DEVAM: 7- DİYET, AKİLE
(KATİLİN YAKINLARI) ÜZERİNE (VACİB) DİR. EĞER AKİLE YOK İSE DiYET BEYTÜ'L-MAL
(DEVLET HAZİNESİ) İÇİNDE (N ÖDENMESİ LAZIM) DIR, BABI
حدّثنا
يَحْيَى بْنُ
دُرُسْتَ. ثنا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ
بُدَيْلِ
بْنِ مَيْسَرَةَ،
عَنْ عَلِيِّ
بْنِ أَبِي
طَلْحَةَ، عَنْ
رَاشِدٍ،
عَنْ أَبِي
عَامِرٍ
الهَوْزَنِيِّ،
عَنْ
المِقْدَامِ
الشَّامِيِّ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللّهِ صلى
الله عليه وسلم: ((أَنَا
وَارِثُ مَنْ
لا وَارِثَ
لَهُ. أَعْقِلُ
عَنْهُ
وَأِرِثُهُ.
وَالخَالُ
وَارِثُ مَنْ لاَوَارِثَ
لَهُ.
يَعْقِلُ
عَنْهُ
وَيَرِثُهُ.))
"H.
EI-Mıkdam eş-Şami (bin Madikerib) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; ''Mirasçısı
olamayan (müslüman'ın mirasçısı benim. (Yani malını beytü'I-mala korum). Onun
diyetini öderim ve ona mirasçı olurum. Dayı, mirasçısı olmayan (yeğenin'in
mirasçısıdır. Onun yerine diyet öder ve onun mirasını alır.''
AÇIKLAMA: El-Müğire (r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de
rivayet etmişlerdir. el-Mikdam (r.a.)'ın hadisini Ebu Davud ve Nesai de rivayet
etmişlerdir.
Bu hadisler,
diyetin katilin akilesi tarafından ödenmesinin gerektiğine delalet ederler.
Akile
kelimesinin manası hakkında yukarda özlü bilgi vermiştim. Alimler bu kelime ile
kasdedilen mana hakkında biraz farklı görüş beyan ettikleri için bu konuya özlü
olarak değinmek isterim. Şöyle ki:
1. Hanefiler'e
göre hataen, yani yanlışlıkla öldürme ve teammüden olmamakla beraber buna
benzeyen ve Şibh-i amd ismi verilen öldürme olayı dolayısıyla maktülün mirasçılarına
ödenecek diyet, katilin akilesi tarafından verilir. Bu diyeti verenlere Akile
denilir. Katil, ismi divan denilen ve devlet tarafından tutulan büyük
defterlerde yazılı askerlerden ise onun akilesi bu defterlere isimleri yazılı
olanlardır. Bunlar onun diyetini üç yıl içinde öderler. Divan'da isimleri
yazılı bulunan kadınlar ve çocuklar akile dışında tutulurlar. Divanda yazılı
erkeklerin katilin akrabaları olması şartı aranmaz. Şayet katil, divanda yazılı
değil ise akilesi onun kabilesidir. Divan'da ismi yazılı olmadığı gibi kabilesi
ve yakınları da yok ise akilesi, beytü'l-maldır. Yani diyeti devlet
hazinesinden ödenir. Katilin babası ve oğulları gibi usül ve furuunun akileden
sayılıp sayılmayacağı husüsunda ihtilaf vardır.
2. Şafii ve
Hanbeli alimlere göre de hataen ve şibh-i amd olan, yani teammüden olmayan
cinayetlerde ödenmesi gerekli diyet, katilin akHesi tarafından ödenir. Katilin
akHesi, baba tarafından olup erginlik çağına varmış ve aklı olan erkek
yakınlarıdır. Katilin usül ve furuu, yani babası, baba babası. .. oğulları,
oğullarının oğulları ... , kadınlar ve küçük yaştaki akrabalar akHeden
sayılmazlar. Katilin bu nevi yakınları yok ise ve azadIanmış köle durumunda ise
akHesi onu azadIayan kimsedir. Şayet böyle bir durum da yok ise akilesi
Beytü'l-Maldır. Yani diyeti devlet hazinesinden ödenir. Bu da yok ise diyet
katilin kendisinden tahsil edilir. Bu diyet üç yıl içinde taksitle ödenir .
3. Malikiler'e
göre katil divan denilen defterde yazılı askerlerden ise akilesi, divanda
yazılı olan kimselerdir. Divan yok, veya katil yazılı değil ya da yazılı
olanların sayısı yediyüzden az ise diyetin eksik kalanı veya tamamı katilin
asaba ismi verilen yakınları tarafından ödenir. Asaba, yani katilin oğulları,
torunları, erkek kardeşleri, erkek yeğenleri, babası, baba babası gibi
mirasçıları nikahtaki sıraya göre diyeti ödemekle mükelleftir. İlk sıradakiler
diyeti ödeyemezlerse, bunlardan sonraki sıralarda olanlar da bu yardıma
katılırlar. Şayet katilin mirasçıları yok ise ve azadIanmış durumda ise akilesi
onu azadIayan kimsedir. Böyle bir durumda yok ise akilesi Beytü'l-Maldir. Yani
diyeti devlet hazinesinden ödenir. Diyet üç yıl içinde taksitle ödenir.
Daha geniş
bilgi için fıkıh kitabIarına baş vurmayı tavsiye ederim. Mikdam (r.a.)'ın
hadisine göre dayı, mirasç!dır ve yeğeninin diyetini öder.
Feraiz
kitabında beyan edileceği üzere, kişinin yakınlarından bir kısmının miras
hissesi tayin ve tesbit edilmiştir. Bir kısım yakınlar ise belirli hisseleri
bulunan kimseler bu hisseleri aldıktan sonra kalan malı alırlar. Şayet belirli
hisse sahibi durumunda mirasçı yokise malın tamamını alırlar. Bu nevi
mirasçılara Asaba ismi verilir. Belirli hissesi bulunanlara da "Ashab-ı
furiid = Belirli pay sahipleri" ismi verilmiştir. Bu iki grubun dışında kalan
yakınlara Zevi'l-Arham denilir. Dayılar, teyzeler, halalar, kızların çocukları
Zevi'l-Arham nevindendir. Mirasçılardan ashab-ı furuz ve asaba ismi. verilen
yakınlar bulunmadığı takdirde Zevi'l-arham ismi verilen yakınların mirasçı olup
olmadığı meselesi ihtilaflıdır. Sahabilerin çoğu ile tabiilerin bir kısmına
göre bu nevi yakınlar mirasçı sayılırlar. Zeyd bin Sabit (r.a.) ile tabiilerin
bir kısmına göre bunlar mirasçı değildir. İlk iki grubtan mirasçı yok ise
ölünün malı devlet hazinesine kalır.
Mikdam
(r.a.)'ın bu hadisi Zevi'l-Arham olan yakınların mirasçı olduğunu söyleyen
alimler için bir delildir. Hanefi alimler de bu görüştedirler. Fakat Şafii ve
Malik bu görüşte olmayıp Zeyd bin Sabit (r.a.)'ın görüşünü tutmuşlardır.
Diyetin katilin
yakınları tarafından ödenmesi hükmünde gerek katilin bu nevi suçları
tekrarlamasının önlenmesi, gerekse maktlllün yakınlarının menfaatlarının
korunması açısından büyük hikmetleri vardır. Başka faydaları da bulunan bu
hükümün yararları fıkıh ve hadislerin şerh kitabIarında anlatılmıştır .