DEVAM: 21 - SU TAKSİMİ
BABI
حدّثنا
العَبَّاسُ
بْنُ
جَعْفَرٍ. ثنا
مُوسى بْنُ
دَاوُدَ. ثنا
مُحَمَّد
بْنُ
مُسْلِمٍ الطَّائِفِيُّ
عَنْ
عَمْرِوبن
دِينَارٍ ، عَنْ
أَبِي
الشَّعْثَاءِ،
عّنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((كُلُّ
قَسْمٍ
قُسِمَ فِي
الجَاهِلِيَّةِ،
فَهُو عَلَى
مَا قُسِمَ.
وَكُلُّ قَسْمٍ
أَدْرَكَهُ
الإِسْلامُ،
فَهُوَ عَلَى
قَسْمِ
الإسْلاَمِ)) .
(Abdullah) bin
Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Câhiliyet devrinde taksim edilmiş olan her
şey, taksim edildiği şekil üzerine (geçerli) dir. İslâmiyet devrinde taksim
edilen her şey de İslâmiyet'in taksim (hükümler) i üzerine (geçerli) dir.»
AÇIKLAMA: Amr bin Avf el-Müzeni (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Bu zat Bedir
savaşına katılan sahabilerdendir. 165 ve 1279 nolu hadisler bölümünde bu durum
belirtildi. Notta belirtilen Zevaid ifadesinde bir kalem hatası olabilir. Notun
tercemesine o hatayı gidermeye işaret ettim. Çünkü bir sahabi için zayıflık söz
konusu değildir. Ancak bunun senedinde bulunan ve O'nun torunu olan Kesir zayıf
olduğu için sened zayıftır.
Bu hadise göre
hayvanlar sulanmaya götürüldüğü gün atIar, develerden, sığırlardan ve koyun ile
keçilerden önce sulanır. Şu halde sulama işinde bir sıralama ve bir taksim
durumu söz konusudur.
Sindi'nin
beyanına göre hadisin başındaki fiil bazı nüshalarda "Yübeddeu =
Başlanılır" şeklinde ve diğer bazı nüshalarda "Yübeddu = Ayırd edilir"
şeklinde gelmiştir. Her iki şekilde de kasdedilen mana atların diger
hayvanlardan önce sulanmasıdır.
Suyuti'nin
sözünden anlaşıldığına göre ise bu "Yüneddeu" şeklinde olup
"Tendiye" mastarından türemedir.
Tendiye:
Adamın, develeri ve atları suya getirip biraz su içirdikten sonra meraya
döndürüp bir saat otlattırması ve takrar sulamaya getirmesidir. Tendiye: Atı
terletinceye kadar koşturmak manasına da gelir.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisini Ebu Davud da Feraiz kitabında rivayet etmiştir. Bu hadise göre
Cahiliyet devrinde miras ve diğer konularda yapılan taksimat müteber sayılır.
Yani böyle bir taksimatı yapanlar sonradan müslümanlığı kabullenince evvelce
yaptıkları taksimat bozulmuş sayılmaz, Fakat müslümanlığı kabullendikten sonra
insanlar taksimatlarını İslami hükümlere göre yapmak durumundadırlar.
İslamiyet'e aykırı taksimler müteber değildir.
Bundan önce
geçen bablarda beyan edilen hadislerde su işi için bazı taksimler, sulama
nöbetleri ve su kullanımında bir takım sıralama oldugu belirtilmişti. Bu
babtaki ilk hadis de sahih ise atların diger hayvanlardan önce sulanması
emredilmiş olur. Ancak hadisin senedinin durumu yukarda belirtildi. İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisi de İslamiyet'te yapılan taksimlerin şer'i hükümlere
uygunluğunun esas oldugwıu, fakat cahiliyet devrindeki taksimlerin İslami
hükümlere uygunlugunun aranmıyacağını belirtmektedir.
Avnü'l-Mabüd
yazarının beyanına göre Hattabi bu hadisin şerhinde: Bu hadisten şu hükümler
çıkar: Cahiliyet devrinde kıyılan nikahlar ve alım satımlar ile benzeri
yollarla yapılan muameleler ve mal edinmeler oldugu gibi geçerli sayılır
İslamiyet bunları iptal etmez. Fakat İslamiyet'ten sonra bu gibi meseleler vukü
bulursa mutlaka İslami emirlere uygunluğu şarttır, demiştir.
İbnü'l-Kayyim
de ibni Abbas (r.a.)'ın bu hadisinin şerhinde şöyle der: "Ey iman edenler
Allah'tan sakının ve kalan faizi bırakın.'' (Bakara 278) ayeti bu hadisin
hükmüne delalet eder. Çünkü Allah Teala bu ayette müslümanların teslim
almadıkları faizden vazgeçmelerini emretmekte ve onların daha önce teslim almış
oldukları faize değinmemektedir. Bilakis onların önceden almış oldukları faizi
geçerli saymaktadır.
Nikahlar da
böyledir. Yani İslam dini cahiliyet devrinde kıyılmış olan nikahlara da
dokunmamış, nasıl kıyıldığını araştırmamış, bilakis o tür nikahları geçerli
saymıştır. Ancak iki kız kardeşi bir erkeğin nikahı altında toplamak ve dörtten
fazla kadının bir erkeğin nikahı altında birleştirmek gibi İslamiyet'te iptal
edilmesi gerekli olan nikahları geçersiz saymıştır. Bu da henüz teslim
alınmamış faiz gibidir.
Cahiliyet
devrinde edinilmiş mallar da böyledir. Resul-i Ekrem (s.a.v.) müslüman olan bir
kimseye malını ve bunu ne şekilde kazandığını sormamış ve buna değinmemiştir.
Bu ayet ve bu hadis
İslamiyet'in temel prensiplerinden biridir.
Birçok hükümler
bu esasa dayanır."
İbnü'l-Kayyim
bundan sonra bu hadisin mirasla ilgili yönünü anlatmaktadır. Mirasla ilgili
bilgiyi burada değil de 2749 nolu hadisin izahı bölümünde vermeyi düşünüyorum.
Çünkü o hadis buradaki hadisin benzeri olmakla beraber Faraiz kitabında olduğu
için miras konusu orda işlenmelidir .