DEVAM: 15- ALLAH
SÜBHANEHU VE TEALA YOLUNDA SAVAŞMA (NIN FAZİLETİNİN BEYANI) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ
شَيْبَةَ. ثنا
عَفَّانُ. ثنا
دَيْلَمُ
بْنُ
غَزْوَانَ.
ثنا ثَابِتٌ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مالِكٍ؛
قَالَ:
حَضَرْتُ
حَرْبَاً.
فَقَالَ
عِبْدِ اللهِ
بْنُ
رَوَاحَةَ:
يَا نَفْسِ! أَلاَ
أرَاكِ
تَكْرَهِينَ
الْجَنَّهْ أَحْلِفُ
بِاللهِ
لَتَنْزِلِنَّهْ طَائِعةً
أَوْ
لَتُكْرَهِنَّهْ
في الزوائد:
إسناده حسن.
لأن ويلم بْنُ
غزوان مختلف
فيه.
Enes bin Mâlik
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben bir savaşta hazır bulundum. Abdullah bin Revaha
(r.a.) (kâfirlerle savaşırken) şöyle dedi: Yâ nefsim! Seni uyarıyorum. Ben,
seni cennet (e girmeye sebep olan savaş) tan hoşlanmaz olarak görüyorum.
Allah'a yemin ederim ki, sen ya itaatkâr (uysal) olarak (savaşmak suretiyle)
muhakkak cennete gireceksin ya da şüphesiz buna zorlanacaksın.
Not: Zevllld'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir. Çürikü ravİ Deylem bin Gazvan
hakkında ihtilaf vardır.
AÇIKLAMA: Bu hadis Zevaid türündendir. Abdullah bin Revaha (r.a.) Ensar-ı Kiram'ın
Hazreç kabilesinden ve Akabe biatında bulunan meşhur sahabilerdendir. "
Bu zat, bir
taraftankılınciyle, diğer taraftan kalemiyle İslam'a hizmet eden ve şair
tabiatlı bir şahsiyet idi. Hicret-i Nebeviyye - esnasında şair ıHassan bin
Sabit (r.a.) ile beraber Peygamber (s.a.v.)'in Medine-i Münevvere'ye teşrifine
dair kasideler söylemiştir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e en yakın sahabiler
arasında yer alan bu zat, Bedir, - Uhud, Hendek, Hudeybiye ve Hayber savaşına
katılmıştı. Savaşlarda şiir ve kasidelerinin şu mısraını, devamlı tekrarladığı
rivayet olunmuştur: "Ey nefsim eğer sen katledilmezsen (şehid edilmezsen)
öleceksin."
Katıldığı bütün
savaşlarda kahramanca savaşan İbn-i Revaha, nihayet hicretin sekizinci yılı
katıldığı Mute savaşında şehid edildi. İbn-i Revaha'nın bu sefere çıktığı andan
şehid edildiği ana kadar irticalen söylemiş olduğu bütün şiirleri Siyret-i
İbn-i Hişam'da bulunur. Bu şiirlerinin hepsinde onun şehid olmak için can
attığı görülmektedir.
Yukardaki mısra
bir şiirinin biriİıci mısraıdır. İkinci mısraı da şöyledir: "İşte bu, ölüm
ecelidir. Sen buna maruzsun."
İzahıııı
yaptığım bu hadiste Enes (r.a.)'ın rivayet ettiği şiirin İbn-i Revaha
tarafından M u t e savaşında söylendiği bazı siyer kitabIarından
anlaşılmaktadır. Ama ayni şiiri başka savaşlarda da söylemiş olması
muhtemeldir.
Mute savaşına
katılan İslam ordusu üç bin kişilikti. Şam dolaylarında vukli bulan bu savaşta
düşman ordusu iki yüz bin kişilikti. İslam ordusu yola çıktığında Resul-i Ekrem
(s.a.v.) ordu kumandanlığına Zeyd bin Harise'yi tayin etmiş ve şayet Zeyd şehid
olursa Cafer bin Ebi Talib'in kumandan olması, bunun da şehid olması halinde
AbduIIah bin Revaha'nın kumandanlığa geçmesi emrini vermişti. İslam ordusu hareket
edip nihayet Mute'ye vardığı zaman iki yüz bin kişilik bir Rum ordusuyla
karşılaştı. Üç bin kişilik bir kuvvetin iki yüz bin kişilik bir kuvvetle
savaşması cidden büyük bir mesele olduğuna rağmen parolası ya şehadet veya
gazilik olan ve birer arslan gibi olan sahabiler, yılmadan ve korkmadan büyük
bir cesaretle savaşa başladılar. Hakikaten bu üç kumandan da sırayla şehid
edildi ve nihayet İslam sancağına toz kondurmama azim ve kararında bulunan
kahraman sahabilerden Halid bin Velid (r.a.) sancağı alarak savaşa devam edildi
ve zafer İslam ordusuna ve Halid (r.a.)'a nasib oldu.
Şam'ın
mülhakatından olan Belka bölgesinde cereyan eden Mute savaşının vuku bulduğu
gün Medine-i Münevvere 'nin Mescid-i Nebevi'sinde sahabileri ile sohbet eden
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e Mute savaşı bir sinema filimi gibi Allah tarafından
arz edildi ve artık Resul-i Ekrem (s.a.v.) savaş meydanına h.akim ve pek yakın
bir tepeden savaşı takib eder gibi durumu görmeye başladı. İşte bu arada
Resul-i Ekrem (s.a.v.), yanındaki sahabilerine; ''Zeyd (bin el-Harise) sancağı
aldı, sonra şehid oldu'' buyurdu ve şehadet getirip, şehide salat ve selamdan
sonra: "Siz de Zeyd için istiğfar ediniz, Zeyd cennet'e girdi. Orada
mutludur. Şimdi sancağı Ca'fer bin Ebi Talib aldı'' buyurdu. Biraz sonra buna
da şehadet, salat ve dua edip: ''Siz de istiğfar ediniz'' buyurduktan sonra:
"İşte Ca'fer de cennet'e girdi, istediği tarafa iki kanadla uçuyor. Bu
defa sancağı Abdullah bin Revaha aldı, o da şehid oldu'' buyurdu. Reslll-i
Ekrem (s.a.v.) bunu söylerken mübarek gözlerinden yaş akıyordu. AbduIIah
hakkında da şehadete, salat ve duadan sonra: "Siz de onun için istiğfar
ediniz, bu da cennet'e dahil oldu'' buyurdu. Resul-i Ekrem sözlerine devamla:
''Bundan sonra sancağı emirsiz olarak Halid bin el-Velid aldı.
Ona fetih ve
zafer nasib kılındı'' buyurdu.
Bu üç
kumandanın savaş esnasında şehid düştüğünü ve Halid bin el-Velid'in eliyle
zafer kazanıldığını savaşın cereyan ettiği gün Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
Medine-i Münevvere'de ashabına haber verdiğine dair Enes bin Mal i k (r.a.)'ın
hadisini Buhari rivayet etmiştir. Bu, Peygamber (s.a.v.)'in bir mucizesidir.