28- (BİR MALI) MUHAFAZA
EDİLDİĞİ YERDEN ÇALAN KİMSE (NİN HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI
Bu babtaki hadislerin tercemesine
geçmeden önce babın başlığında bulunan "Hirz" kelimesini açıklayalım.
Çünkü bir hırsızlığın el kestirmeyi gerektirip gerektirmemesi hususunda malın
çalındığı yerin önemi büyüktür. Bir malı evin içinden çalmak ile sokaktan
çalmak arasında her halde bir farklılık vardır. İşte bunun için
"Hırz"ın ne demek olduğunu bilmekte yarar vardır. Babın başlığının
tercemesini verirken bu kelimenin karşılığı olarak ''Malın muhafaza edildiği
yer'' ifadesini kullandım.
Hırz: Bir malın emsalinin konulduğu,
muhafaza edildiği ve örf, adete göre bırakıldığı yer, diye tarif edebiliriz.
Çünkü örf ve adette her malın konulduğu bir yer vardır. İşte o yer o malın
Hırz'ıdır. O mal yerden çalınırsa Hırz'ından çalınmış olur ve çalanın elinin
kesilmesi hükmü verilebilir. Mesela evler, dükkanıar, ağıllar, trenler,
otobüsler, vapurlar gibi yerler buralara konulan mallar için Ilırz sayılır.
Çobanlar güttükleri hayvan sürüleri için bir Hırz sayılır. Bekçisi veya sahibi
bulunan meydandaki mallar için bekleyen mal sahibi veya bekçi bir Hırz sayılır.
Akıllı, ergin bir kimse bir malıHırz'ından gizlice götürürse hırsızlık etmiş
olur. O mal nisab ise yani Hanefi mezhebine göre on dirhem gümüş veya bunun
değerinde ise, diğer mezheblere göre altın bir dinarın dörtte biri veya üç
dirhem gümüş veya bunların değerinde ise hırsızın eli kesilir. Daha ayrıntılı
bilgi için fıkıh kitabıarına baş vurmak gerekir.
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنِ أَبِي
شَيْبَةَ. ثنا
شَبَابَةُ
عَنْ مَالِكِ
بْنُ أَنَسٍ،
عَنْ
الزُّهْريِّ،
عَنْ عَبْد
الله بْنُ
صَفْوَانَ،
عَنْ
أَبِيهِ؛
أَنَّهُ
نَامَ فِي المَسْجِدِ
وَتَوَسَّدَ
رِدَاءهُ.
فَأُخِذَ مِنْ
تَحْتِ رَأْسَهِ,
فَجَاءَ
بِسَارِقِهِ
إِلَى النَّبِّي
صلى الله عليه
وسلم.
فَأَمَرَ
بِهِ النَّبِّي
صلى الله عليه
وسلم أَنْ
يُقْطَعَ. فَقَالَ
صَفْوَانُ:
يَا رَسُولَ
اللهِ! لَمْ
أُرِدْ هذَا.
رِدَائي
عَلَيْهِ
صَدَقَةٌ.
فَقَالَ
رَسُول اللهِ
صلى الله عليه
وسلم: ((
فَهَلاَّ
قَبْلَ أَنْ
تَأْتِيَنِي
بِهِ)).
Safvân (bin
Ümeyye) (r.a.)'den rivayet edildiğine gnre: Bir kere: Kendisi Mescid-i
Nebevî'de ridâsım başına yastık edip uyumuş ve ridâsı başının altından alınmış.
Sonra Safvân hırsızını yakalayıp Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e götürmüş.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellenı) de (suçu subut bulan) hırsızın elinin
kesilmesini emretmiştir. Bunun üzerine Safvân: Yâ Resulallah! Ben bunu (yâni
elinin kesilmesini) istemedim. Ridâm ona sadaka olsun, deyince Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Safvân'a: «Adamı bana getirmeden önce (bu işi) yapmalıydın»
buyurdu (ve hırsızın elini kestirdi).
EBU DAVUD RİVAYETİ VE İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN
AÇIKLAMA: 2596’da