20- BİR KİMSE BİR ADAMI
(N ELİNİ) ISIRIR, ADAM DA ELİNİ (ONUN AĞZİNDAN HIZLA) ÇEKER VE BU YÜZDEN)
ISIRIR ÖN DİŞLERİ DÜŞER, BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنِ أَبِي
شَيْبَةَ. ثنا
عَبْد
الرَّحِيمِ
بْنُ
سُلَيْمَانُ،
عَنْ
مُحَمَّد
بْنِ إِسْحَاقَ،
عَنْ
عَطَاءٍ،
عَنْ
صَفْوَانَ
بْنِ عَبْد
اللهِ، عَنْ
عَمِّيْهِ
يَعْلَى
وَسَلَمَةَ
ابْني
أُمَيَّةَ؛
قَالاَ:
خَرَجْنَا معَ
رَسُولُ
اللَهِ صلى
الله عليه
وسلم في غَزْوَةِ
تَبُوك.
وَمَعَنَا
صَاحِبٌ
لَنَا. فَاقْتَتَلَ
هُوَ
وَرَجُلٌ
آخَرُ
وَنَحْنُ
بَالطَّرِيقِ.
قَالَ:
فَعَضَّ
الرَّجُلُ
يدَ
صَاحِبِهِ. فَجَذَبَ
صَاحِبُهُ
يَدَهُ مِنْ
فِيهِ. فَطَرَحَ
ثَنِيَّتَهُ،
فَأَتَى
رَسُولُ
اللَهِ صلى
الله عليه
وسلم
يَلْتَمِسُ
عَقْلَ ثَنِيَّتِهِ.
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((يَعْمِدُ
أَحَدُكُمْ
إِلَى
أَخِيهِ
فَيَعَضُّهُ
كَعِضَاضِ
الفَحْلِ.
ثُمَّ يَأْتِي
يَلْتَمِسُ
العَقْلَ!
لاَعَقْلَ
لَهَا))
قَالَ،
فَأَبْطَلَهَا
رَسُولُ
اللَهِ صلى
الله عليه
وسلم .
Ümeyye oğulları
Ya'lâ ve Seleme (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demişlerdir: Biz Tebûk
savaşında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber yola çıktık.
Bizim beraberimizde bir arkadaşımız da vardı. Biz yolda iken arkadaşımız ile
diğer bir adam döğüştüler. Ya'lâ demiştir ki: Adam, (döğüştüğü) arkadaşının elini
ısırdı. Arkadaşı da elini onun ağzından çekti ve adamın ön dişini düşürdü.
Adam, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak (düşürülen) ön
dişinin diyetini istedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): «Biriniz (din) kardeşine yönelerek erkek devenin ısırması gibi onu
ısırır, sonra gelip (düşen dişine) diyet ister. Düşürülen dişe diyet yoktur,»
buyurdu. Ya'lâ demiştir ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (dâvayı
red ederek) dişin diyetinin bâtıl olduğuna hükmetti.
Ya'Iâ bin
Ümeyye (R.A. )'m Hâl Tercemesi
Birinci hadisin
râvîsi Ya'Iâ bin Ümeyye (R.A.)'ın hâl tercemesi 1065 nolu hadîs bölümünde
geçmiştir. Diğer râvi Seleme bin Ümeyye (R.A.) ise Ya'lâ'nın kardeşidir.
Kûfe'ye yerleşen sahâbilerdendir. Buhâri ile Müslim onun bir hadîsini rivayet
etmişlerdir. Râvîsi de kardeşi Ya'lâ'nın oğlu Safvân'dır. îbn-i îshâk böyle
demiştir. Fakat hıfzedilen rivayet şekli Safvân'ın kendi babası olan Ya'Iâ bin
Ümeyye'den rivayetidir. (Hülâsa: 147)
AÇIKLAMA: 2657’de