SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-AHKAM

<< 2363 >>

DEVAM: 27- ŞAHİDLİK ETMESİ TALEB EDİLMEYEN BİR KİMSENİN ŞAHİDLİK ETMESİNİN YASAKLlĞI BABI

 

حدّثنا عَبْدَ اللّهِ بْنُ الجَرَّاحِ. ثنا جَرِيرٌ عَنْ عَبْد المَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ. قَالَ: خَطَبَنَا عُمَرُ بْنُ الخَطَّابِ بِالجَابِيَةِ فَقَالَ: إِنَّ رَسُولُ اللهِ قَامَ فِينَا مِثْلَ مُقَامِي فِيكُمْ فَقَالَ:  ((احْفَظُونِي فِي أَصْحَابِي. ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ. ثُمَّ الذَّينَ يَلُونَهُمْ. ثُمَّ يَفْشُو الكَذِبُ حَتّى يَشْهَدَ الرَّجُلُ وَمَا يُسْتَشْهَدُ. وَيَحْلِفِ وَمَا يُسْتَحْلَفُ)).

 

في الزوائد: رجال إسناده ثقات، إلا أن فيه عَبْد الملك بْنُ عمير، وهو مدلس، وقد رواه بالعنعنة.

 

Câbir bin Semûre (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ömer bin el-Hattâb (r.a.), Câbiye de bize bir hitabede bulundu ve şöyle söyledi: Ben aranızda böyle ayakta durduğum gibi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: «Benim ashabım, sonra onların hemen ardında gelen (Tabii) ler ve sonra bunların ardında gelen (Tabiilerin Tâbü)Ieri(n değerini takdir etmek) hakkında bana riâyet ediniz (yâni bana olan hürmetinizi göz önünde bulundurup benim hatırım için onlara saygılı olunuz). Daha sonra (ki kuşaklarda) yalancılık o kadar yayılacak ki, adam, şâhidlik etmesi taleb edilmediği halde şâhidlik edecek ve yemin etmesi teklif edilmediği halde yemin edecektir.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki raviler sika zatlardır. Ancak şu var ki, ravi Abdü'l-Melik bin Umeyr tedlisçidir ve bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:    Zevaid türünden olan bu hadiste, Ashab-ı Kiram, Tabiiler ve bunların Tabiilerinin faziletine işaret edilerek Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in hatırı için bu üç kuşakta yaşayan müsİümanlara değer ve saygı göstermenin gerekliliği ifade edilmektedir.

 

Ramuzü'l-Ehadis şerhi Levamiü'l-Ukül'da özetle şöyle deniliyar: "Yani sahabilerin kıymet ve değerlerini takdir ediniz, onları incitmeyiniz, tenkid etmeyiniz ve aleyhlerinde konuşmayınız. Çünkü onlar benim arkadaşlarımdır. Onlara karşı durum ve davranışlannızda benim hatırımı ve bana olan saygınızı göz önünde bulundurunuz. Tabiiler de Ashab-i Kiram'ın izini tıpa tıp takip ettikleri için onlara da saygılı olma emri verilmiştir. Üçüncü kuşaktaki müslümanlar ilk iki kuşak dışında kalan müslümanların en mümtaz tabakasını teşkil ederler. Fakat bu üç kuşaktan sonra gelen bir takım insanlar, şahidlik etmeleri taleb edilmediği halde şahidlik etmeye ve yemin etmeleri teklif edilmediğine rağmen yemin etmeye girişirler. Bu hal ise insanların takvasının zayıflığına ve itimadın azlığına delalet eder."

 

Müslim, AbduIIah bin Mes'ud (r.a.)'ın (2362 nolu) hadisi ile beraber bunun bir benzerini İmran bin Husayn (r.a.)'den merfu olarak rivayet etmiştir. Bunun sonunda bulunan ilavede şu cümle de vardır: "Bunlardan sonra bir takım insanlar olur ki şahidlik etmeleri taleb edilmediği halde şahidlik ederler ve apaçık hiyanet ederler ....''

 

Nevevi de bu cümlelerin şerhinde şunları söyler: "Bu hadisin zahiri, «Şahidlerin en hayırlısı, şahidlik etmesi taleb edilmeden önce şahidlik edendir» (2364 nolu) mealindeki hadise muhaliftir. Alimler bu iki hadisin arasında görülen zahiri ihtilafı şöylece gidermişlerdir: Bir hak iddiasında bulunan bir kimse, dava konusu meseleye vakıf olan şahidi bilir ve tanır. Dava sahibi, şahidlik etme talebinde bulunmadan önce şahidin şahidlik etmeye acele etmesi bu hadiste yerilmiştir. Bu hadis böyle yorumlanır, denilmiştir.

 

Diğer hadiste (yani 2364 nolu) övülen şahidlik ise dava sahibinin tanımadığı ve bilgisi olduğundan haberi olmayan bir şahidin dava sahibine: Ben senin meselene şahidim, durumu biliyorum. Arzu edersen hakimin huzurunda şahidlik ederim, diyerek haberdar etmesi ve istenildiği takdirde şahidlik etmesidir. Allah Teala hakları ile ilgili davalara ait şahidlik de anılan şahidlik hükmüne tabidir. Allah Teala hakları konusunda bilgisi olan bir kimse hakim'e baş, vurarak konu hakkında şahidlik eder. Bu nevi şahidlik de övgüye layık şahidlik nevindendir. Boşama, vakıf, azadIama, genel vasiyyetler ve cezalara ait şahidlik Allah Teala haklarına ait şahidlik için birer örnektir. Bu gibi davalarda şahidlik etme talebi olmaksızın şahidlerin hakim'e münacaatla ifade vermeleri övgüye layık şa hidliklerdendir. Ancak örtbas edilmesinde yarar görülen cezalarla ilgili davalarda şahidlerin bilgilerini gizlemeleri daha uygun olur.

 

İşte bu iki hadis arasında görülen zahiri ihtilafın bertaraf edilmesinin en uygun şekli bunların böyle yorumlanmasıdır. Bizim arkadaşlarımız ile Malik ve alimlerin cumhüru böyle yorum yapmışlardır. Doğrusu da budur.

 

Bu hadis başka şekillerde de yorumlanmış ise de bu yorumlar zayıftır. Bunlardan birisi şöyledir:

Şahidlik etme talebi yapılmadan herhangi bir konuda şahidlik etmek yerilmiştir. Böyle yorumlayanlar, diğer hadisi dikkata almamıştır.

 

Diğer bir kavle göre bu hadis yalancı şahidlik hakkındadır. Bir başka kavle göre bu hadis, cezalara ait şahidlik hakkındadır.  Bu yorumların hepsi yanlıştır.

 

Şahidlik etmesi taleb edilmemiş iken kişinin kendiliğinden gidip bir dava hakkında ettiği şahidlik cumhura ve bizim mezhebimize göre geçerlidir."