6- MAZERET KENDİSİNİ
CİHAD'DAN ALIKOYAN KİMSE (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى.
ثنا ابْنُ
عَديٍّ، عَنْ
حُمَيْدٍ،
عَنْ أَنَسِ
بْنِ
مَالِكٍ؛
قَالَ: لَمَّا
رَجَعَ رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم مِنْ
غَزْوَةِ
تَبوُكَ،
فَدَنا مِنْ
الْمَديْنَةِ،
قَالَ: ((إِنَّ
بِالْمَدِينَةِ
لَقَوْماً، مَا
سِرْتُمْ
مِنْ
مِسِيرٍ،
ولاَ
قَطَعْتُمْ
وَادياً،
إِلاَ
كَانُوا
مَعَكُمْ
فيِهِ)) قَالُوا يا
رَسُولَ الله!
وِهُمْ
بِالْمَدِينَةِ.
قَالَ:((
وِهُمْ
بِالْمَدِينَةِ.
حَبَسَهُمُ
الْعُذْرُ))
Enes bin Mâlik
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Tebûk
savaşından dönüp Medîne-i Münevvere'ye yaklaşınca (sahâbîlere): «Şüphesiz, Medine'de öyle bir
(erkek) cemaati var ki, yürüdüğünüz yol boyunca ve geçtiğiniz her derede
sizlerle (sevâb bakımından) beraber idiler» buyurdu. Sahâbîler: Ya Resûlallah!
Onlar Medine'de oldukları halde (mi?) diye sordular. Resul-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): ‘‘(Evet). Onlar Medine'de oldukları halde. (Hastalık ve
güçsüzlük gibi meşru) mazeret, onları (savaşa katılmaktan) alakoydu.’’ buyurdu.
AÇIKLAMA: 2765’te