67- BİR KAVME AİT
MASİYE (KOYUN. KEÇi. İNEK, MANDA VE DEVELE) VEYA BAĞ - BAHÇE ÜZERİNDEN GEÇEN
BİR KİMSE ONDAN BİR ŞEY ALABİLİR Mİ? BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
شَبَابَةُ
بْنُ
سَوَّارٍ.
حدّثنا
وَحَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
بَشَّارٍ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ الْوَالِيدِ.
قَالاَ:
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ جَعْفَرٍ.
حدّثنا
شُعْبَةُ
عَنْ أَبِي
بِشْرٍ جَعْفَرِ
بْنِ أَبِي
إياسٍ؛ قَالَ:
سَمِعْتُ عَبَّادَ
بْنَ
شُرَحْبِيلَ
((رَجُلاً
مِنْ بَنِي غُبَرَ))
قَالَ:
أَصَابَنَا
عَامُ
مَخْمَصَةٍ. فَأَتَيْتُ
الْمَدِينَةَ.
فَأَتَيْتُ
حَائِطاً
مِنْ
حِيطَانِهَا.
فَأَخَذْتُ
سُنْبُلاً
فَفَرَكْتُهُ
وَأَكَلْتُهُ
وَجَعَلْتُهُ
فِي كِسَائِي.
فَجَاءَ
صَاحِبُ
الْحَائِطِ.
فَضَرَبَنِي
وَأَخَذَ
ثَوْبِي.
فَأَتَيْتُ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم
فَأَخْبَرْتُهُ.
فَقَالَ
لِلرَّجُلِ:
((مَا
أَطْعَمْتَهُ
إِذْ كَانَ
جَائِعاً
أَوْ
سَاغِباً.
وَلاَ
عَلَّمْتَهُ
إِذْ كَانَ
جَاهِلاً))
فَأَمَرَهُ
النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم فَرَدَّ
إِلَيْهِ
ثَوْبَهُ.
وَأَمَرَ
لَهُ
بِوَسْقٍ
مِنْ طَعَامٍ
أَوْ نِصْفِ
وَسْقٍ.
(Guber
oğullarından) Abbâd bin Şürahbîl (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle
demiştir: Başımıza bir açlık ve kıtlık yılı geldi. Ben de Medine-i Münevvere'ye
gittim ve bu yerin bahçelerinden birisine vardım. Bir miktar başak alıp oğarak
tanelerini çıkardım. Birazını yedim. Kalanını da elbisemin içine koydum. (Bu
arada) bahçe sahibi geldi, beni dövdü ve elbisemi aldı. Ben de Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yanına varıp O'na (bu durumu) anlattım. Resûl-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bahçe sahibi olan) adama: «O, aç iken sen ona
(bir şey) yedirmedin ve o, câhil iken sen ona (bir şey) öğretmedin,.» buyurdu.
Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emri ile bahçe sahibi, Abbâd'ın
elbisesini kendisine geri verdi ve Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abbâd'a bir veya yarım vesk yiyecek verilmesi için emir buyurdu.
EBU DAVUD HADİSİ VE İZAHI İÇİN TIKLA