SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FERAİZ

<< 2732 >>

7- VELA (KÖLE VEYA CARİYEYİ AZADLAMADAN DOĞAN HAK) SEBEBİYLE (AZADLANAN KİMSEYE) MİRASÇI OLMA BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرٍ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثنا حُسَيْنٌ بْنُ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنُ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ؛ قَالَ: تَزَوَّجَ رَبَابُ بْنُ حُذَيْفَةَ بْنِ سَعِيْدِ بْنِ سَهْمٍ، أُمَّ وَائِلٍ، بِنْتَ مَعْمَرٍ الْجُمَحِيَّةَ. فَوَلَدَتْ لَهُ ثَلاَثَةً. فَتُوُفِّيَتْ أُمُّهُمْ. فَوَرِثَهَا بَنُوهَا، رِبَاعَاً وَوَلاَءَ مَوَالِيهَا. فَخَرَجَ بِهِمْ عَمْرُو بْنُ الْعَاصِ إِلَى الْشَّامِ. فَمَاتُوا فِي طَاعُونٍ عَمْوَاسٍ. فَوَرِثَهُمْ عَمْرُو. وَكَانَ عَصَبَتَهُمْ. فَلَمَّا رَجَعَ عَمْرُو بْنُ الْعَاصِ. جَاءَ بَنُو مَعْمَرٍ، يُخَاصِمُونَهُ فِي وَلاَءِ أُخِتِهِمْ، إِلَى عُمَرَ: أَقْضِي بَيْنَكُمْ بِمَا سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللهِ. سَمْعْتُهُ يَقُولُ:

 ((مَا أَحْرَزَ الْوَلَدُ وَالوَالِدُ فَهُوَ لِعَصَبَتِهِ، مِنْ كَانَ)) قَالَ، فَقَضِي لَنَا بِهِ. وَكَتَبَ لَنَا بِهِ كِتَابَاً، فِيهِ شَهَادَةُ عِبْدُ الْرَّحْمِنِ بْنِ عَوْفٍ، وَزَيْدٍ بْنِ ثَابِتٍ وَآخَرِ. حَتَّى إِذَا اسْتُخْلفَ عِبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مَرْوَانَ، تُوُفِّيَ مَوْلىً لَهَا. وَتَرَكَ أَلْفَيْ دِيْنَارٍ. فَبَلَغَنِي أَنَّ ذَلِكَ الْقَضَاءَ قَدْ غُيِّرَ. فَخَاصَمُوا إِلَى هِشَامِ بْنِ إِسْمَاعِيلَ. فَرَفَعَنَا إِلَى عِبْدِ الْمَلِكِ. فَأتَيْنَاهُ بِكِتَابِ عُمَرَ. فَقَالَ: إِنْ كُنْتُ َلأَرَى أَنَّ هَذَا مِنَ الْقَضَاءِ الَّذِي لاَ يُشَكُّ فِيهِ. وَمَا كُنْتُ أَرِى أَنَّ أَمْرَ أَهْلِ المَدِينَةِ بَلَغَ هَذَا. أَنْ يَشْكُوا فِي هَذَا الْقَضَاءِ.

فَقَضَى لَنَا فِيهِ. فَلَمْ نَزَل فِيهِ بَعْدُ.

 

Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Riyâb bin Huzeyfe bin Saîd bin Sehm, Ma'mer'in kızı Ümmü Vâil el-Cümehiyye ile evlendi ve ondan üç erkek çocuğu oldu. Sonra çocukların annesi öldü. Oğlan çocuklar, annelerinin bir evine ve annelerinin âzadlılarının velâ hakkına mirasçı oldular. Daha sonra Amr bin el-Âs (r.a.) bu çocukları Şam'a götürdü. Çocuklar Amvâs vebâsında öldüler. Onların asabesi durumundaki Amr (bin el-Âs) onlara mirasçı oldu. Sonra Ma'mer'in oğulları gelip (halife) Ömer (bin el-Hattâb) (r.a.)'a müracaat ederek kızkardeşlerinîn velâ hakkı konusunda Amr'a dâvâcı oldular. Bunun üzerine Ömer (r.a.) :

 

Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim hadîsle aranızda hükmedeceğim. Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken işittim, dedi: «Veled (çocuk) ve vâlid (baba veya annen) in elde ettikleri mîras hakkı, o (çocuğun veya babası ile annesi) nin olan asabesinindir.»

 

Abdullah dedi ki: Ömer (r.a.), (bu hadîse dayanarak) Ümmü vâil'in velâ hakkının bize ait olduğuna hükmetti ve bizim için bu hükme dâir bir yazı verdi. Bu yazıda Abdurrahman bin Avf, Zeyd bin Sabit ve diğer bir zâtın şâhidliği de vardı. Nihayet Abdülmelik bin Mervân halîfe olduğu süre içinde Ümmü Vâil'in bir âzadlısı vefat etti ve iki bin dinar mâras bıraktı da (Ömer tarafından verilen) bu hükmün değiştirildiği haberi bana ulaştı. Ma'mer'in oğulları, yâni Ümmü Vâil'in erkek kardeşleri bu kere (velâ hakkı için) Hişâm bin İsmail'e müracaatla (bize) dâvâcı oldular. Hişâm da bizi (halife) Abdülmelik'e havale etti. Biz de Ömer (r.a.)'in yazılı hükmünü Abdülmelik'e götürdük. Abdülmelik: Ben gerçekten bu hükmün şüphe götürmez hüküm nevinden olduğu görüşünde idim. Medine-i Münevvere halkının durumunun bu hükümde tereddüd edebilecek dereceye ulaştığını sanmıyordum, dedi. Sonra Abdülmelik (de) Ümmü Vâil'in velâ hakkının bize âit olduğuna hükmetti. Biz bu ana kadar bu hakkımıza devam edegeldik.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir.

Amvas ve imvas, Filistin'de bir şehrin ismidir.

Hz. Ömer (r.a.)'ın hilafeti döneminde ve Hicretin 19. yılında bu bölgede görülen veba hastalığında yirmi beş bin insanın öldüğü rivayet olunmuştur. Ebu Ubeyde (r.a.) ile Muaz bin Cebel (r.a.) da bu salgın hastalıkta vefat edenlerdendir.

 

Hadiste sözü edilen Ümmü Vail'in üç oğlu da bu has~ talıktan vefat edince çocukların asabe ismi verilen yakınlarından Am r bin el-As (r.a.) miraslarını almıştır. Ümmü Vail 'den kalma meskenlere mirasçı olduğu gibi Ümmü Vail'in azadlı köle - cariyelerin vela yoluyla olan miras hakkına da sahip olmuştur. Ümmü Vail'in erkek kardeşleri, Ümmü Vail'in vela hakkını dava etmişler ise de halife Ömer (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'in bir hadisini delil göstererek söz konusu vela hakkının kendilerine aİt olmadığını ve bu hakkın, Ümmü Vail'in ölümü dolayısıyla oğullarına ve oğullarının ölümüyle bunların asabe durumundaki Amr bin el-As (r.a.) 'a ıntikal ettiğine hükmetmiştir. Amr bin el-As'ın ölümüyle de bu hak onun asabelerine intikal eder.

 

Ömer (r.a.)'ın rivayet ettiği Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in hadisinin manası şudur:

Bir oğlan veya kız çocuk, babasından veya annesinden miras yoluyla bir mal veya bir hak elde ederse, o çocuğun ölümü halinde bu mal veya hak onun asabesine aittir. Yani çocuğun belirli pay sahibi olan mirasçıları yok ise bu mal ve hakkın tamamı asabeye aittir. Hadiste sözü edilen meselede Ümmü Vail'in oğlan çocukları ölünce annelerinden kendilerine intikal etmiş olan mal ve vela hakkının bu çocukların asabe durumundaki Amr bin el-As (r.a.)'a intikal etmesi gerekir. Ölen çocukların dayılan olan Ümmü Vail'in kardeşlerine intikal etmez.

 

Keza bir baba veya bir anne, çocuklarının ölümü dolayısıyla bir mal veya bir hak elde ederlerse bu baba veya annenin ölümüyle bu mal veya hak onun asabelerine intikal eder. Tabii belirli pay sahibi durumundaki mirasçıları yok ise. Şayet bu nevi mirasçıları var ise feraiz'de belirtildiği ölçülere göre bunlar hisselerini aldıktan sonra artakalan mal asabelere verilir.

 

Şu noktayı tekrar hatırlatalım: Vela hakkı yalnız erkek asabelere intikal eder. Kadın asabelere intikal etmez. Mesela: Bir köleyi azadIayan kimse öldüğü zaman bir oğlu ile bir kızı varsa, malının üçte ikisi oğluna, üçte biri de kızına verilir. Fakat vela hakkı oğluna mahsustur. Yani azadIanan köle mirasçısız öldüğü zaman efendisinin oğlu ona mirasçı olur fakat efendisinin kızı mirasçı olmaz.

 

Abdülmelik bin Mervan, Emevi halifelerinden olup hilafeti Hicri 65 - 86 yılları arasında 21 yıl sürmüştür. Ümmü Vail'in bir azadlısı onun döneminde vefat edince geriye bıraktığı iki bin dinara Ümmü Vail'in erkek kardeşleri konmak istemiş ve böylece Ömer (r.a.) tarafından verilmiş olan hüküm değiştirilmek istenmiş ve Ümmü Vail'in kardeşleri bu maksadla Hişam bin İsmail'e baş vurmuşlardır. Ebu Davud' un rivayetinde "Hişam bin İsmail veya İsmail bin Hişam" şeklinde geçmektedir. Bu zatın neci olduğu hususunda bir bilgi edinemedim. Ancak bu zatın davacıları ve da.valıları halife Abdülmelik'e gönderdiği belirtildiğine göre bu zatın Medine Valisi ihtimali hatıra gelir. Çünkü davanın Medine-i Münevvere'den halife Abdülmelik'e gönderildiği, Abdülmelik'in sözünden anlaşılmaktadır. Gönderenin de bu zat olduğu, Abdulla h' ın sözünde belirtilmektedir.

 

HADISTEN ÇIKARILAN HÜKÜMLER

 

1. Azadlısı bulunan bir kadın öldüğü zaman erkek çocukları ve erkek kardeşleri varsa, onun malı erkek çocuklarına intikal ettiği gibi, vela hakkı da çocuklarına intikal eder.

 

2. Annesinden vela hakkı kendisine intikal eden çocuk öldüğü zaman bu hak çocuğun asabesine intikal eder, annesinin kardeşlerine intikal etmez.

 

3. Yetkili ilim adamı ve şer'i hakim bir hüküm verdiği zaman bunu yazdırması ve şahidle tevsik etmesi meşrudur ..