1- FERAİZ (İLMİNİ)
ÖĞRETMEYE TEŞVİK BABI
حدّثنا
إِبْرَاهِيْمُ
بْنُ
الْمُنْذِرِ
الْحِزَامِيُّ.
ثنا حَفْصُ
بْنُ عُمَرَ
بْنِ أَبِي
الْعِطَافِ.
ثنا أَبُو
الْزِّنَادِ
عَنْ
اْلأَعِرَجِ،
عَنْ أبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم: ((يَأأَبَا
هُرَيْرَةَ !
تَعَلَّمُوا الْفَرَائِضَ
وَعَلِّمُوهَا
فَإِنَّهُ نِصْفُ
الْعِلْمِ.
وِهُوَ
يُنْسَى.
وَهُوَ أَوَّلُ
شَيءٍ
يُنْزَعُمِنْ
أُمَّتِي)).
في الزوائد:
قلت أخرجه
الحاكم في
المستدرك، وقال:
إنه صحيح
الإسناد.
وفيما قاله
نظر. فإن حفص
بْنُ عمر
المذكور ضعفه
ابن معين
والبخاريّ
والنسائيّ
وأبو حاتم.
وقال ابن
حبان: لا يجور
الاحتجاج به
بحال: وقال
ابن عديّ:
قليل الحديث.
وحديثه. كما
قَالَ
البخاريّ،
منكر.
Ebu Hureyre
(r.a.'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Yâ Ebâ Hureyre, Ferâiz (ilmin)i öğreniniz ve
öğretiniz. Çünkü ilmin yarısıdır ve bu ilim unutulur. Ümmetimden çekilip
çıkarılacak ilk şey bu ilimdir.»
Not: Zevaid
yazarı şöyle der: Bu hadisi Hakim de el-Müstedrek'te rivayet ederek isnadının
sahih olduğunu söylemiştir. Fakat söylediği söze itiraz vakidir. Çünkü senedde
itiraz vakidir. Çünkü senedde ismi geçen Hafs bin Ömer'in zayıflığını İbn-i
Main. Buhari, Nesai ve Ebu Hatim söylemişlerdir. İbn-i Hibban da: Hiç bir
durumda onun rivayetini delil göstermek caiz değildir, demiştir. İbn-i Adiy de:
Onun hadisi azdır ve Buhari'nin dediği gibi münkerdir, demiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisi Hakim ve Darekutni de rivayet etmişlerdir.
Bu hadisin senedi zayıf ise de bu konuda başka hadisler de mevcuttur.
el-Hafız'ın el-Fetih'te beyan ettiğine göre Ahmed, Tirmizi ve Nesai'nin rivayet
ettikleri ve Hakim'in de sahih olduğunu söylediği bir hadiste ''Abdullah bin
Mes'ud (r.a.), Resulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: ''Feraizi
ögreniniz ve halka öğretiniz. Çünkü ben ölmüş olacağım ilim de ölmüş olacaktır,
Öyle ki iki kişi miras paylan hususunda ihtilafa düşecekler de aralarındaki
ihtilafı (bilip) çözecek kimseyi bulamayacaklardır.'' "
Tuhfe yazarı bu
konuda rivayet olunan başka hadisleride nakletmekte ise de buraya aktarmaya
gerek görmüyorum.
Hadisimizin
izahına gelince, bu hadisteki Feraiz kelimesiyle feraiz ilminin kasdediImiş
olması kuvvetle muhtemeldir. Meşhür olan da budur. Müellifimiz bu görüşte
oldUğu için bu hadisi bu babta rivayet etmiş, denilebilir. Feraiz ilminin, dini
ilimlerin yarısı oldugu bildirilmektedir. Bu cümlenin yorumları hakkında Sindi
şu bilgiyi verir: "Feraiz'in ilmin yarısı olduğunun anlamı şudur: İnsanlar
için hayat ve ölüm halleri vardır. Feraiz ilmi insanın ölüm haline aittir.
Diğer ilimler onun hayat haline aittir. Şu halde ilim iki kısma ayrılmış olur.
Hadisteki ''Yarısı'' tabirinden maksad ''Bir kısmı'' dır. Sibki de: Bir kavle
göre feraiz ilminin önemi belirtilmek üzere ilmin yarısı kılınmıştır.
Bazılarına göre bunun manası şöyledir: Feraiz ilminin teferruatı ve meseleleri
etraflıca ve detaylı bir şekilde izah edilirse fıkıh ilminin diğer bölümlerinin
tümü kadar olur. Başka bir kavle göre bu hadis, manası idrak edilemeyen
müteşabih nevindendir. Nasıl ki İhlas süresinin Kur'an-ı Kerim'in üçte biri ve
Kafirün süresinin Kur'an-ı Kerim'in dörtte biri olduğuna dair hadislerin
müteşabih, yani manası insanlarca idrak edilmeyen neviden olduğu söylenmiştir."
İbn-i Uyeyne'ye
bu cümlenin manası sorulduğunda: Feraiz ilminin hükümleri her insanın ölümü
halinde uygulandığı için, bunun ilmin yarısı olduğu buyurulmuş, diye cevap
vermiştir.
Hadisin ''Bu
ilim unutulur'' cümlesi ile ilgili olarak Sindi: Çünkü halk buna önem vermiyor,
demiştir. Kanımca bu cümle şöyle de yorumlanabilir. Çünkü bu ilim bir takım
kaideler ve hesaplar ihtiva eder. Devamlı okunup işlenmezse çabuk unutulur,
hatırda pek tutulamaz. Bu ilimle iştigal edenler bu duruma vakıftırlar.
Hadisin ''Ümmetimden
çekilip çıkarılacak ilk şey bu ilimdir'' cümlesinin izahı bölümünde de Sindi:
Yani bu ilmi bilenler ölür. Başkaları da önemsemez ve böylece kalkmış,
müslümanlardan alınmış olur. Yoksa bu ilmin, bilginlerin göğüslerinden çekilip
çıkarılması, onlara unu tt urulması manası kasdedilmemiştir, der.
Hadisin bu
haberi asrımızda hemen hemen gerçekleşmek üzeredir. Çünkü gerçekten
memleketimizde bu ilmi bilenlerin sayısı çok azalmıştır. Bilenler de ölürlerse onlardan
sonra gelecek nesilde bunu öğrenecek kimse çıkar mı, diye şüpheler duyulmakta
ve endişe edilmektedir.