak satılması meşrudur.
3. Selem
akdinin meşru olması için malın fiyatının tesbit edilmesi ve vadenin tayin
edilmesi gereklidir.
4. Muayyen bir
bahçeden alınacak mahsul üzerine selem yapmak caiz değildir.
5. Gayrı
müslimlerle alış veriş etmek caizdir.
6. Muhtaç
durumda olan müslümanlara ve bilhassa mühtedilere yani İslamiyet'i yeni
kabullenmiş olanlara yardımcı olmak müstahab'dır.
7. Sıkıntı
içinde bulunan müslümanlarm durumunu büyüklere arzetmek meşrudur.