SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-LUKATA

<< 2505 >>

2. LUKATA BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ, ثنا عَبْدُ الوَهَّابِ الثَّقَفِيُّ عّنْ خّالِدٍ الحّذَّاءِ، عَنْ أَبِي العَلاَءِ، عَنْ مُطَرِّفٍ، عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمارٍ ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: ((مَنْ وَجَدَ بُقَطَةً فَلْيُشْهِدْ ذَا عَدْلٍ. ثُمَّ رّ يُغَيِّرْهُ وَلاَ يَكْتُمْ. فَإِنْ جَاءَ رَبُّهَا، فَهُوَ أَحَقُّ بِهَا. وَإِلاَّ فَهُو مَلُ الهِ يُءْتِيهِ مَنْ يِشَاءُ)).

 

İyâz bin Himâr (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir lukata bulursa âdil bir veya adil iki şahid tutsun. Sonra bulduğu malı değiştirmesin ve (yitik mal bulduğunu) gizlemesin. Eğer lukata'nın sahibi gelirse öncelikle buna âid hak sahibidir, Sahibi gelmezse (yâni çıkmazse) artık lukata Allah'ın malıdır. Allah malını dilediğine verir.»

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud, Ebu Davud-i Tayalisi, Nesai Beyhaki, ve Tahavi de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA:     Tekmile yazarı bu hadisin şerhinde özetle şu bilgiyi verir: Tutulacak adil şahid sayısının bir veya iki olduğuna dair tereddüd, ravi'ye aiddir. Ahmed ve Tahavi'nin rivayetlerinde bu tereddüd durumu yoktur. Oralardaki rivayette iki adil şahid'in tutulması emredilmiştir. Lukata'ya aid tutulacak şahidlerin hangi hususlar için tutulacağı hususunda bir kaç görüş vardır:

 

1. Kişi sadece bir lukata bulduğuna dair şahidler tutacak. Fakat bulduğu malın evsafını açıklamıyacaktır ki, herhangi bir yalancı kimse haksız yere bu mala sahip çıkmasın.

 

2. Kişi bulduğu malın tüm evsafını tesbit etmek için şahidler tutacak ve bütün vasıfları şahidlere anlatacak ki günün birinde ölürse varisleri o malda tasarruf etmesin, kendisinin malı olduğunu sanmasınlar. Şafiiler'in bir kısmına göre kişi, bulduğu malın bazı vasıflarını şahidlendirecek ve bazı evsafını gizli tutacaktır. Nevevi: En sıhhatli görüş budur, der.

 

HADİSİN FIKHİ YÖNÜ

 

1. Lukata yani yitik mal bulan kimse bunu alınca durumu şahidlerle tesbit etmelidir. Şahid tutmaya aid hadisteki emrin hükmü hakkında alimler ihtilaf etmişlerdir. Şöyle ki:

a) Hanefiler'e göre, kişinin. bulduğu malın onun yanında emanet sayılıp kusur ve ihmali olmadıkça zayiinden ve helak olmasından sorumlu tutulmaması için şahid tutmuş olması şarttır. Eğer şahid tutmamış ise mal onun yanında helak olursa veya zayi olursa kusur ve ihmali olsun veya olmasın mal sahibi çıktığında bunu ödettirir. Kişi yitik malı sahibine teslim etmek üzere iyi niyetle aldığını, fakat şahid tutmadığını söyler ve mal sahibi de onu doğrularsa bu takdirde kişi o malın helak veya zayiinden sorumlu değildir. Şu halde bir adam yitik bir mal bulup yerden alır da durumu şahidlendirmez ve sonra henüz sahibi bulunmamış iken adamın kusuru olmaksızın ınal helak veya zayi olur. Sonra sahibi çıkar ve adam durumu anlatır. Mal sahibi de adamın iyi niyetle malı götürdüğünü doğrularsa adama malın değerini ödettiremez. Şayet mal sahibi adamı yalanlarsa Ebu Hanife'ye göre malı tazmin ettirir. Ebu Yusuf ile Muhammed'e göre adam, bulduğu malı sahibine iade etmek niyetiyle aldığına yemin ederse ödetme durumu kalmaz.

 

b) Şafii'ye göre kişinin yitik mal bulduğunu şahidlendirmesi vacibtir. Şafii, hadisin zahirini tutmuştur. Bir de şu durum vardır: Adam şahid tutmayınca görünüşte adam malı kendi nefsi için almış olur.

 

c) Malik, Ahmed ve meşhur kavlinde Şafii: Şahid tutmak müstehabtır. Hadisteki emir müstehablık içindir. Çünkü yitik mal bulmaya aid sahih hadislerde şahid tutma emri yoktur. Bu hadislere bakılınca burdaki emrin müstehablık için olduğu kanaati hasıl olur, demişlerdir.

 

Hattabi: Bu hadisin şahid tutma emri eğitim ve irşad anlamını taşır. Şahid tutma emrinde iki hikmet vardır. Birisi şudur: Şahid tutulmadığı takdirde nefis ve şeytan yitik malı götüren adamın kalbine vesvese sokabilir. Adam malı götürürken iyi niyetle götürmüş olduğuna rağmen sonra nefis ve şeytan kendisini iğfal edebilir ve hiyanete sürükleyebilir. Adam şahid tutmuş ise böyle bir tehlike endişesi olmaz. İkinci hikmet de şudur: Adam aniden ölebilir. Mirasçıları da bunu onun öz malından sayarak bölüşme iddiasında bulunabilirler. Şahid tutulmuş ise böyle bir tehlikeye yer kalmamış olur.

 

2. Hanefiler hadisin ''Mal sahibi gelmezse artık o, Allah'm malıdır,. cümlesini delil göstererek: Bir yıl süre ile usulüne uygun olarak ilan edilmesine rağmen sahibi çıkmayan yitik mal, bunu bulan kimsenin fakir olması kaydı ile mülkiyetine geçer. Bulan kimse fakir değilse yitik mal onun mülkiyetine geçmez. Çünkü Allah'ın malını ancak sadakaya muhtaç kimseler alabilir, demişlerdir. Bu husustaki ilmi görüşler bundan sonra gelen iki hadisin izahı bölümünde verilecektir.