28- ADAM'IN GÖRGÜ
TANIKLlĞI VARDIR DA İLGİLİ KİŞİ BU DURUMU BİLMEZ, BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ،
وَمُحَمَّدُ
بْنُ عَبْد
الَّرَحْمَنُ
الجُعْفِيُّ قَالا:
ثنا زَيْدِ
بْنُ
الحُبَابِ
العُكْلِيُّ.
أَخْبَرَنِي
أُبَيُّ بْنُ
عَبَّاسٍ بْنِ
سَهْلِبن
سَعْدٍ
السَّاعِدِيِّ.
حّدَّثَنِي
أَبُو بَكْرِ
بْنُ عَمْرِو
بْنِ حَزْمٍ. حدَّثَنِي
مُحَمَّد
بْنُ عَبْدَ
اللّهِ بْنِ
عَمْرِو بْنِ
عُثْمَانُ
بْنِ
عَفَّانَ. حَدَّثَنِي
خَارِجَةُ
بْنُ زَيْدِ
بْنِ ثَابِتٍ.
أَخْبَرَنِي
عَبْد
الَّرَحْمَنُ
بْنُ أَبِي عَمْرَةَ
الأَنْصَارِيِّ؛
أَنَّهُ
سَمَعَ زَيْدَ
بْنَ خَالِد
الجُهَنِيَّ
يَقُولُ: إِنَّهُ
سَمَعَ
رَسُولُ
اللهِ
يَقُولُ: ((خَيْرُ
الشُّهُودِ
مَنْ أَدَّى
شَهَادَتَهُ
قَبْلَ أَنْ
يُسْئَلَهَا)).
Zeyd bin Hâlid
el-Cühenî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; kendisi Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den, şöyle buyururken işitmiştir: «Şâhidlerin en hayırlısı,
şâhidlik etmesi taleb edilmeden önce tanıklık görevini ifâ edendir.»
Diğer tahric:
Bu hadisi Malik. Ahmed. Müslim ve Ebu Davüd da rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Müslim deki hadis metni şöyledir; «İyi dinleyin ben şahidlerin en
hayırlısını size haber vereyim; Şahidlik etmesi taleb edilmeden önce şahidlik
eden kimse." Ebu Davud ile Tirmizi' deki metin de böyledir.
Bundan önceki
bab'da geçen hadisler, şahidlik etmesi taleb edilmeden önce kişinin şahidlik
etmesinin iyi olmadığına delalet ederler. Orada verilen izahta gerekli bilgi
verildi ve hadisin yorum şekli anlatıldı. Bu hadiste ise şahidlik etmesi taleb
edilmeden önce kişinin şahidlik etmesinin övgüye layık olduğu belirtilmiştir.
Orada dolaylı olarak bu hadisin yorum şekline de değinilmişti. Nevevi bu
hadisin şerhinde özetle şöyle der: "Bu hadis ile kasdedilen mana hakkında
iki yorum vardır. Bunların en sahih ve en meşhür olanı Malik ve Şafii'nin
arkadaşlarının yaptığı şu yorumdur; Bir insanın bir hakkı ile ilgili olarak bir
şahsın şahidliğe yararlı bilgisi vardır. Fakat hak sahibi, bu şahsın
bilgisinden habersizdir. Şahıs, hak sahibine gelir ve konuya şahid oldUğunu
bildirir. İşte bu şahıs, en hayırlı şahid'dir.
İkinci yorum:
Bu hadis hasbi şahidlik hakkındadır. Yani sırf insanlara mahsus haklar dışında
kalan davalara ait şahidliktir ki bu davalar yalnız Allah Teala haklarına
aittir veya Allah Teala ile kul haklarının birleştiği meselelere aittir.
Bunlara örnek: Boşama, azadlama, vakıf, umumi vasiyyetler, cezalar ve benzeri
konular. Bu gibi konularda bilgisi olan şahidlerin hakim'e müracaat ederek
ifade vermeleri vacibtir. Allah Teala Kur'an-ı Kerim'in müteaddid ayetlerinde
Allah için şahidlik etmeyi emretmiştir.
Birinci yorumda
anılan meseleler hakkında da bilgisi olan kimselerin şahidliklerini
gizlernemeleri ve bilgilerini hakim'e aktarmaları vacibtir. Çünkü bu bilgiler
birer eınanettir. Emaneti ödemek gereklidir.
Bu hadis başka
şekilde de yorumlanmıştır. Nevevi bu şekilleri de anlattıktan sonra bu hadis
ile bundan önceki babta geçen hadis arasında bir çelişki bulunmadığını tekrar
anlatır. Biz bu hususu bundan önceki bab'da anlattığımız için bunu tekrarlamaya
gerek görmüyoruz.