7- ALLAH YOLUNDA
RİBAT'IN (NÖBET TUTMANIN) FAZİLETİ BABI
حدّثنا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ. ثنا
عِبْدُ الرَّحْمَنِ
بْنُ زَيْدٍ
بْنِ
أَسْلَمَ، عَنْ
أَبيهِ، عَنْ
مُصْعَبِ
ابْنِ
ثَابِتْ، عَنْ
عِبْدِ اللهِ
بْنِ
الزُّبَيْرِ؛
قَالَ: خَطَبَ
عُثْمَانُ
بْنُ
عَفَّانَ
النَّاسَ،
فقَالَ: يَا
أَيُّهاَ
النَّاسُ!
إِنِّي
سَمِعْتُ
حَدِيثاً
مِنْ رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم. لَمْ
يَمْنَعَنِي
أَنْ
أَحَدَّثَكُمُ
بِهِ إِلاَّ
الضِّنُّ
بِكُمْ وَ
بِصَحَابَتِكُمْ.
فَلْيَخْتَرْ
مُخْتَارٌ
لِنَفْسِهِ
أَو لِيَدَعْ.
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللهِ
يَقُولُ: ((مَنْ
رَابَطَ
لَيْلَةً في
سَبيلِ اللهِ
سُبْحَانَهُ،
كَانَتْ
كَأَلفِ
لَيْلَةٍ،
صِيَامَها
وَقِيَامَها)).
في الزوائد:
في إسناده
عِبْدِ
الرحمن بْنُ
يزيد بْنُ
أسلم. ضعفه
أحمد وابن
معين وغيرهما.
Abdullah bin
Zübeyr (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Osman bin Affân (r.a.), cemaata bir hitabede
bulundu ve (bu arada) şöyle söyledi: Ey insanlar! Ben Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den şüphesiz bir hadîs işittim. Sizlere ve arkadaşlığınıza olan
tutkunluğumdan başka hiç bir şey bunu size rivayet etmeme mâni olmadı. Artık
dileyen kimse kendisine (rıbâtı) seçsin veya bıraksın. Ben Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Kim Allah Sübhâneh
yolunda bir gece rıbât (yâni serhadde ve önemli yerlerde düşmana karşı bekleme)
de bulunursa, o bekleyişi (bir günün (nafile) orucu ve gecesinin ibâdeti gibi
olur.» (Osman r.a. arkadaşlarının ayrılıp nöbet gitmelerinden korkmuştur.)
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem vardır.
Ahmed, İbn-i Main ve başkaları bu raviyi zayıf saymışlardır.
AÇIKLAMA: Bu babta rivayet edilen hadislerde ve bu babın başlığında geçen
"Ribat" kelimesinin manası: Kastalani bu kelime ile ilgili olarak şu
bilgiyi verir: "Ribat", düşman sınırlarına yakın önemli yerlerde
müslümanların ikamet edip sınırları korumaları ve düşmanları gözetlemeleridir.
Ribat'ın asıl manası cihad üzerinde durmaktır. Bir kavle göre Ribat, devamlılık
ve ayrılmamak manasınadır. Diğer bir kavle göre Ribat, eşyayı bağlamakta
kullanılan bağ manasınadır. Serhadde düşmana karşı bekleyen kimse kendisini bu
işe bağladığı veya savaş atını bağladığı ve her an savaşa hazır vaziyette
durduğu için bu bağlılığına Ribat ismi verilmiştir."
Zevaid yazarı
bu hadisi Zevaid türünden saymıştır. Ama Tirmizi bunun bir benzerini Osman bin
Affan (r.a.)'ın mevlası Ebu Salih aracılığıyla Osman (r.a.)'den rivayet
etmiştir. Ordaki rivayete göre; Osman (r.a.) minber üzerinde cemaata hitaben:
Benim etrafınıda dağılırsınız (yani serhadde gidip nöbet tutarsınız)
endişesiyle, ResuluIlah (s.a.v.)'den işittiğim bir hadisi şüphesiz sizden
gizledim. Sonra kişi arzu ettiğini kendine seçsin diye bu hadisi size anlatmayı
uygun buldum. Ben ResuluIlah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim:
''Allah yolunda
bir gün nbat, başka yerlerdeki bin günden hayırlıdır.''
Tuhfe yazarı da
bu hadisin şerhinde: Bu hadisi, Ahmed, Nesai ve İbn-i Mace de rivayet etmiştir,
der. Şu durumda bu hadis Zevaid türünden sayılmayabilir. Ancak yukarda işaret
ettiğim gibi rivayetlerdeki kelime farklılığı ve biraz da mana değişikliği
vardır. Bununla beraber hasen - garib olan Tirmizi'nin hadisi burdaki hadisi
teyid ve takviye etmiş olur.
Hadiste geçen
"Dınn" kelimesinin asıl manası cimriliktir. Sahabet de refakat ve
arkadaşlıktır. Osman (r.a.), etrafındaki sahabilerin ve diğer cemaatın
kendisinden ayrılıp, serhad şehirlerine rıbatın yüce sevabını elde etmek
amacıyla gitmelerinden endişe duyduğu için bu hadisi bir süre rivayet
etmediğini belirtmek istemiştir. Daha sonra hadisi rivayet etmiştir.
Bir farz namazı
eda ettikten sonra diğer farz namazı beklemek de Ribat'ın bir çeşitidir. Buna
dair hadisler vardır. Ancak bunun cihad için olan ribat'a benzetildiği ve asıl
ribat'ın eihad için serhadde olan ribat ve bekleme olduğu alimlerce beyan
edilmiştir.
Müslim'in
rivayet ettiği bir hadiste bir günlük ribat'ın bir aylık (nafile) oruçtan ve
Buhari'nin rivayet ettiği başka bir hadiste bir günlük ribat'ın dünyadan ve
dünyadaki bütün şeylerden hayırlı olduğu rivayet edilmiştir.