SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2540 >>

DEVAM: 3- HADLERİN DOSDOĞRU YERİNE GETİRİLMESİ BABI

 

حدّثنا عَبْد اللهِ بْنُ سَالِمٍ المَفْلُجُ. ثنا عُبَيْدَةُ بْنُ الأسْوَدِ، عَنِ القَاسِمِ بْنِ الوَلِيدِ، عَنِ أَبِي صَادِقٍ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ نَاجِدٍ ، عَنْ عُبادَةَ بْنِ الصَّامِتِ: قَالَ: قَالَ رَسُول اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((أَقِيمُوا حُدُودَ اللهِ في القَرِيبِ وَ البعيدِ. وَلاَ تَأْخُذْكُمْ في اللهِ لَوْمَةُ لاَئِمٍ)).

 

في الزوائد: هذا إسناد صحيح على شرط ابن حبان. فقد ذكر جمع رواته، في ثقاته.

 

Ubâde bin es-Sâmıt (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; «(Ey müslümanlar) Siz Allah'ın had (cezâ)larını (Akrabalıkta veya güçlülükte ve güçsüzlükte size) yakın olan ve uzak olan herkes hakkında dosdoğru infaz ediniz. Sakın hiç bir kınayanın kınaması sizi Allah (ın hükmünü uygulamak) konusunda tutmasın (yâni alıkoymasın.)»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi İbn-i Hibban'ın şartı üzerine sahihtir. Çünkü o bunun bütün ravilerini sikalar arasında anmıştır.

 

Bu babta rivayet olunan İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisini Taberani de rivayet etmiştir. Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Ahmed ve Nesai de rivayet etmiştir. İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisi ile Ubade (r.a.)'ın hadisi ise Zevaid türünden olup başkaca kim tarafından rivayet edildiğini tesbit edemedim.

 

AÇIKLAMA:     Bu babtaki hadislerin hepsi Allah'ın emretmiş olduğu cezaların aynen tatbik edilmesinin önemini beyan etmektedir. ilk iki hadis ilahi cezalarm tatbikinin kırk günlük yagmurdan hayırlı olduğunu bildirmektedir. Sindi bu hususta şöyle der: "Bunun hikmeti hakkında şöyle denilmiştir: Çünkü ilahi cezalarm uygulanması, insanları günahlardan ve suç işlemekten alakor ve yağmur için gök kapılarının açılmasına vesile olur. İlahi cezaların uygulanmaması veya bunda gevşeklik göstermek ise insanların günahlara ve suçlara dalmasına sebebiyet verir. Bu ise kıtlık, kuraklık ve halkın helak olmasına yol açar.

 

İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisi ise Kur'an-ı Kerim'in tek bir ayetini inkar edenin öldürülmesinin helal olduğunu ifade eder. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in tek bir ayetini inkar eden kimse mürted olur. Yani İslamiyet'ten çıkmış olur. Mürted ile ilgili hüküm ise bundan önceki babta beyan edildi. Şu noktayı da belirteyim: Kur'an'ın bir ayetini inkar etmek sadece bunun ayeti olduğunu inkar etmekten ibaret değildir. Bunun ayet olduğunu, yani Allah tarafından indirildiğini inkar eden kimse dinden çıktığı gibi herhangi bir ayetin hükmünü tas vi b etmeyen, mesela f6.1an ayetin hükmü 20. asrın uygarlığı ile bağdaşmaz veya şu ayetin hükmü uygulanmamalıdır, bunu uygulamayı uygun görmüyorum, diyen bir kimse de mürted olur ve İslamiyet'ten çıkmış olur.

 

Bu hadis kelime-i Şehadet getirip anlamını kalben tasdil~ eden bir kimsenin öldürülmesinin haram olduğunu ifade eder. Ancak böylece müslümanlığı kabul eden bir kimse haddi gerektiren bir suç işlerse o takdirde cezası uygulanır.

 

Son hadisteki "Katib = yakın" ve "Baid = uzak" kelimeleri iki manaya yorumlanmıştır. Bundaki yakınlık ve uzaklık akrabalık açısından olabildiği gibi kuvvet ve nüfüz bakımından da olabilir. Tıybi böyle demiştir. Yani suç işleyen kişi sizin yakın ak rab anız olsun uzak ak rab anız olsun onu ilahi hükme uygun olarak cezalandırmakta bir ayırım yapmayın. Keza o kuvvetli ve nüfüzlu bir kişi olsun zayıf ve nüfuzsuz kimse olsun fark etmez. Herkese ayni şekilde ilahi cezayı uygulayın. Ve Allah'ın hükümlerini uygularken başkasının sizi ayıplaması, kınaması, yermesi gibi karşı hareketler de sizi engellemesin. İlahi cezayı tereddüdsüz ve önemle tatbik ediniz.