SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DİYAT

<< 2635 >>

8- MAKTÜLÜN VELİSİ İLE KISAS VEYA DİYET ARASINA GİREN (YANİ ONA MANİ OLAN) KİMSE (HAKKINDA GELEN HADIS) BABI

 

حدّثنا مُحَمَّد بْنُ مَعْمَرٍ. ثنا مُحَمَّد بْنُ كَثِيرٍ. ثنا سُلَيْمَانُ بْنُ كَثِيرٍ، عَنْ عَمْرِو ابْنِ دِينَارٍ، عَنْ طَاوُسٍ، عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ ، رَفَعَهُ إِلَى النَّبِّي صلى الله عليه وسلم قَالَ:  ((مَنْ قَتَلَ فِي عِمِّيَّةٍ أَوْ عَصَبِيَّةٍ بِحَجَرٍ أَوْ سَوْطٍ أَوْ عَصاً، فَعَلَيْهِ عَقْلُ الخَطَإِ. وَمَنْ قَتَلَ عَمْداً فَهُوَ قَوَدٌ. وَمَنْ حَالَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ، فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللهِ وَ المَلاَئِكَةِ وَ النَّاسِ أَجْمَعِينَ. لاَيُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَعَدْلٌ)).

 

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim nasıl olduğu belirsiz bir karışıklık içinde veya yakınlarını savunma esnasında bir taş veya bir kamçı ya da bir sopa ile (öldürme kasdı olmaksızın) öldürürse o kimse üzerine hatâen  öldürme diyeti (vâcib) dir. Kim (bu ortamda) kasden öldürürse bu (öldürme) kısasta sebebidir. Kim de katil ile kısas arasına girer (yâni katilin öldürülmesine engel olur) ise, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti o kimse üzerine olsun (veya üzerinedir). O kimseden ne tevbe kabul olunur, ne de fidye (veya o kimsenin ne nafile ibâdeti ne de farz ibâdeti kabul olunur.»)

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Bu hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayalım: İmmiyyet: Neden ve nasılolduğu belirsiz şeye denilir. Bu kelime Amıy kökünden alınmadır. Amıy, amalık, körlük ve delalet demektir. Nasıl ve niçin olduğu anlaşılmayan bir şey için kullanılan "Muamma" kelimesi de kökten alınmadır. Suyuti ve Nevevi bu kelimeyi böyle açıklamışlar ve buna örnek olarak kabilelerin asabiyet nedeniyle dövüşmelerini göstermişlerdir.

 

Hadiste geçen "Asabiyyet" kelimesi de kişinin yakınlarını koruması ve savunması anlamına yorumlanmıştır.

 

Hadisten kasdedilen mana şu olsa gerek: İki grup arasında çıkan ve meşrü bir nedene dayanmayan bir dövüşme ve karışıklık içinde bir adam öldürme kasdı yok iken vurduğu bir taş veya bir kamçı ya da bir sopa ile bir müslümam öldürürse, bu suçtan dolayı katilin kısas olarak öldürülmesi söz konusu değildir. Bu suçtan dolayı hata en öldürme diyeti gerekir. Burdaki hataen öldürme diyetinden maksad "Şibh-i amd" yani teammüden öldürmeye benzeyen öldürme nevine ait diyettir. Çünkü 2627 ve 2628 nolu hadislerde kamçı ve sopa ile öldürülen kimsenin Şibh-i amd maktülü olduğu belirtildi.

Bir karışıklık ve arbede içinde bile olsa bir mü 'mini kasden ve teammüden öldüren kimse ise kısas cezasına müstehak olmuş olur. Hadis bu durumu da belirttikten sonra katilin kısas olarak öldürülmesini engelleyenin' vahim ve çok tehlikeli durumunu belirtir. Bu fıkradan maksad ise, maktülün velileri katilin kısas edilmesinden vaz geçmedikleri ve katili bağışlamadıklan veya diyet almayı kabullenmedikleri halde katili koruyup Allah'ın kısas hükmüne mani olmanın ağır ve büyük günah olduğunu ifade etmektir. Ama bir kimse katilin bağışlanması için maktülün velilerinden ricada bulunur, aralarında sulh yapmaya çalışır ise bunda bir sakınca yoktur. Hadis bunu yasaklamaz.

 

Katilin diyet vermesine maktülün velileri nza gösterdikleri halde bunu engellemek de ayni hükme tabidir, yasaktır. Hadisin; ..... cümlesini kısas ve .diyete şümullü olacak bir şekilde açıklamak da mümkündür ve muhtemelen müellifimiz bu manayı tercih etmiştir. Babın başlığı bunun belirtisi sayılabilir. Bu takdirde bu cümle şöyle terc.eme edilir:

"Kim katil isekısas veya diyet arasına girerse ... " Yani katilin kısas olarak öldürülmesine veya diyetin tahsiline mani ve engel olursa ...

 

Hadiste geçen "Sarf" kelimesi tevbe manasına yorumlandığı gibi nafile ibadet manasına da yorumlanmıştır.

"Adı" kelimesi de fidye manasına yorumlandığı gibi farz ibadet manasına da yorumlanmıştır .

 

Katilin öldürülmesine veya diyetin ödenmesine mani olan, zor kullanarak veya bozgunculuk ederek bu işe engelolan kimsenin lanetlenmesinden maksad Allah'ın rahmetinden uzak kılınmasıdır. Bu günahı işleyenin tevbesinin, ibadetlerinin ve fidyelerinin kabul olunmamasından maksad da korkutma ve tehdiddir. Bunun benzerleri sünenimizde defalarca geçti. Örnek olarak 2609 - 2611 nolu hadislere müracaat edilebilir.

Diyetin mahiyeti için 2627, 2628 nolu hadislerin terceme ve izahlarına müracaat edilmelidir.