DEVAM: 6- ADAM BEHER
KOVAYI BİR ADET KURU İYİ HURMA (ÜCRET) İLE SU ÇIKARIR VE KURU HURMAYI (ALMAYI)
ŞART KOŞAR, BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
المُنْذِرِ.
ثنا مُحَمَّدُ
بْنُ
فُضَيْلٍ. ثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ
سَعِيدٍ،
عَنْ
جَدِّهِ،
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: جَاءَ
رَجُلٌ مِنُ
الأَنْصَارِ
فَقَالَ: يَا
رَسُولَ
اللهِ! مَالِي
أَرَى
لَوْنَكَ
مُنْكَفِئاً؟
قَالَ:
((الْخَمْصُ))
فَانْطَلَقَ
الأَنْصَارِيُّ
إِلَى رَحْلِهِ.
فَلَمْ
يَجِدْ فِي
رَحْلِهِ
شَيْئاً. فَخَرَجَ
يَطْلُبُ.
فَإِذَا هُوَ
بِيَهُودِيًّ
يَسْقِي
نَخْلاً.
فَقَالَ
الأَنْصَارِيُّ
إِلَى
رَحْلِهِ.
فَلَمْ
يَجَدْ فَي
رَحْلِهِ
شَيْئاً.
فَخَرَجَ
يَطْلُبُ.
فَإذا هُوَ يِيَهُوديٍّ
يَسْقِي
نَخْلاً.
فَقَالَ
الأَنْصَارِيُّ
لليَهُودِيِّ:
أَسْقِي
نَخْلَكَ؟
قَالَ نَعمْ.
قَالَ كُلُّ
دَلْوٍ
بِتَمْرَةٍ.
وَاشْتَرَطَ
الأَنْصَارِيُّ
أَنْ لاَ
يَأخُذَ خَدِرَةً
وَلاَ
تَارِزَةً
ولا حشَفَةً.
وَلاَ يَأْخُذَ
إِلاَّ
جَلِدَةً.
فَاسْتَقَى
بِنَحْوٍ
مِنْ
صَاعَيْنِ.
فَجَاءَ بِهِ
إِلَ النَّبيِّ
صلى الله عليه
وسلم.
في الزوائد:
في إسناده عَبْد
الله بْنُ
سعيد بْنُ
كيسان، ضعفه
أحمد وإبن
معين وغيرهما.
Ebû Hureyre
(r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ensâr'dan bir adam gelerek: Yâ Resûlallah! Ben
senin rengini değişmiş görüyorum, ne oldu? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): «Açlık.» buyurdu. Bunun üzerine Ensâri zat hemen eşyasının
olduğu yere gitti. Eşyası arasında (yiyecek) bir şey bulamadı. Sonra (yiyecek)
aramaya çıktı. Bir hurmalığı sulayan bir yahüdî ile karşılaştı. Ensâri zât,
yahûdîye: Senin hurmalığım sulayayım (mı)? dedi. Yahudi: Evet (sula) dedi.
Ensâri: Her kova (su) bir adet kuru hurma (ücret) ile, dedi. Ve Ensâri. ne içi
kararmış, ne sertleşmiş kuru ve ne de kötü olan hurmayı almamayı ve kuru iyi
hurmadan başka hurmayı almamayı şart koştu. Sonra iki sâ' kadar (kuru hurma) karşılığı
su çıkardı ve aldığı hurmayı Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdi.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Abdullah bin Said bin Keysan'ı
Ahmed, İbn-i Main ve başkası zayıf saymışlardır.
AÇIKLAMA: Bu babta rivayet edilen hadislerin Zevaid türünden olduğu ve senedlerinin
zayıflığı notta belirtilmiştir. Hadislerde geçen bazı kelimeleri açıklıyalım:
Hasasa: Yiyecek
maddelerine muhtaç olmak ve fakirliktir. Acve: Nebi (s.a.v.)'in de diktiği çok
iyi ve faziletli bir hurmadır. Celide: Kuru iyi hurmadır.
Hams: Açlıktır.
Hadire: İçi
kararmış hurmadır. Tarize: Sertleşmiş kuru hurmadır. Haşefe: Kötü hurmadır.
Bu babta
rivayet edilen hadisler, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ve sahabilerin çektikleri
maddi sıkıntı ve yokluğu, açlığa sabır ve tahammülleri, buna rağmen bir şeyi
karşılıksız istemeye tenezzül etmemeleri gibi yüce meziyetlerini ifade ettiği
gibi, büyük insanların ücretle çalışmalarının, hatta bir gayri müslimin yanında
işçi olarak belirli işleri yapmalarının caizliğine delalet ederler. Keza,
işçinin iş verenle pazarlık etmesi ve alacağı ücretin nevi ve evsafını önceden
belirtmesinin meşrüluğuna da delalet ederler.