6- HİÇ BİR MİRASÇIYA
VASİYYET YOKTUR, BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنِ أَبِي
شَيْبَةَ. ثنا
يَزِيدُ بْنُ
هارُونَ.
أَنْبَأَنَا
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
عَرُوبَةض
عَنْ
قَتَادَةَ، عَنْ
شَهْرِ بْنِ
حَوْشَبٍ، عَنْ
عَبْد
الَّرَحْمَنُ
بْنِ عَنْمٍ،
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
خَارِجَةَ؛
أَنَّ
النَّبِّي
صلى الله عليه
وسلم
خَطَبَهُمْ
وَهُوَ عَلَى
رَاحِلَتِهِ.
وَإِنَّ
رَاحِلَتَهُ
لَتَقْصَعُ
بِجِرَّتِهَا.
وَإِنَّ
لُغَامَهَا لَيَسِيلُ
بَيْنَ
كَتِفَيَّ؛
قَالَ:
((إِنّ
اللهَ قَسَمَ
لِكُلِّ
وَارِثٍ
نَصِيْبَهُ
مِنَ المِيرَاثِ.
فَلا يَجُوزُ
لِوَارِثٍ
وَصِيَّةٌ. الوَلَدُ
للفِرَاشِ
وَللعَاهِرِ
الحجَرُ. وَمَنْ
ادَّعَى إِلى
غَيْرِ
أَبِيهِ،
أَوْ تَوَلَّى
غَيْرَ
مَوَالِيهِ،
فَعَلَيْهِ
لَعْنَةُ
اللهِ وَ
المَلائِكَةِ
والنَّاسِ اَجمَعِينَ.
لا يُقْبَلُ
مِنْهُ
صَرْفٌ وَلاَ
عَدْلٌ)) ((أو قَالَ:
عَدْلٌ
وَلاَصَرْفٌ.))
Amr bin Hârice
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesi
üzerinde hutbe irâd buyurdu. (Bu esnada) binek devesi geviş getiriyordu ve
ağzının köpüğü benim iki omuzumun arasında akıyordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (hutbesinde) buyurdu ki: «Allah, şüphesiz her mirasçıya
mirastan olan nasibini taklim (ve tâyin) buyurdu. Artık hiç bir mirasçıya
vasiyyet caiz değildir. Çocuk döşek (sahibin) e aittir. Zina eden (erkeğ)e de
mahrumiyet vardır. Kim babasından başka bir kimsenin oğlu olduğunu iddia eder
veya kendisini âzadlayanlardan başkasının âzadlısı olduğunu söylerse Allah'ın,
meleklerin ve bütün insanların laneti o kimsenin üzerine olsun. O kimseden ne
tevbe ne de fidye (râvl dedi ki: veya Peygamber! ne fidye ne de tevbe buyurdu)
kabul olunur.
AÇIKLAMA: 2714’te