27- ŞAHİDLİK ETMESİ
TALEB EDİLMEYEN BİR KİMSENİN ŞAHİDLİK ETMESİNİN YASAKLlĞI BABI
حدّثنا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ وَعَمْرُو
بْنُ
رَافِعٍ،
قَالاَ: ثنا
جَرَيرٌ عَنْ
مَنْصُورٍ،
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ،
عَنْ
عَبِيدَةَ
السَّلْمَانِيِّ؛
قَالَ: قَالَ
عَبْدَ
اللّهِ بْنُ
مَسْعُودٍ: سُئِلَ
رَسُولُ
اللهِ : أَيُّ
النَّاسِ
خَيْرٌ؟
قَالَ: ((قَرْنِي،
ثُمَّ
الَّذينَ
يَلُونَهُمْ،
ثُمَّ
الَّذينَ
يَلُونَهُمْ.
ثُمَّ يَجىُ
قَوْمٌ
تَبْدُرُ
شَهَادَةُ
أَحَدِهِمْ يَمِينَهُ،
وَيَمِينُهُ
شَهَادَتَهُ)).
Abdullah bin
Mes'ûd (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e:
(mu'min olan) insanların hangileri daha hayırlıdır? diye soruldu. Resûl-İ Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(En hayırlı insanlar) benim karn'ım
(sahâbîlerim)dir. Sonra onların hemen ardından gelen (Tabiî) lerdir. Sonra
bunların hemen ardından gelen (Tabiilerin Tabiî) leridir. Daha sonra bir takım
insanlar gelir ki onlardan birisinin şâhidliği yeminini ve yemini şâhidliğini
geçer.»
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadisteki Karn kelimesinin asıl manası zamandır. Ancak bu zaman süresinin
tesbit ve tayini hususunda değişik görüşler vardır: On, yirmi, otuz, altmış,
yetmiş, seksen, yüz, yüz yirmi yıl olmak üzere muhtelif rivayetler vardır.
Bazılarına göre Karn. insan kuşağıdır. Her kuşak bir Karn'dır. Bir kısım
alimler: Her yüz yıl bir Karn'dır, demişlerdir. Bu hadisteki Karn ile
kasdedilen mananın tesbiti hususunda da ihtilaf vardır. Nevevi 'nin beyanına
göre, el-Muğire: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in karn'ı O'nun sahabileridir. Onların
hemen ardından gelenlerden maksad sahabilerin evladıdır ve bunların hemen
ardından gelenlerden maksad da sahabilerin evladının evladıdır, demiştir.
Nevevi daha
sonra: Sahih olan kavil şudur: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in karn'ından maksad
O'nun sahabileridir. İkinci karn'dan maksad, Tabiilerdir ve üçüncü karn'dan
maksad da Tabiilerin Tabiileridir. Alimler, karn'ların en hayırlısının Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'in karn'ı yani sahabileri olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Cumhurun kavline göre Resul-i Ekrem (s.a.v.)'i bir saat bile gören her müslüman
sahabi sayılır.
Hadis, en
hayırlı kuşağın, sahabiler kuşağı olduğuna delalet eder.
Bundan maksad
kuşağın tümüdür. Bu itibarla bu hadis, sahabi'nin peygamberlerden üstün
olduğuna ve herhangi bir sahabi kadının, Meryem ve Asiye gibi kadınlardan daha
faziletli olduğuna delalet etmez. Çünkü kasdedilen mana bir kuşağın diğer
kuşaklara üstünlüğüdür. Üstün olan kuşaktaki her ferdin diğer kuşataki bütün
ferdlerden üstünlüğü anlamı çıkarılamaz.
Hadisin son
kısmında gelen ''... onlardan birisinin şahidliği yeminini ve yemini şahidliği
geçer,. cümlesi ile ilgili olarak da Nevevi şöyle der: Bu cümle, şahidlik
ederken yemin eden kimseyi yermektedir.
Cümlenin
manası: Adam hem yemin eder, hem de şahidlik eder. Artık bazen önce yemin eder
ve bunun arkasında şahidlik eder. Bazen de bunun tersini yapar. Bazı Malikiler
bu hadisi delil göstererek: Şahidlik ederken yemin eden adamın şahidliği
reddedilir, demişlerdir. Fakat cumhur, şahidlik ederken yemin eden adamın
şahidliğini reddetmez.
Sindi de bu
cümle ile ilgili olarak: Cümleden kasdedilen mananın şu olduğu umulur: Yani
anılan üç kuşaktan sonra gelen bir takım insanların yalan konuşmaları çoğalır
ve şahidliklerine güvenilmez. Bu nedenle adamlar şahidliklerini yeminleri ile
takviye etme gayretinin içine girerler. Artık şahidlik ederken ifadelerinden
önce veya sonra yemin ederler, demektedir.
Hadis, yemin ve
şahidliğin önemli şeyler olduğuna ve İslam'ın ilk dönemlerinde bunlara
ehemmiyet verildiğine işaret eder. Nitekim Buhari bu durumu belirtmek için bu
hadisin sonunda İbrahim Nehai'nin şu sözünü de rivayet etmektedir: Biz çocuk
denecek yaşta iken konuştuğumuzda "Eşhedu billah" ve "Allah ile
ahdim olsun" sözünü kullandığımız için velilerirniz bizi döverlerdi.